DİSK Başkanı Kani Beko, İpek Medya Grubu’na atanan kayyımların yaptığı kıyım için ‘sosyal cinayet’ dedi. Beko, “İpek Medya Grubu ve bazı gazetelere yönelik operasyonu yapanlar, basın özgürlüğüne karşı Anayasa suçu işlediler” dedi.
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel Başkanı Kani Beko, İpek Medya Grubu’na atanan kayyumların basın emekçilerini işten çıkarmasının kendisini çok etkilediğini söyledi. 1967 yılında kurulan ve 200 bine yakın üyesi olan DİSK’in Genel Başkanı Beko, kendisinin de bir işçi olduğunu ifade etti.
Özgür Düşünce'den Erkan Acar'ın haberine
göre, Beko, geçmişte belediyelerde temizlik dahil bir çok işle uğraşmış. İşten atılmış tekrar girmiş ama sendikal mücadeleyi asla bırakmamış. Bu nedenle İpek Medya Grubu’ndaki basın emekçilerinin işsiz kalmasına çok üzüldüğünü belirten Beko, kayyım kararı ile gazetecilerin işten atılmasını sosyal bir cinayet olarak niteledi.
ANAYASA SUÇU
Kani Beko şöyle konuştu: “İpek Medya Grubu’ndaki çalışanların işten atıldığını duyunca çok etkilendim. Çünkü ben de işçiyim. İşten atılmak nedir bilirim. İşten atılan bir insan ne hisseder iyi bilirim. İpek Medya Grubu ve bazı gazetelere yönelik operasyonu yapanlar basın özgürlüğüne karşı Anayasa suçu işlediler. Çünkü basın özgürlüğü Anayasa teminatı altında. Anayasal suç işleyen kolluk kuvvetleri ileriki günlerde Anayasal suç işlediğinden dolayı yargılanabilirler. Ayrıca atanmış kayyım heyetinin görevi işçi arkadaşları işten atmak değil. Atandığı yerde varsa hukuksal anlamda uyuşmazlıkları ortadan kaldırmaktır. Ve bir müddet orada görev yapar. Daha sonra ise oradaki yönetim kurulu üyeleri ve başkanına orayı devreder. Böylece görevini bitirmiş olur. Bizim gördüğümüz kadarıyla kayyım önce çalışan işçilerin iş akitlerini feshetmiştir. Bu bize göre bir sosyal cinayettir.”
KAYYIM HEYETİ YARGILANIR
Kayyım olarak atanan isimlerin AKP’ye yakın oldu-ğunu belirten Beko, “Dolayısıyla sadece AKP’ye ve mevcut hükümete yaranma sevdasında olan kayyım heyeti sosyal cinayet işlemiştir. İşten atılanların derhal işe alınmaları gerekir. Bu operasyonları yapan yönetici durumundaki kayyım heyetinin de yargılanacağını bilmeleri gerekir” dedi.
MÜCADELEYE DEVAM
Mücadelenin asla bırakılmaması gerektiğini kaydeden Kani Beko, “Basın, siyasi partiler, sendikalar özgür değil. Demokrasi dediğimiz şey çoğunluğun azınlığı yönetmesi değil. Azınlığın da yönetimde söz sahibi olmasıdır. DİSK olarak emek, barış ve demokrasi konusunda bir miting yapalım dedik. Mitingi kana buladılar. Barışa emeğe ve demokrasiye saldırdılar. Bu ülkede eşitlik, özgürlük, adalet konusundaki mücadelemizi 1 Kasım seçimlerinden sonra da bedeli ne olursa olsun sürdüreceğiz” dedi.
1 MİLYON İNSAN GECELERİ AÇ YATIYOR
2002 yılında Kamu Yönetimi Temel Kanunu adı altında bir yasa çıkarıldığını belirten Kani Beko şöyle konuştu: “Bu yasa çıkartıldıktan sonra tüm kamu iktisadi teşekkülleri özelleştirildi. Buralarda deneyimli, örgütlü, sendikalı işçiler vardı. Bunların yerine taşeron işçiler aldılar. Birçoğunun deneyimi yok. 17 bine yakın işçi arkadaşımı iş kazalarında kaybettik. 5 milyona yakın bu ülkede işsiz var. 400 binin üzerinde ataması yapılmayan öğretmen var. Bu topraklarda 1 milyondan fazla insan geceleri aç yatıyor.
500 MİLYARLIK BORÇ BİRİKMİŞ
Memleketi dolaşın bütün parklarda insanlar var. Geçen yıl işçilerin, memurların ve emeklilerin sadece insan olmaktan kaynaklanan temel gıda için aldığı krediler var. Evlerini geçindirebilmek için almış oldukları kredileri ödeyemedi-ğinden dolayı 500 milyar borç altına girmişler. Faizi ile birlikte ödenmesi gereken borçlarını ödeyememiş yüzde 30’una icra gelmiş.”