''Helal sana Türk adaleti, çünkü gücün bana yetiyor''

Yazdıkları yazılar ve twitlerden dolayı ağırlaştırılmış müebbet hapis ve 15 yıl hapse kadar cezalandırılması istenen Zaman Gazetesi’nin 11 eski yazar ve editörünün yargılandığı davanın karar duruşması bugünkü kısmıyla devam ediyor.
İlk günkü duruşmada İbrahim Karayeğen, Lale Kemal ve Ali Bulaç esas hakkındaki savunmalarını yaptı. Bugün ise Ahmet Turan Alkan savunmasını yapıyor. Alkan mahkemede, “Helal sana Türk adaleti diyorum, çünkü gücün bana yetiyor. O söylenen yapının parçası olsaydım bir menfaatini görürdüm. “Örgüt,” “Anayasayı ihlal,” bunların bahane olduğunu herkes biliyor. Burda olmamın sebebi 17-25 Aralık yazıları. Suçlamaların kaynağı yok. Savcılık suçlama konusu yaptığı 15 yazı yerine mesela Madam Bovary romanından 10-15 sayfa da koyabilirdi.” dedi.
 
Dava kapsamında gazeteci yazarlar Ali Bulaç, Ahmet Turan Alkan, Mümtazer Türköne, Mustafa Ünal, Şahin Alpay, Nuriye Akman, Lale Kemal, Orhan Kemal Cengiz, İhsan Dağı, İbrahim Karayeğen ve Mehmet Özdemir yargılanıyor.
Geçen ay İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 2 gün süren ilk karar duruşmaları sonucunda Şahin Alpay’ın ev hapsi kaldırıldı. Mahkeme ayrıca Ali Bulaç ve Mehmet Özdemir’in tahliyesine karar verdi.

DURUŞMADAN NOTLAR

P24 Dava Takip’in aktarımıyla duruşmadan notlar:

Ali Bulaç'ın avukatı Av. Devecioğlu: Müvekkilim Zaman gazetesinde 12 yıl boyunca binlerce yazı yazmıştır, savcı bunlardan sadece 8’ini seçerek suçlama konusu yapmıştır. 15 Temmuz’un yarattığı travmanın etkisi aradan geçen uzun zamana rağmen halen devam etmektedir. Bu travma olmasaydı bu davadaki ağır cezalar istenemezdi. İddia makamı Ali Bulaç’ın yazılarını bütün olarak değerlendirmemiş, sadece suç delili olduğu iddia edilen yazıları almıştır. Lehte olan yazıları ise dikkate almamıştır. Bu usul ihlalidir. GYV mütevelli heyetinde yer almış müvekkilimin vakfın diğer üyeleriyle görüşmeler yapmış olması suç delili olamaz.”

“Müvekkilimin evinde bulunan ve esas hakkında mütalaada bahsedilen kitaplar hakkında hiçbir yasaklama kararı bulunmamaktadır. Ali Bulaç’ın mütalaada adı geçen “Mazlumun kılıç kullanma hakkı yok mudur?” yazısını sadece Oda TV ve savcılık makamı darbe çağrısı olarak yorumlamıştır.”

Av. Devecioğlu, Yargıtay’ın “örgüt üyeliği” suçunun oluşması için kriterleri sıralayan kararlarından alıntılar okudu.

“Ali Bulaç’ın suçlama konusu yapılan yazıları hakkında dini literatüre hakim bir bilirkişi heyetinden rapor talep ettik ama mahkemeniz kabul etmedi.”

Avukat Devecioğlu, Ali Bulaç’ın beraatini ve adli kontrolün kaldırılmasını talep ederek savunmasını bitirdi.

Tutuklu yargılanan Ahmet Turan Alkan savunmasını şöyle yaptı:

“İçinde yaşadığım ve üyesi olduğum topluma sitem içerisindeyim. İktidar mücadelesini sıradan insanlar olarak yaşamlarımızda hiç bu kadar derin hissetmedik. Büyük kısmımız suça bulaştık. 15 Temmuz karambolünün karşınıza sürüklediği gazeteci kafilesi karşınızda. Cezaevinde en uzun süre tutuklu kalan yazarlar biziz.”

“Helal sana Türk adaleti diyorum, çünkü gücün bana yetiyor.”

“Savunmam boyunca sayın savcıya sık sık atıfta bulunacağım. Şahsi bir mesele değil bu sayın savcı. Hapiste yattığımız 23 ay boyunca devletimizin kurumları hakkımızda yazılardan başka delil bulamadı. Hayatımın 2 yılına el konuldu. Suçüstü yakalanmışız gibi bize sosyal mikrop muamelesi yapıldı. Halk tabiriyle söylüyorum, vebali boynunuza. Öfkemin sebebi haksız yere hapiste olmam değil; koca adalet mekanizmasının adaletsizliğe alet olma ihtimali, hatta olması.”

“Helal sana Türk adaleti diyorum, çünkü gücün bana yetiyor. O söylenen yapının parçası olsaydım bir menfaatini görürdüm. “Örgüt,” “Anayasayı ihlal,” bunların bahane olduğunu herkes biliyor. Burda olmamın sebebi 17-25 Aralık yazıları. Suçlamaların kaynağı yok. Savcılık suçlama konusu yaptığı 15 yazı yerine mesela Madam Bovary romanından 10-15 sayfa da koyabilirdi.”

Duruşmaya ara verildi

****

Bu zamana kadar yaşananlar

Geçen ayki duruşmaya kısa bir süre kala savcı mahkemeye ek mütalaa sunarak daha önce “darbe” ve “örgüt üyeliği” suçlamaları yöneltilen İbrahim Karayeğen, Mehmet Özdemir, Orhan Kemal Cengiz ve İhsan Dağı hakkındaki suçlamaları değiştirdi. Savcı ek mütalada “darbe” suçlamasını düşürdü. Zaman gazetesi gece editörü İbrahim Karayeğen ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Mehmet Özdemir hakkında Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 314/1. maddesi uyarınca “silahlı terör örgütü yöneticiliği” suçundan 22,5 yıla kadar hapis cezası talep edildi. Daha önce Karayeğen ve Özdemir için TCK 309/1. maddesi uyarınca “Anayasal düzeni devirmeye teşebbüs etmek” suçundan ağırlaştırılmış müebbet, “terör örgütü üyeliği” suçlamasıyla da 15 yıla kadar hapis cezası talep edilmişti.

Savcı, akademisyen ve Zaman gazetesi eski yazarı İhsan Dağı ve avukat ve kapatılan Today’s Zaman ve Bugün gazeteleri köşe yazarı Orhan Kemal Cengiz hakkındaki “darbe” ve “terör örgütü üyeliği” suçlamalarını da değiştirerek Dağı ve Cengiz hakkında Terörle Mücadele Kanunu (TMK) 7/2 ve TCK 43/1 maddesi uyarınca “zincirleme şekilde terör örgütü propagandası” suçlamasıyla 13’er yıla kadar hapis cezası talep etti.

5 yazara ağırlaştırılmış müebbet talebi!

Davada, Bulaç, Alkan, Türköne, Ünal ve Alpay hakkında “darbe” ve “terör örgütü üyeliği” suçlamalarıyla ağırlaştırılmış müebbet ve 15 yıla kadar hapis cezası istenirken Akman ve Kemal hakkında “terör örgütüne üye olmadan yardım etmek” suçundan 15’er yıla kadar hapis cezası isteniyor.

31 sanıklı olarak başlayan davada Zaman gazetesi de dahil olmak üzere çeşitli medya kuruluşlarını bünyesinde barındıran Feza Gazetecilik A.Ş., Cihan Medya Dağıtım ve Fia Prodüksiyon çalışanlarının dosyaları daha sonra davadan ayrılmış, dosyaları ayrılan 18 kişinin yargılandığı dava geçtiğimiz ay hükme bağlanmıştı.
08 Haziran 2018 15:37
DİĞER HABERLER