HDP’nin örgütsel işleyişi ve siyaset yapma tarzının yeniden yapılandırılmasına karar verilen toplantıda, seçimlerin eşit ve adil olmayan bir zeminde gerçekleşmesine rağmen, sonuçlarının örgütsel işleyiş ve siyaset yapma biçimiyle ilgili olduğunun altı çizildi.

HDP’ye en fazla yöneltilen eleştiri aday belirleme sürecine ilişkin oldu. Seçim sonuçlarındaki başarısızlığın, adayların belirlenme sürecine, örgütün yetersizliğine, siyasal yaklaşım farklılıklarına, kampanyanın niteliği gibi etkenlere sıkıştırılamayacağına dikkat çekilen açıklamada, “Sadece HDP ekseninde değil; partiyi oluşturan tüm kurumsal yapıların siyasal, örgütsel ve politik yenilenmeyi sağlamak için bu dönemin muhasebesini yapması kaçınılmazdır. Seçim dönemi boyunca bir yandan halkın sahadaki reaksiyonlarının doğru okunmadığı, diğer yandan ise özden ve esas kaynaklarımızdan uzaklaşıldığına dair eleştirilerin bir süredir devam ettiği görüldü. Bu eleştirilere karşı siyaset yapma biçimimizi nasıl değiştirebileceğimizi, hangi kurumsal mekanizmaları inşa etmemiz gerektiğini ve bunu yaparken nasıl bir örgütlenme modeline ihtiyacımız olduğunu değerlendirdik“denildi.

Açıklamanın dikkat çekici bölümlerinden biri de Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Millet İttifakı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’na verilen desteğe ilişkin oldu. Açıklamada açıkça vurgu yapılamasa da "özeleştiri" vurgusu göze çarptı.

Kürt siyasetini iki hegemonik fay hattının dışına taşıyacak ideolojik ve politik duruşun "üçüncü yol" siyaseti olduğu savunulan açıklamada şu görüşlere yer verildi:

"Cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki tutumumuzdan dolayı aşınmaların meydana geldiği ortadadır. Üçüncü Yol siyasetinden uzaklaşma ve iki kutba da payanda olmama ilkesinden kısmi kopuşun yarattığı ideolojik aşınmaları birlikte onaracağız. Üçüncü Yol siyasetini toplumsallaştırmanın çaresini yine toplumsal çaba ile bulacağımıza olan inancımız tamdır. Üçüncü Yol stratejimizin önemli hedeflerinden biri demokratik ittifakları genişletmektir. Bugüne kadar ittifak siyasetimizin seçimle sınırlı tutulması bizler açısından bir özeleştiri konusudur. Buna karşılık, toplumun tüm dinamikleriyle ittifaklar kurmak partimizin temel hedefi olmaya devam edecektir. Bu siyasal-toplumsal yaklaşıma kaynaklık eden ise doğrudan mücadele ve özgürleşme fikriyatımızdır. Bilinmelidir ki seçim başarısızlıkları, eksiklikleri ve hataları siyasal fikriyatımıza gölge düşüremez; bilakis fikriyatımızı daha güçlü şekilde ve özeleştiri ile sahiplenmemizi ve eylememizi zorunlu kılar.”

Açıklamada dikkat çekilen "Üçüncü Yol" siyaseti, 2019 yerel seçimlerinden önce Abdullah Öcalan tarafından ortaya atılmıştı. CHP'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun, Kürt seçmenlerin desteğiyle, kazandığı ancak daha sonra iptal edilen seçimler 23 Haziran’da yenilendi.

Öcalan, cezaevinde ziyaretine giden Doç. Dr. Ali Kemal Özcan isimli akademisyen aracılığıyla yaptığı açıklamada, HDP'ye İstanbul seçimlerinde tarafsız kalma çağrısı yaptı. Öcalan, “Önümüzdeki dönemde gerek iç toplumsal gerek bölgesel ve küresel sorunların daha da ağırlaşacağını göz önünde bulundurarak bu üçüncü yol tavrının korunması büyük bir önem ve anlam ifade etmektedir” demişti.