Samanyoluhaber.com yazarı Safvet Senih Kırk Ambar serisi yazılarına devam ediyor... Her bir ambardan birer avuç alınan bu ürünlerden mütalaa ve müzakere ile istifade etmeye bakalım.
SAFVET SENİH- SAMANYOLUHABER.COM...
*Leopar, beneklerini değiştiremez ama biz, hırs hatta inat gibi duygularımızı, uygun kanallara yöneltip faydalı hale getirebiliriz. Bu hususta Bediüzzaman Hazretleri Dokuzuncu Mektupta geniş bilgi veriyor ve izahatta bulunuyor.
*Kazdığın ızdırap kadar, çare doldurabilirsin. (Hint Atasözü)
*Şemsiye açılırsa bir işe yarar.
*“Katranı kaynatsan olur mu şeker / Cinsine tükürdüğüm cinsine çeker”
*Tam adamlar tam küsmez. Yarım adamlar tam küser.
*Taptuk Emre, Yunus Emre’ye “Ben bilmem” zikrini veriyor. Yunus Emre bunu uzun zaman vird ediniyor. Kim ne sorarsa sorsun, hep “ben bilmem”, diyor.
*Bu dünyada çilesiz adam yoktur. Varsa zaten adam değildir.
*Sabırla DUT YAPRAĞI, atlastan (ipekten) kumaş olur.
*Siyah inciler olurmuş gözyaşlarından okyanusların.
Sen de süsleyip gözyaşlarınla
Ağlayabildiğin kadar ağla / İri iri dök incilerini
Süsle kalbini
Evrad ve ezkârla / Getir ihtizaza
Arşı yakarışlarında
Ve derin-engin sızlanışlarınla
Tâ… İlahî Rahmetin okyanusları da
Yuyup yıkasın, derinler derini enginler engini
İncilerden parlak gönül cevherlerini
*“Attığımı vururum” diyen yalancı ve palavracı birisi, ördeklere ateş ediyor, ama karavana… Ördekler de havada uçmaya devam ediyorlar. Bu sefer palavracı “Ey, ölü ördekleri bile uçuran Allah’ım, Sen ne büyüksün!..” diyerek yalan sözünü, dînî söylemlerle örtmeye çalışıyor. Günümüzdeki bazılarının işlerine ne kadar da benziyor!..
*“Şiir hayatı kotlar, roman ise hayatı açar”
*“Su damlaya damlaya graniti bile deler. Delme ve aşındırma işi, güçten değil; devamlılıktan ileri gelir.”
*Annesi ölmüş bir çocuk teyzesinin yanında kalıyor. Teyzesi onu çok sevmesine rağmen, çocuk bir robot gibi hep sessiz-sâkin duruyor. “Herhalde bu çocuk beni hiç sevmedi” diye düşünüyor. Psikoloğa baş vuruyorlar. Psikolog nihayet çocuğu çözüyor: Çocuk diyor ki: “Ben yaramazlık yaptığım için annem öldü. Ben yine yaramazlık yaparım da çok sevdiğim teyzem de ölür diye korktuğumdan, hep susuyorum.”
*Sistem körlüğüne düşmemek için, sistemi yırtarcasına fikir fırtınası yaparak yeni şeyler ortaya koymak gerekir. Yoksa ülfet ve ünsiyet, körlüğü ziyadeleştirir. Onun için tembelliği, gafleti atarak matlaşmayı önlemek için uğraşmalıyız. Çözüm için çare; gayret, denetlenme, ızdırap ve çiledir.
*Beyinleri sağanlar, inekleri sağanlara galip gelecek.
*Biz hazırlık ve donanımızı yüksek tepeler aşmak, akabeler geçmek üzere yapmalıyız. İğne ile kuyu kazarcasına sabırlı olmalıyız. Tatlı ve temiz su insanlığa işte böyle çileli bir emekten sonra sunulur.
*Sevgiyi paylaşarak çoğaltmamız lâzım.
*-Bir insanın zeki olduğunu nereden anlarsın?
-Konuşmasından.
-Ya hiç konuşmazsa?
-Daha öyle zekisini görmedim!..
*“Mallarını Allah yolunda harcayanların durumu, yedi başak verip her başlığında yüz tane bulunan bir tane tohumun haline benzer. Allah dilediğine kat kat fazlasını da verir. Allah’ın lütfu geniştir, ilmi her şeyi kaplar.” (Bakara Suresi, 2/261)
*“Bizi toprağa gömmek isteyenler ve gömmeye çalışanlar, bilmiyorlar ki, tohumlar toprağa atılınca, BİRLERİ BİN olur.”
*Kahveler pişti gel!..
Köpükleri taştı gel!..
Ey iyi gün dostları
Kötü günler geçti gel!..
*Gönül ehlinden işittiklerine sakın deme
Bu sözde var bir hata…
Cancağızım sen değilsin ki sözde iyi bir usta…
İşte esas hatâ burada.” (Hz. Mevlana Celâleddin)
*Odun yanar kül olur; insan yanar kul olur.
*İhtişam, aslında baktığından çok bakıştadır. Yunus Emre “Benim bir karıncaya ulu bir nazarım (bakışım) vardır” demektedir.
*“Derin gözlemci olalım ama derin dondurucu gibi olmayalım.
*“Bir futbol maçı 20-30 kamera ile çok ayrı ayrı açılardan çekiliyor: Kale arkası, korner çizgisi… İhtilaf meydana geldiğinde meseleyi aydınlatmak için, farklı bir kamera çekimi ile konu ve ana mihver ne ise o açıdan meseleyi detaylı veriliyor. İşte Kur’an-ı Kerim’de tevhid ve haşir gibi iman esasları, tekrar tekrar ele alınırken her defasında başka bir açıdan mesele ortaya konuyor.
Her bir ambardan birer avuç alınan bu ürünlerden mütalaa ve müzakere ile istifade etmeye bakalım.