HDP Sözcüsü Bilgen: Savcılara yakalama kararı asla kabul edilemez

HDP Parti Basın Sözcüsü Ayhan Bilgen, çok sayıda kişinin hayatını kaybettiği bir fotoğrafla haftaya başladığını belirterek, AK Parti ile CHP arasındaki koalisyon görüşmelerinde 'reform' ihtiyacının güçlü şekilde vurgulanmasının memnuniyet verici olduğunu söyledi.
HDP'li Bilgen, eski savcılar Zekeriya Öz, Celal Kara ve Mehmet Yüzgeç'in haklarında çıkartılan yakalama kararları için de yargı üzerindeki siyasi baskıya işaret ederek, "Son 3 yıl önceki düzenlemeyle birlikte böyle kullanılması ve yargıçları, savcıların verdikleri başlattıkları soruşturmalar dolayısıyla böyle bir muameleye maruz kalması zaten asla kabul edilemez." dedi.

HDP Genel Merkezinde haftalık günden değerlendirme toplantısı yapan partinin Basın Sözcüsü Ayhan Bilgen, sözlerine her türlü şiddeti kınayarak, bir kişinin daha hayatını kaybetmeden hem Ortadoğu'da barışın, huzurun tesis olması hem Türkiye içerisinde çatışmanın son bulması dileklerini paylaştı. Bilgen, "Biz bütün gündemlerin üzerinde ve önünde görüyoruz; Türkiye'nin barış, huzur ve demokrasi ihtiyacını." diye devam ederek, bir taraftan koalisyon umutlarını bir nebze de olsa yükselmiş olmasını memnuniyetle karşıladıklarını dile getirdi.

Bilgen, "Biz başından beri Türkiye'de seçmenin iradesine saygı duyulması gerektiğini, sandıktan en çok oy alarak çıkmış iki partinin biran önce yaşananların sorumlusu ve muhatabının ortaya çıkması açısından tabii ki hem barışı, demokrasiyi esas alan bir programla parlamentoda gerekli süreci başlatması gerektiğini ifade ediyoruz.
Özellikle iki partinin dün kü görüşmelerden kamuoyuna yansıtılan bilgilerden reform ihtiyacının güçlü biçimde duyulmuş olması bizim açımızdan memnuniyet verici. Bir tarafta iktidar partisi bir diğeri uzun süredir ana muhalefet partisi ve Türkiye'nin ciddi reformlara ihtiyacı olduğu vurgusu yapılıyor. Biz Türkiye'nin bu acil reformları hangi takvimle nasıl bir iş bölümü içerisinde yaparlarsa yapsınlar Türkiye'nin toplumsal taleplerinin yansıması olduğunu düşünüyoruz. Bu reformlar acil yapılmadıkça, hiçbir sorunun kalıcı çözümünün de mümkün olmadığını düşünüyoruz." dedi.

HDP'li Ayhan Bilgen, koalisyon kurulması ve koalisyonun da çözüm sürecinde insiyatif almasında beklentileri ne kadar olumluysa AK Parti içerisinden, partilerine yönelik nefret söylemi, tehdit içeren sözlerin de hala çok yaygın biçimde sarf ediliyor olmasından da duydukları kaygıyı örneklerle aktardı.

"SAVCILARIN BÖYLE BİR MUAMELEYE MARUZ KALMASI ZATEN ASLA KABUL EDİLEMEZ"

Eski savcılar Zekeriya Öz, Celal Kara ve Mehmet Yüzgeç hakkındaki yakalama kararlarını de değerlendiren HDP sözcüsü Bilgen, şunları ifade etti: "Birincisi uzunca süredir yargı üzerinde siyasetin baskısı ister HSYK kararıyla olsun, çünkü yapısal olarak zaten biz buna başından beri ifade ediyoruz. HSYK, yargı üzerindeki inisiyatifinin bu dozda olması asla yargı bağımsızlığı ile izah edilemez. İçerisinde bakanın, müsteşarın bulunduğu bir kurum yargının bağımsızlığına zaten fırsat vermez. Ama bu yetkilerin bu şekilde kullanılması, son 3 yıl önceki düzenlemeyle birlikte böyle kullanılması, yargıçların, savcıların verdikleri, başlattıkları soruşturmalar dolayısıyla böyle bir muameleye maruz kalması zaten asla kabul edilemez."

Bilgen devamında, bir çelişkiye dikkat çektiğini de belirterek, "Bu savcılar yargıçların bir kısmı aynı zamanda KCK davalarında önemli, sembol isimlerdi. Bir linç kampanyasına asla taraf olmadan bir çelişkiye dikkat çekmek isterim. Eğer bu savcılar, yargıçlar hukuka aykırı hareket etmişlerse iddia edilen düzeyde suçlara karışmışlarsa o zaman galiba KCK davası dahil olmak üzere son 3-4 yıla damgasını vuran bütün davaların masaya yatırılması, hem toplum nezdinde hem de teknik, hukuki bağlamda yeniden sorgulanması gerekiyor" görüşünü paylaştı.

Sözcü Bilgen, HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın Suruç saldırısının saraya bağlı gladyo örgütü tarafından gerçekleştirdiği iddiasına Çin ziyareti esnasında "Bu aslı astarı olmayan, kusura bakmayın biraz ağır olacak terbiyesizce bir ifadedir." şeklinde karşılık veren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a da "Halep oradaysa arşın burada" dedi.

"CUMHURBAŞKANININ BU TİP İLİŞKİLERİN İÇERİSİNDE OLUP OLMADIĞINI ÖLÇMEK, GÖRMEK DENETLEMEK DEMOKRATİK ÜLKELERDE HERKESİN HAKKIDIR"

Eğer Demirtaş'ın sözleri, iddiaları iftiraysa, karalamaysa böyle şeyler söz konusu değilse, Türkiye'de gladyo benzeri örgütlenmeler yoksa iki şeyi istemenin her yurttaşın, demokratik ülkede her siyasi partinin hakkı ve görevi olduğuna dikkat çeken Ayhan Bilgen şunları dile getirdi: "Birincisi işlenen cinayetler, bombalamalar ve infazlarla ilgili sorumlular bulunur, etkin bir idari soruşturma ve yargılama süreci işletilir. Failler bulunduğu için biz de Türkiye'de bu işlerin öyle bizim sandığımız gibi bir örgütlenmeye dayanmadığı görürüz.
İkincisi cumhurbaşkanını konumudur. Bu tip ilişkilerin içerisinde olup olmadığını ölçmek, görmek denetlemek demokratik ülkelerde herkesin hakkıdır. Yargı denetiminde bırakılan her alan şaibelere sebep olur. Tam da kurumları yıpratır, ilişkileri kirletir tüketir. Biz halk tarafından seçilmiş bir cumhurbaşkanının önemli pozisyonun hala yargı denetimi dışında tutuluyor almasını da asla doğru bulmuyoruz. Bunun 12 Eylül alışkanlığı olduğunu düşünüyoruz. Siyasetin üzerinde toplumsal denetlenebilir ilişkilerin üzerinde bir konum pozisyon cumhurbaşkanı dahil hiç kimseye tanınamaz. Cumhurbaşkanının eylem ve işlemlerinin yargıya açılmasına dair bir düzenleme yapılır. Eğer böyle kirli ve karanlık ilişkiler yoksa hem sayın cumhurbaşkanı aklanmış olur, hem Türkiye toplumu şeffaf bir yönetime, daha denetlenebilir bir cumhurbaşkanına kavuşmuş oluruz." CİHAN
11 Ağustos 2015 12:41
DİĞER HABERLER