Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) Sağlık Verileri 2022’ye göre, Türkiye 100 bin nüfusa düşen toplam hemşire sayısında 43 ülke arasında sondan üçüncü sırada yer alıyor. Hemşirelerin yüzde 76’dan fazlası yurt dışında çalışmak istiyor.
Dünyada sağlık çalışanlarının yüzde 59’unu hemşireler oluştururken ülkemizde bu oran yaklaşık yüzde 19. Sağlık Bakanlığı Sağlık İstatistikleri Yıllığı’na (2021) göre, 1 milyon 251 bin 922 sağlık personelinin 232 bin 442’si hemşire. Son iki yılda yapılan atamalarla hemşire sayısı 292 bine ulaştı. Nüfus başına hemşire sayısında bizden kötü iki ülke var: Meksika ve Kolombiya. Türkiye’de 100 nüfus başına 3434 hemşire düşüyor. 43 OECD ülkesi arasında 100 bin nüfus başına hemşire sayısının en iyi olduğu İsviçre’de bu oran 1871. Bizden yaklaşık 5,5 kat daha fazla.
Diken.com.tr'den Mesude Erşan 'ın haberine göre Hekimlerle ilgili de benzer sorun var. OECD ülkeleri arasında Türkiye en son sırada yer alıyor. İlk sıradaki Yunanistan’da bu sayı 100 bin nüfusta 620 iken Türkiye’de 217.
Koç Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ayişe Karadağ ile hemşirelik eğitimini, alanda yaşanan sorunları, yurt dışına göçü konuştuk.
Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) verilerine göre Türkiye’de 147 üniversitede 177 Hemşirelik Lisans Eğitimi Programı var. İngilizce lisans eğitimi veren program sayısı 18, Türkçe eğitim programı sayısı ise 156. Yükseköğretim Kurulu (YÖK) 2022-2023 Öğretim Yılı istatistiklerine göre Hemşirelik Lisans Programlarında aktif eğitim alan hemşirelik bölümü öğrencisi sayısı 81 bin 578. Aynı yıl mezun olan öğrenci sayısı 15 bin 484. Hemşirelik programlarına yeni kayıt yaptıran öğrenci sayısı ise 21 bin 565. Her yıl Türkiye’de ortalama 15 bin-16 bin hemşire mezun oluyor.
Alanda yeterli sayıda hemşire yokken, binlercesi atama bekliyor. Yetişmiş çok sayıda hemşireyse yurtdışına göç etmek için hazırlık yapıyor.
‘Avrupa ülkeleri eğitimin yarısını kendi ülkelerinde vermek istiyor’
Türk Hemşireler Derneği’nin 8 bin 274 hemşire üzerinde yaptığı en güncel anket çalışmasına göre; hemşirelerin sadece yüzde 23,7’si Türkiye’de hemşirelik yapmak istiyor. Çalışmaya katılan hemşirelerin yüzde 55,7’si ekonomik sebepler (geçinemiyorlar), yüzde 25,8’i psikolojik ve fiziksel şiddet, yüzde 48,9’u mesleğe yönelik sorunlar nedeniyle göç etmek istediklerini ifade etti. Yüzde 61,5’i emekleri karşısında hak ettikleri maaşı alamadığını belirtti.
Hemşireler Almanya, İngiltere, ABD gibi yetince hemşire yetiştiremeyen, gelir düzeyi yüksek ülkelere göç ediyorlar. Göç edenlerin sayısıyla ilgili veri yok. Karadağ, “Resmi kurumlardan sayı alamıyoruz maalesef. Giden hemşireler kıdemli, deneyimli. Değer görmedikleri yerde kalmıyor, göçüyorlar. Derneğimizin anketine göre, çalışan hemşirelerin yaklaşık dörtte biri yurtdışına gitmek için girişimde bulunmuş. Ya dil kursuna gidiyor ya ülkeye başvuru yapmış ya kabul almış. Bununla ilgili bir takım şirketler var. Hatta örneğin Almanya, İngiltere, Malta’dan bizim hemşirelik okullarına eğitimin yarısını burada, öbür yarısının orada yapılması teklifleri geliyor” diye konuştu.
Veteriner hekim hemşire yetiştirir mi?
Nicel olarak bakıldığında Türkiye’de yükseköğretim kurumlarına her yıl yapılan atamaların üzerinde yeni giriş ve mezun hemşire bulunduğunu belirten Karadağ şunları söyledi: “Öte yandan yüksek öğrenci kontenjanlarına paralel öğretim üyesi, laboratuvar, klinik ortam gibi eğitimin niteliğini etkileyen kaynaklar aynı oranda artmıyor. Örneğin toplam öğretim elemanı sayısı sadece 3 bin 422. Yani öğretim elemanı başına düşen hemşirelik öğrenci sayısının çok yüksek (Türkiye ortalaması yaklaşık 24). Bazı okullarda 75’e çıkıyor. Alan dışından örneğin veteriner hekimlerin hemşirelik okullarında meslek dersi verdiği programlar var. Hasta güvenliği açısından bu öğrencilerle birebir ilgilenmek gerekiyor. Hoca başına 10-15 öğrenci olmalı. Hatta birinci sınıf için ideali hoca başına 7-8 öğrenci.”
Uygulama eğitimleri sorun
Altyapısı iyi hemşirelik okulları var elbette. Ama 2-3 hemşirelik hocası, öğrenci sayısının yüksek olduğu çok fazla program var. İş bulabildikleri için talep de fazla. Ancak pratik eğitim alabilecekleri klinik alanlar yetersiz. Karadağ, sorunu en fazla hastaneye sahip olan İstanbul örneği üzerinden anlattı: “İstanbul’daki hastanelerin kapasiteleri belli. Uygulama hastanesi olmayan tıp fakülteleri, hemşirelik okulları var. Başka hastanelerle afiliye oluyorlar ama herkes aynı kaynağı kullanıyor. Dolasıyla klinik uygulamalar sorun. Yeterli klinik alan yok ya da var gibi gözükse de aslında yetkinlik kazandıracak kapasitede değil. Örneğin öğrencinin çocuk hasta bakımını öğrenmesi için pediatri kliniğine gitmesi gerekiyor. Ama pediatri kliniği sayısı az olduğu için onun yerine yetişkin kliniklerine, ameliyathaneye, acile gidiyor.”
‘Bir sınıf, bir bilgisayarla eğitim olmaz’
Hemşirelik eğitimi için donanımlı laboratuvarlar şart. Sınıf açarak, bir bilgisayar koyarak eğitim verilemeyeceğini söyleyen Karadağ, “Biz teorik bir bilim değiliz. Hastaya doğrudan dokunmamız, bakmamız gerekiyor. Hastalar üzerinde uygulama yapmadan önce insanın taklit eden simülatörler dediğimiz maketler üzerinde ilk uygulamalarını yapmaları gerekiyor. Bunların çoğu ithal, dolayısıyla üniversitelerin birçoğu buna kaynak ayırmıyor” dedi.
Bir diğer konu son yıllarda İngilizce eğitim veren programların açılması ancak bu eğitimi verecek öğretim elemanlarının yokluğu. Karadağ, kurumların hemşire eğitimcilere ve araştırmacılara kaynak, bütçe ayırmalarının eğitimin kalitesini iyileştirmede önemli olduğunu hatırlattı.
İhtiyaç artarak devam edecek
Bu artışla giderse yakın gelecekte dünya nüfusunun 9 milyar olacağı öngörülüyor. Bu hemşireliğe olan ihtiyacın artarak devam edeceğini de gösteriyor. Halen 7-8 milyon olan hemşire açığının 13 milyona ulaşması bekleniyor. Karadağ, “Bu sayılar nitelikle birlikte düşünüldüğünde ülkeler hemşire yetiştirmekte geç bile kaldı” dedi.
Peki eğitimin kalitesi nasıl iyileştirilebilir? Karadağ bunun için eğitim programlarının akredite edilmesini önerdi. Örneğin Koç Üniversitesi hemşirelik fakültesi Accreditation Commission for Education in Nursing tarafından 8 yıllığına akredite edilmiş. Karadağ, “Hemşirelik Eğitim Programları Değerlendirme ve Akreditasyon Derneği ve YÖKAK’da ülkemizde eğitim programlarını akredite ediyor. Son yıllarda bazı programların kalitesinin iyileştirilmesinde bu kuruluşların geri-bildirimlerinin rolü oldu” diye anlattı.