Samanyolu yayın grubu başkanı Hidayet Karaca, bir dizi senaryosu gerekçe gösterilerek 14 aralık'ta özgür medyayı susturma operasyonu kapsamında tutuklandı.
Aradan 10 ay geçti ve Karaca verilen tahliye kararına rağmen hala cezaevinde. Gazeteci Hidayet Karaca parmaklıklar ardında geçirdiği 10 aylık esaret sürecini 'bir dizi film' ismiyle kitaplaştırdı.
Gazeteci Hidayet Karaca, yaşadığı baskı ve zulmü satırlara döktü. Karaca 'siz benim burada bedenimi tutuyorsunuz. Ruhum arkadaşlarımın, milyonlarca insanın yanında. Dünyanın dört bir tarafında gözyaşlarıyla dua edenlerin yanında. Burada ben özgürüm. Masumiyetin verdiği gücü siz bilemezsiniz' diyerek duygularını paylaştı. Ümidini hiç kaybetmeyen Karaca, cezaevinde yazdığı kitapta tutuklanma emrini verenlere sesleniyor ve 'Allah var gam yok' diyor.
Yaşadığı süreçle ilgili değerlendirmede bulunan gazeteci Hidayet Karaca yaşadıklarına hâlâ inanamadığını ve sanki bir dizi senaryosundaymış gibi hissettiğini aktaran Karaca şöyle devam etti 'yaşadıklarım öylesine olağanüstü ki, kendimi bazen sanki bir dizinin içinde gibi hissediyorum… ama itiraf edeyim, senaryosu pek acemice yazılmış bir dizi bizimkisi. Böyle bir senaryo taslağı, bu işten anlayan kimin önüne gelse, 'gerçekçi değil. Delil olmadan adam mı tutuklanır? Bir daha ki sefere düzgün bir şeyler yazın'.
Dizi senaryosu sebebi ile tutuklanan Karaca, yaşadığı hukuksuzluğu bu cümleler ile anlatıyor.
'İmanımız var. Algıların değil gerçeklerin konuşulduğu günler de gelecek, bu dünyada değilse ahirette gelecek, ama gelecek...'
Cezaevindeki günleriniyle ilgili anıalrını anlatan Karaca 'Bir Dizi Film' ismini verdiği kitabında en çok ailesine ve küçük oğlu Emin'e olan hasretini dile getiriyor ve oğluna şöyle sesleniyor:
'Canım yavrum, kuzum Emin'im,
Ben sana belki camın arkasında duruyor gibi görünüyorum, ama inan sen benim kalbimin yüreğimin içindesin. Senin o dimdik duruşun, annene destek olman beni öylesine mutlu ediyor ki, anlatamam. Rabbim seni, abini, anneni ve tüm ailemizi nazarlardan muhafaza buyursun. Rabbim'e emanet ol.
Emin'im... Kuzum.'
20 yılı aşkın süredir gazetecilik yapan ve uzun yıllardır Samanyolu yayın grubu başkanlığı yapan Hidayet Karaca, kendisini çok yakından tanıyan insanların sessizliğine de sitem ediyor. Dostun kara günlerde anlaşıldığının altını çizen Karaca onlarla ilgili duygularını şu cümlelerle dile getirdi:
'Sesimi duyacak hal kalmamış medyada. Korku, medyaya bütünüyle sinmiş. Eski dostların bir kısmı beni düşman olarak görüyor, bir kısmı da yüzünü çevirip susmayı tercih ediyor. Benim suçlanmam, sorgulanmam ve nezarete alınmam mı daha acı, yoksa medyanın içine düştüğü bu tablo mu kestiremiyorum…'
Her dönemde olduğu gibi bu süreçte de kaybedenler oalcağını ve en çokta onlara üzüldüğünü ifade eden Karaca kitabında konuyla ilgili bazı örnekler vermeyi de ihmâl etmiyor.
'Bu sürecin çok kaybedeni var ama bence ilk kaybedenlerinden biri İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı… Hadi Salihoğlu. Tanışırız, kaç kere bir araya gelip yemek yedik, sohbet ettik. Gittim sordum, 'hakkınızda bir soruşturma yok' dedi. Hukuktan ayrılmayacağına inancım vardı. Ancak yaşananları görünce, 'keşke Hadi Bey'i bu durumda görmeseydim' diyorum. Su bile verilmeyen adliyenin başsavcısı olarak anılacak olmasına üzülüyorum… İkinci kaybedeni Başbakan Ahmet Davutoğlu. Başbakan profesördür, entelektüeldir. Dünya görmüştür. Duyarlı, düşüncelidir diyerek hak, hukuk bileceğine inanırdım. Ama soruşturma sırasında, o da havuz medyasının ağzıyla konuştu… Dünyada kanuni haklarım saklı kalmak şartıyla, Allah'ın huzuruna gittiğimizde adl-i ilahi'de davacı olacağım'.
Gazeteci Hidayet Karaca'nın 10 aylık esaret sürecini anlatan "Bir Dizi Film" isimli kitap kitapçılarda okurlarını bekliyor.