İsrail Başbakan Yardımcısı Moşe Ya’alon’un “Uluslararası İlişkiler Doktrini” diye adlandırdığı bir kavramlar dizini yatıyor bu ülkenin, günümüzdeki küstah, terbiyesiz ve saygısız davranışlarının kökeninde.
Bu sözde doktrine göre ‘onur ulusal varlıktır’. Ancak ‘onur’ derken neden söz ediyor Ya’alon? Örneğin ‘Kahire’deki yeni yönetimin canı cehenneme’ diyor! Örneğin PKK’yı hepten desteklemek ve ASALA hayranı Ermenistan gençlerini silahlandırıp eğiterek Türk kentlerine saldırtmak, böylece de Türkiye’nin kendi içine dönüp Mavi Marmara’yı, BM raporunu unutmasını, Uluslararası Adalet Divanı’na başvurmasını önlemeyi gündeme getiriyor kapalı kapılar ardında. Ama karşısında Yeni Türkiye olduğunun bilincinde değil hala!
Neyse, son günlerde Kahire’de, İsrail Büyükelçiliği’nin önünde toplanıp saatlerce nefretini haykıran Mısırlılar durup dururken bu eylemi başlatmadı. Yahudi işgalcilerin, yıllardır Arap topraklarını nasıl gasp ettiğini izliyordu Mısırlılar. Bu hırsızlığı hem destekledi hem de alkışladı İsrail hükümetleri. Hüsnü Mübarek de, İsrail soyguncularına göz yumarak cebini doldurdu. Bunca yıl Arap dünyasında yorumcular, İsrail’in Kamp David’de “Mısır’ı nasıl da kazıkladığını, Filistin’le ilgili, anlaşmada yer alan bölümü uygulamaya koymadığını” anlatır. Daha iki hafta önce İsrail Parlamentosu Knesset’in Başkan Yardımcısı Danny Danon, açık açık Batı yakasındaki bütün topraklara İsrailli yerleşimcilerin el koyabileceğini söyledi. Filistin devleti fikrininse tam bir saçmalık olduğunu haykırdı mikrofonlara.
Bu arada, ABD Başkanı’na hakaretler yağdıran, televizyonda Hıristiyanlarla Yahudilerin el ele verip bütün Orta Doğu’yu işgal etmelerini söyleyen, kendini “Papazların Papazı” (ne demekse) ilan eden Glenn Beck adlı Amerikalı kaçık, El Aksa Camii’nin önünden, İsrail Hükümeti’nin izniyle, Çarşamba günü bir yayın gerçekleştirecek ve Filistin’in Ürdün olduğunu, bütün Filistinlilerin de oraya gitmesini söyleyecekmiş. Yapacağı programın en büyük destekleyicileriyse İsrailli kimi bakanlar ve milletvekilleri.
Anlaşılan küstahlıkla aymazlık kol kola girmiş yönetiyor İsrail’i. Önleri aydınlık sanıyorlar ama değil; zifiri karanlık. Ve bu karanlığa, gözlerini kırpmadan bakıyorlar ışık saçtığını sanıp. Yalnız unuttukları bir şey var. Ünlü düşünür Nietzsche lafı: “Eğer uzun süre karanlığa bakarsan.. .gün gelir karanlık da sana bakmaya başlar!”
Ermenilerle ilgili verilen sözler tutuldu
Türkiye Ermeniler Patrik Genel Vekili Aram Ateşyan’ın iki yıldır sürdürdüğü “Türkiye’de yaşayan Ermenistanlı çocukların, cemaatine bağlı azınlık okullarına kabul edilmesi girişimi” mutlu sonla bitmiş. Milli Eğitim Bakanlığı, Ermeni Cemaati’ne bağlı azınlık okullarını, aileleriyle birlikte gayri resmi, yani devletin göz yumması sonucu, Türkiye’de yaşayan Ermenistanlı çocuklara açmış. Ateşyan, Başbakan’a ve MEB Bakanı Ömer Dinçer’e teşekkür ederek, bin çocuğun okula başlayabileceğini söylemiş. İşte Yeni Türkiye bunu yapıyor. Eski Türkiye’de insan hakları Diyarbakır Hapishanesi’nden geçerdi!
Türkçeyi katletmek!
Sayın Nurullah Aydın “Türklüğe düşman olanlar iki konuyla uğraşıyor: Dil ve Din” diye başlayan e-postasında şöyle diyor: “Bilgisayar gibi Türkçesi dururken kompüter demeyi bilgiçlik sayan, Mr. Marjinal olmakla övünen entel aydınların Türkçeyi vatanından kovma harekatı başarıya ulaşmak üzeredir. Yabancı dil, amaç değil araçtır. İnsan dünyayı en iyi kendi dilinde öğrenir. Türkiye, sömürgecilerin dayattığı bu yabancı dil tutkusundan kurtulmalı artık. Yoksa ‘sanatçı klip çekimi için start aldı, yaşam boyu onur ödülü, herılt yani, okey, üç gibi cafede buluşuruz, medya kritik’ gibi ucubeler kol gezmeyi sürdürür. İnşaat şirketi reklam veriyor: Doğa Üstü Bir Yaşam! Ne yani, yeni dikilen evlerde hayaletler mi kol geziyor yoksa bu yapılar öteki dünyada mı! Kısacası, dili bozulan bir toplumun çözülmesi kaçınılmazdır!”