HDP’li genel başkanların ve vekillerin tutuklanmasının ardından bundan sonraki yasal sürecin nasıl yürüyeceği tartışılıyor. Hukukçu Fikret İlkiz'e göre HDP hakkında bir kapatma davası da açılabilir.
Tutuklama kararlarının ardından HDP’li vekiller cezaevlerine gönderildi. HDP’li vekillerin cezaevlerine gönderilmesinin ardından bundan sonraki hukuki sürecin nasıl işleyeceğine ilişkin sorular ortaya çıktı. Bu soruların başında Demirtaş ve Yüksekdağ dahil cezaevlerindeki HDP’liler hakkında nasıl bir hukuki işlemin yürüyeceği geliyor.
Parti kapatmaya giden yol
DW Türkçe’ye bu soruyu yanıtlayan Türk Ceza Hukukçuları Derneği Başkanı Fikret İlkiz, cezaevlerindeki vekillerin ifadelerinin alınmasıyla birlikte vekiller hakkında ceza davası açılacağını söyledi. Davanın açılmasıyla birlikte ocak ya da şubat aylarında ilk duruşmanın da yapılacağını anlatan İlkiz, vekillerin haklarında açılacak ceza davasında hangi suçla yargılanacaklarının haklarında verilecek cezaları da belirleyeceğine dikkat çekti.
İlkiz’e göre eğer geçmişteki örnekler üzerinden gidilirse davanın kısa sürede tamamlanması söz konusu. “Eğer örgüt oluşturma suçu gibi bir suçtan bahsedilirse vekiller hakkında bir yıldan 3 yıla kadar hapis cezası verilebilir. Yok, anayasal düzeni yıkmak gibi bir suç ortaya konursa, bunun sonu müebbet hapis cezası olur” diyen İlkiz, bu süreçte yargının nasıl işleyeceğinin de Türkiye’nin hukuki yapısını yeniden gündeme getireceğini belirtti. İlkiz, “Bu iş, yargının işi ancak iktidarın ya da egemen gücün yargıya etkisi önümüzdeki süreçte bir kez daha ortaya konulabilir. Sıkıntılar da daha çok burdan ortaya çıkacaktır. Türkiye’de yargı bağımsızlığına olan inanç, ortadan kalkmıştır” diye konuştu.
HDP’li vekillerin yargılanması sürecinde Türkiye’nin gündemine bir kez daha ‘siyasi parti kapatma davası’ da gelebilecek. Fikret İlkiz, “Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, kapatma istemiyle bu süreçte HDP’nin kapatılması davasını da açıp yürütebilir. Bunun yolu da HDP’li vekillerin tutuklanmasıyla daha da açılmıştır” değerlendirmesi yaptı. Bütün bunların “Türkiye’nin geriye gidişi”nin göstergesi olacağını anlatan İlkiz, “1994’te dokunulmazlıkları kaldırıldıktan sonra cezaevine gönderilen Leyla Zana, Hatip Dicle ve arkadaşlarının başına gelenlerin Türkiye’yi sürüklediği karanlık tünele bir kez daha girilmiştir” şeklinde konuştu.
“Yapılanlara açıklıma getirmek hukuken sıkıntılı"
Tutuklu HDP'li vekiller için kuvvetle muhtemel ‘örgüt kurma’ suçundan ceza davası açılacağını söyleyen bir diğer isim Ankara Barosu Başkanı Hakan Canduran. Canduran, DW Türkçe'ye “Bu süreçte vekillere ve Türkiye’ye neler olacak?” sorusunu yanıtlarken, HDP’li vekillerin tutuklanmasıyla Türkiye’nin daha önce yaşanan hukuk skandallarının bir adım ötesine geçtiğine vurgu yaptı.
“Yargı bağımsızlığının olmadığı bir ortamda, kuvvetler ayrılığının ortadan kaldırıldığı bir durumda HDP’li vekillere yapılanlara açıklık getirmek hukuken çok sıkıntılı” diyen Canduran, "Türkiye’de önümüzdeki günlerde hukuk faşizminin dozu daha da yükselecek" ifadelerini kullandı. Tutuklama kararıyla birlikte devletin gücünü HDP’li vekiller üzerinde göstermeye çalıştığını söyleyen Canduran, “Tutukluluk bir koruma tedbiri olarak uygulanıyorsa dikkatli davranmak gerekir. Seçilmiş vekilleri tutuklamak en son başvuracağınız uygulama olmalıdır ki, bu yapılmamıştır” dedi.
Tutuklanan HDP’li vekiller, milletvekili sıfatlarını henüz kaybetmediler. Vekiller hakkında verilen mahkumiyet kararı Yargıtay tarafından onaylandıktan sonra TBMM Genel Kurulu’nda da okunacak. Genel kurulda kararın okunmasıyla birlikte HDP’liler, milletvekilliklerini kaybedecekler. Vekillerin, tutuklu yargılanırken meclisten maaş almayı sürdürecekleri, soru önergeleri göndererek de meclisin denetim faaliyetlerine uzaktan katılabilecekleri belirtiliyor.