Türkiye ile ABD arasındaki "çuval gerilimi" bitmek bilmiyor. Türkiye helikopter ihalesine "çuval" şartı koyunca, ABD protesto ederek iki şirketini ihaleden çekti.
ABD, Türkiye'nin 2.5 milyar dolar bedelli 91 taarruz helikopteri için geçen şubatta açtığı dev ihaleyi protesto ederek katılmama kararı aldı. Yıllardır gündemde tutulan, ancak bir türlü sonuçlandırılamayan taarruz helikopteri projesi, ilişkilerin gergin olduğu bir dönemde ABD ile Türkiye'nin arasını açtı. ABD'nin savunma devleri Boeing ve Bell Textron firmaları, Türkiye'nin son dönemlerde 2.5 milyar dolarla en büyük ihalelerinden biri kabul edilen projesine, 'kabul edilemeyecek kadar ağır şartlar' öne sürüldüğü gerekçesi ile teklif vermedi. Böylelikle, Boeing'in ürettiği Apache Longbow ile aynı zamanda güneydoğuda etkin olarak kullanılan Super Cobra'ların yapımcısı Bell Textron'un ürettiği
King Cobra helikopterleri ihale dışı kalmış oldu. Türkiye ile ABD arasında bu kadar kritik bir ihalede, daha önceki tecrübeleri çerçevesinde Washington'a olan güvensizliğini açıkça hissettiren Ankara tarafından ileri sürülen 3 madde, iplerin kopmasına neden oldu. Washington yönetiminin de direktifiyle Boeing ve Bell Textron, şu noktalar üzerine geri çekildi:
1- Amerikan sisteminde nihai satış anlaşması imzalandıktan sonra, ABD kongresinde onaylanıyor. Yıllardır Washington'da kendisine silah satışına siyasi onay alınmasında kriz yaşayan Türkiye ise, ilk teklifin, Amerikan Kongresi'nden kesin onayın ardından verilmesini istedi. Amerikalılar, "Siyasi sistemin değişmesi gerekir. Bu imkansız, tarihte benzeri görülmedi" diyerek karşı çıktı.
2- Şartnamede, Türkiye, ileride sorun yaşanması halinde, teslimat başladıysa, teslimata devam edilmesini, ayrıca firmanın ABD yönetiminin bu politikasını değiştirmesi konusunda girişimde bulunması garantisini istiyor. Bu maddede, üstü kapalı olarak ABD'ye karşı 1974'den beri süregelen ambargo konusundaki güvensizlik çerçevesinde karşı önlem alınacağı sinyali veriliyor. Ek olarak, fırtınalı giden ilişkilerde her an her şey olabileceği kuşkusu hissettiriliyor. Force Majeure veya Act of God denilen, yani, beklenmedik ve elde olmadan ortaya çıkan olumsuz durumların genel statükoyu bozmamasının istendiği şarta, ABD firmaları da, "Biz buna nasıl garanti veririz" diyerek şiddetle itiraz ediyor.
3- Şartnamede, ABD'den teknoloji transferi ile birlikte Türkiye'nin elde edeceği teknolojinin unrestricted ve unlimited kullanımı talep ediliyor. Yani, ABD'nin sattığı helikopterlerin teknolojisi üzerinde limitsiz ve yasaksız bir kullanım isteniyor. ABD yetkilileri de, bunu, "İleride, bizim istemediğimiz (Kuzey Kore, İran veya sorunlu bir Arap ülkesi gibi) bir ülkenin eline geçmeyeceğini nereden bilelim" diyerek geri çeviriyor. Ama, Türkiye, bunu sadece kendi teknolojisini geliştirmek için istiyor. Türkiye, ilk teklifte sunulan bu maddeler ile birlikte, tüm metnin bir daha görüşülmemek üzere Amerikan firmalarınca onaylanmasını istiyor. ABD, hem Ankara'daki Büyükelçiliği hem de Washington kanalı ile bu tutumun değiştirilmesi için harekete geçti.
ABD İÇİN BU İLK DEĞİL
Amerikalıların ihaleden çekilmesi sonucu geride İtalyanların Mangusta, Fransızların Tiger, daha önce ihalelere girmesi yasaklanan Güney Afrikalıların Rooivalk ve Rusların da Ka-50/2 (Erdoğan) helikopterleri kaldı. Türkiye'nin alacağı taarruz helikopterleri Güneydoğu'da büyük önem taşıyor. Ankara, daha önce de ortak üretim temelinde toplam 145 taarruz helikopteri üzerinden 4.5 milyar dolarlık bir ihale açmış ve kazanan Bell Textron şirketi ile görüşmelere başlama kararı almıştı. Daha sonra ise, alım sayısının azaltılması, ortak üretim sorunları ve helikopterlerin kaynak kodunu kimin sağlayacağı (source code) dahil olmak üzere çeşitli sebeplerle ihale iptal edilmişti.
SABAH