HESA Direktörü Doç. Dr. Ramazan Taş, sistematik hale gelen gazeteci tutuklamalarıyla ilgili, "Yüzyılın terör, casusluk ve yolsuzluk davalarını gazetecilerin araştırıp bulduğu delillerin katkısıyla hızlı ve adil biçimde tamamlamadan Türkiye asla huzura eremez, asla güven ve istikrara kavuşamaz." dedi.
Taş, yazılı açıklamasında, son 1 ayda 1000 gazetecinin işten kovulması, 6 gazetecinin tutuklanması, 15 televizyon kanalının kapatılması, 2 gazeteye el konulmasının, geri kalan diğer medya organlarının neredeyse tamamının 'Alo Fatihleştirilerek' baskı altına alınması hem Türk milletinin haber alma özgürlüğüne hem de basın-yayın özgürlüğüne büyük bir darbe vurduğunu söyledi.
Medya ve bilişim çağında yaptığı haber nedeniyle gazeteciyi tutuklamak demenin, aynı zamanda adil yargılamayı önlemek olduğuna işaret eden Taş, gazetecinin araştırıp bulduğu detaylı bilgiler olmadan TIR davasında, yolsuzluk davasında, casusluk davasında, GDO'lu pirinç davasında adil yargılama yapmanın mümkün olmayacağına dikkat çekti.
Turgut Özal Üniversitesi İİBF İktisat Bölüm Başkanı da olan Doç. Dr. Ramazan Taş, açıklamasında şunları dile getirdi: "Yargının görevi suçu araştıran gazeteciyi değil suçluyu tutuklamaktır. Görevi gereği kamu adına suçu ve suçluyu araştıran gazetecileri, görevi gereği suçlunun peşinden koşan asker, polis, savcı gibi kamu görevlilerini tutuklamak, dolaylı olarak yargı eliyle suçu perdelemek ve aklamak, suçluyu kollamak ve temize çıkarmak anlamına gelir. Bu ise yargı yoluyla hukukun, adaletin, hukukun üstünlüğünün yok edilmesi, yargının top yekun iflası demektir. Türkiye Cumhuriyeti, demokratik hukuk devletidir. Türk Yargısı hiçbir tesir altında kalmadan, her suçu ve her suçluyu takibe almalı ve yargılamalıdır. Görevi yolsuzluk, casusluk, terör gibi suçları araştırmak ve kamuyu bilgilendirmek olan gazeteciler ile görevi suçluları takip edip yakalamak ve yargıya teslim etmek olan kamu görevlilerini tutuklamak demek, yolsuzluk, casusluk, terör suçlularına suçlarını görünmezlik ve dokunulmazlık perdesi altında serbestçe işleyebilecekleri uygun bir zemin hazırlamak demektir."
Yargının görevinin, hızlı ve adil biçimde önündeki yolsuzluk, casusluk, terör davalarını sonuçlandırmak olduğunu hatırlatan HESA Direktörü Doç. Dr. Ramazan Taş, "Yargının, Anayasa'mızda ve yasalarımızda olmayan hayali suçlarla ve suçlularla uğraşması, gerçek suçları ve suçluları perdelemekte, cesaretlendirmekte, suçu özendirmekte, suçun çığ gibi büyümesine yol açmaktadır. Yüzyılın terör, casusluk ve yolsuzluk davalarını gazetecilerin araştırıp bulduğu delillerin katkısıyla hızlı ve adil biçimde tamamlamadan Türkiye asla huzura eremez, asla güven ve istikrara kavuşamaz." uyarısında bulundu.
CİHAN