HDP Eş Başkanı Yüksekdağ: Birilerinin devri bitti, bizim devrimiz başladı

HDP Eş Başkanı Yüksekdağ: Birilerinin devri bitti, bizim devrimiz başladı
ELAZIĞ (CİHAN)- Elazığ'da HDP ve DBP öncülüğünde toplanan vatandaşlar Nevruz Bayramı kutlaması yaptı. İstasyon Meydanında öğle saatlerinde başlayan Nevruz kutlamasına HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, HDP ve DBP il başkanları, partililer ve vatandaşlar katıldı. Hozat garajında toplanan bir grup da kutlamanın yapılacağı İstasyon Meydanına polisin yoğun güvenlik önlemleri altında yürüyerek geldi. Vatandaşlar Kürtçe şarkılar eşliğinde halay çekti. Kutlama alanında Abdullah Öcalan posterleri dikkat çekti.

Nevruz kutlaması, yapılan bir dakikalık saygı duruşundan sonra başladı. Elazığ'da ki kutlama programına katılan HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, Nevruz kutlamasına katılan vatandaşlara seslendi. "Bütün Türkiye ve Kürdistan halkları için kazanma dönemi başlamıştır" diyen Yüksekdağ, "Artık bizim devrimiz, artık bizim çağımız, gümbür gümbür dört bir yandan geliyor. Duyulan ayak sesleri özgürlüğün emekle, eşitlikle ve adaletle kurulacak yeni bir yaşamın sesidir ve habercisidir. Artık sadece Elazığ'da değil, artık sadece Türkiye'nin sayısız kentinde değil bütün bir bölgede özgürlük için mücadele edenlerin, kazandıkları yeni alanlar ve kazandıkları yeni başarılarla birlikte yürüyoruz." dedi.

'DEVİRLERİNİN BİTTİĞİNİ GÖRDÜKLERİ İÇİN KENDİLERİNİ HER YOLLA YÖNTEMLE SAĞLAMA, GÜVENCEYE ALMAYA ÇALIŞIYORLAR'

Birileri için bir devrin bittiğini, birileri içinse yeni bir devrin başladığını belirten Yüksekdağ, "Ortadoğu'nun bütün iktidar devletleri için bir devir bitmiştir. Türkiye'de ki AKP zihniyeti ve onun inkarcı zalim siyaseti için bir devir bitmek üzeredir. Ve yeni başlayan devir bizim devrimizdir. Zamanlarının geçtiğini, devirlerinin bittiğini gördükleri için kendilerini her yolla yöntemle sağlama, güvenceye almaya çalışıyorlar. Sarayı niye yaptılar sanıyorsunuz. Ama biz o saray kurulduğu günden bu yana şunu hep söyledik, halkın gönlünde taht kurmayı başaramazsanız, o saraylardaki tahtlar size zehir olur. Size haram olur. O saraylarda ne uyuyabilirsiniz ne oturabilirsiniz. Sadece sarayın kendilerini koruyamayacağını fark edecek kadar akıllılar demek ki bunun üzerine o sarayı o iktidarı korumak için faşist saldırı yasaları çıkardılar. Adına güvenlik paketi dediler. Bunların güvenlikten anladığı tek şey halkın sokaktaki yaşamdaki güvenliğini tehdit etmektir. Yıllar boyunca AKP Hükümeti 13 yıl boyunca bu güvenlik politikasıyla ayakta durdu. Ama bugün çok net söylüyoruz bu güvenlik politikası onlara ayakta tutmaya yetmeyecek. Çünkü bu güvenlik politikası halkın güvenliğini bozma politikasıdır. Ve kusura bakmasın halkımızın güvenliği halkımızın özgürlüğü asla ve asla onlara terk edilemez." ifadelerini kullandı.

'YA 2006 DA SÖYLEDİĞİN YALANDI, YA DA BUGÜN YALAN SÖYLÜYORSUN'

Barış sürecine ve İç Güvenlik Paketine de değinen Yüksekdağ şöyle konuştu: "Bakın bu Türkiye'de konuşanlara barışı savunan kimdir. Savaşı savunan kimdir. Değerli arkadaşlar, bugün barışı çok tutarlı bir biçimde savunan, bunun arkasında duran tek bir lider vardır o da Abdullah Öcalan'dır. AKP hükümetin ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bu sorumsuz siyasetine, çatışma ve gerilim üreten siyasetine dur diyecek güç Türkiye halklarının birleşik iradesidir. Abdullah Öcalan, parti olarak biz, barışı sadece Kürt için değil, HDP'ye gönül verenler için değil bütün Türkiye için istiyoruz. Çünkü barışa bütün Türkiye'nin ihtiyacı var. Bunun karşısında bize güvenlik paketi adı altında savaş yasaları dayatılıyor. Halkımızın sokağa çıkma, yürüyüş yapma, söz söyleme hatta evinde kimliği ile oturma hakkını bile elinden almaya çalışıyorlar. Hükümet yetkilileri 21 Martta silahları Nevruz ateşine atıp yakacağız ben de dedim ki bu Nevruz ateşinde yanması gereken ilk önce devletin silahlarıdır, güvenlik paketidir. Bugün Türkiye'de barışı bozan bu güvenlik paketidir. Bugün Türkiye'de bütün halklarımızın barış özlemini karartan önündeki temel engel karşımıza çıkardığınız bu faşist yasadır. Getirin hep beraber o yasayı o paketi atalım Nevruz ateşine o ateş içerisinde kendi barışçıl geleceğimizi de görelim. Ama bunu yapmıyorsanız bu halka barıştan bahsetmeyeceksiniz. Yalan söylemeyeceksiniz. Çünkü bu halkın yalanlara karnı tok. Cumhurbaşkanı Erdoğan çıkmış diyor ki siz yanlış anlamışsınız aslında Kürt sorunu yoktur. 2006'da Kürt sorunu vardır, benim sorunumdur diyerek, iktidara gelmiş bugünde gözünü başkanlığa, padişahlığa dikmiş bir adamdır. Ya 2006 da söylediğin yalandı ya da bugün yalan söylüyorsun. Yıllar boyunca Kürt sorunu vardır bunu ben çözeceğim, barışı ben getireceğim diyerek halkımızın umudunu hayallerini sömürdün. Barış beklentilerini kendi siyasi çıkarlarına alet ettin. Ama bugün barış gibi kutsal bir kavramın ve mücadelenin, özlemin bu sorumsuz siyasetin dilinde, elinde harcanmasına izin vermeyeceğiz. Kürt sorunu defalarca çözülürdü. Cumhurbaşkanı Kürt sorununun olup olmadığına karar verse hemen yarından itibaren de çözülür. Bir vardır diyor bir yoktur diyor. Hala karar veremedi. Bunların dilini dolaştıran bu halkın özgürlük mücadelesidir. Sizin yoktur dediğiniz gerçek bütün Ortadoğu'nun geleceğini belirleyecek." dedi.

Yapılan konuşmaların ardından yakılan Nevruz ateşi ve Kürtçe müziklerle kutlamalara devam edildi. CİHAN
20 Mart 2015 18:56
DİĞER HABERLER