CHP heyeti Diyarbakır ve Suruç saldırıları sonrası bölgeye giderek çarpıcı bir rapor hazırladı. Çocukları IŞİD’e katılan ailelerin kayıp başvurusuna rağmen emniyetin işlem yapmadığı kaydedildi. Yaralı getiren ambulansların dönüşte IŞİD’e militan götürdüğü anlatıldı.
Emniyet görevlileri, IŞİD’e katılanların aileleleri, STK temsilcileri gibi birçok kesim ile görüşülerek hazırlanan 12 sayfalık raporda, IŞİD’in Türkiye örgütlenmesi ile ilgili çarpıcı bilgilere yer verildi.
KAHVEHANELER IŞİD İRTİBAT NOKTASI
Raporda, “IŞİD’e katılan gençlerin ekonomik durumu zayıf. İşsizliğin yaygın olmasıyla çay ocakları ve kahvehaneler kalabalık. Bazı kahvehaneler ‘IŞİD İrtibat Noktası’ haline gelmiş” denildi. Adıyaman’da görüşülen aileler, İslam Cafe isimli çay ocağının, IŞİD’e katılan gençlerin uğrak mekanı olduğunu ve örgüt propagandası yapıldığını anlattı. Mekanı Suruç bombacısı Şeyh Abdurrahman Alagöz’ün ağabeyinin işlettiği ifade edildi.
SINIRIN ÖTE TARAFINA GENÇLERİ GEÇİRİYORLAR
Raporda dikket çeken bir husus şöyle aktarılıyor: “Aileler tarafından dile getirilen önemli bir iddia ise sınırdan ambulans ile geçtikleri yönündedir. Buna göre, sınırın öte tarafından yaralı getiren ambulanslar buradan gençleri oraya götürmektedir.”
EMNiYET iŞLEM YAPMIYOR
Raporda dikkat çeken diğer tespitler:
Çocukların şiddet içerikli videolar izledikleri ve ailelerine de izlettirmeye çalıştıkları anlatılıyor.
IŞİD’e giden çocuklar ailelerine ev, araba veya bileziklerini satmaları için baskı yaparak, bu parayı ‘Hak yolunda savaşan din kardeşlerine’ götüreceklerini söylemişlerdir.
Örgüte katılan gençlerden birinin yakınının, IŞİD’in faaliyetlerine yönelik BİMER aracılığıyla Eylül 2013’te iki farklı şikayette bulunmasına karşın uzun bir süre hiçbir işlem yapılmamış.
*Suriye’ye giden gençler birkaç ay sonra geri dönüyor ve bir süre Adıyaman’da kalıp tekrar Suriye’ye geçiyor. Emniyette bu kişiler hakkında yapılmış bir işlem yok.
Raporda, bir cami hocasının “M…. ve F…. Camii’ne dışarıdan gelen ve cihat yanlısı çağrıda bulunanlar var. Bu duruma cami hocaları göz yumuyor” tespitine yer veriliyor. Bir diğer cami hocasının da bu durumdan şikâyet eden bir aileye, ‘Bu işe karışma, bunları devlet gönderdi’ dediği aktarılıyor.
ORHAN G’NiN AiLESi: BAŞBAKAN’LA GÖRÜŞTÜK
Raporda, Diyarbakır bombacısı olduğu belirtilen Orhan G.’nin ailesi ile görüşmeye de şu şekilde yer verildi:
“Kaybolmadan 6 ay önce, 2014’te polise gittik. 13 Ekim 2014’te kayboldu. Orhan’la beraber altı kişi daha gitti. 8 ay boyunca sınırlara gittik. Valiye, kaymakama fotoğraflarını verdik. 10 kez savcılığa kayıp ilanı verdik. AKP İl Kongresi’nde Başbakan’la görüştük. Başbakan, ‘Senin oğlun için MİT’e talimat verdim’ dedi. Giden çocuklardan birinin ailesi oğlunun eşiyle gittiğini söyleyince Başbakan, ‘İyi ki beraber gitmişler, birbirlerine destek olurlar’ dedi.
HABERİMİZ?YOKTU
Emniyet’ten arayıp ‘Oğlunuz burada’ dediler. Gece 3 gibi Antep’e gittik. Bombadan haberimiz yoktu. ‘Diyarbakır bombasını çocuğunuz attı’ dediler. Orada görüştük. Ağladı, sürekli ‘Ben yapmadım’ diyordu.”
ORHAN G: PATLAMAYI YARIM SAAT SONRA ÖĞRENDİM
CHP heyeti, Orhan G. ile cezaevinde görüştü. Raporda, Orhan G’nin aktardıkları şöyle yer aldı: “Antep’te pansiyonda kalıyorken 2. günde baskın yaptılar. Diyarbakır’da küçük çuval ve poşet geçirdiler kafama. Dayak attılar. Beni çok tehdit ettiler. Pişmanlık Yasası’ndan faydalan, en fazla 2 yıl yatarsın dediler. ‘Kabul edersen yardımcı oluruz’ dediler. Mitinge Kürt olduğum için destek amaçlı gittim. Alandan herkesi boşalttılar. ‘Bölgeyi arayacağız’ dediler. Mitingin sonunu beklemeden berbere gittim. Patlamayı yarım saat sonra öğrendim.”
EMNİYET MÜDÜRÜ: GİDİŞLERİ ENGELLEYEMİYORUZ
Raporda, sivil toplum temsilcilerinin görüşlerine de yer verildi:
İHD yöneticisi avukat Celal Dikmen: Örgüte ilk katılanlara 5 bin dolar veriliyor. Sınırın ötesinde düzenli olarak bin 200 - bin 300 dolar ödeme yapılıyor.
Emniyet şube amiri: IŞİD’in terör örgütleri listesinde yer almaması sebebiyle bu faaliyetleri yürüten şahıslar ifadeleri alınarak geri bırakılmak durumunda kalınıyor.
Adıyaman Emniyet Müdür Yardımcısı, 'Suriye’den çatışmadan geldiği bilinen şahıslara yönelik teknik takip var mı’ sorusuna, ‘Bizim bu tür bir takip yapma yetkimiz yok. Seyahat özgürlüğü var’ yanıtını vermiştir. ‘Biz sıradan bir kayıp gibi işlem yapıyoruz, bu gidişleri engelleyemiyoruz’ dedi.
BUGÜN