Hilmi Özkök resmen teyit etti: Siyasi kişiler ve...

Hilmi Özkök resmen teyit etti: Siyasi kişiler ve...
Eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök, Balyoz davasına konu olan 2003 yılındaki seminerde maksadın aşıldığını söyledi.
Özkök, seminerde darbe provası yapıldığı iddialarıyla ilgili olarak, "Bu seminer icra edilmiş, fakat en tehlikeli senaryo amacını biraz aşkın şekilde oynanmış. Siyasî kişiler ve siyasî olaylar, gerçekmiş gibi oynanmış. Ben de Kara Kuvvetleri komutanına incelettim." dedi. Ergenekon davası kapsamında tanık olarak ifadesine başvurulan Hilmi Özkök, dün de Silivri'de mahkeme heyetinin karşısındaydı. Özkök, Ayışığı ve Yakamoz darbe planları kendisine geldiğinde dönemin Jandarma Genel Komunatı Şener Eruygur'u Karargâh'ta uyardığını anlattı. Eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Özden Örnek'in günlüklerinde geçen 3 Mart 2003'teki toplantıda yapılan konuşmaları hatırladığını belirtti. Orgeneral ve oramirallerin katıldığı toplantıda kişilere isnat edilen sözleri doğrulayarak, "Anımsıyorum, motamot değilse de benzer şeyler söylendi." ifadelerini kullandı. Mustafa Balbay'ın 'Genç subaylar rahatsız' başlığıyla Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan haberine neden tepki gösterdiğini ise şu sözlerle izah etti: "Birincisi, Silahlı Kuvvetler üzerinde infiale yol açardı. İkincisi, bu ifade 27 Mayıs'ta slogan olarak kullanılmıştır." Hilmi Özkök, Irak tezkeresinin kabul edilmesi için dönemin ABD Savunma Bakan Yardımcısı Paul Wolfowitz'in, hükümete baskı yapmasını istediğini ancak bunu kabul etmediğini de kaydetti. Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Hilmi Özkök, 2003 yılında 1. Ordu Komutanlığı'nda düzenlenen ve Balyoz darbe planı davasına konu olan seminerde darbe provası yapıldığı iddiaları ile ilgili olarak, "Amacın dışına çıkılmış. Gerçek siyasi kişiler ve olaylar kullanılarak bunlar üzerinden bir tehlike olduğu yayınlanmış. Kara Kuvvetleri Komutanı'na semineri incelemesi için emir verdim." açıklamasını yaptı. Ergenekon davasında tanık olarak ifade veren Özkök, ABD'nin Irak işgali öncesi yaşanan tezkere krizine de açıklık getirdi. Özkök, dönemin ABD Savunma Bakan Yardımcısı Paul Wolfowitz'in, tezkerenin Meclis'te kabul edilmesi için kendisinden hükümete baskı yapmasını istediğini söyledi. Ancak bunu kabul etmediğini aktardı. Hilmi Özkök, Mustafa Balbay'ın Cumhuriyet gazetesinde 'Genç subaylar rahatsız' başlığıyla yayımlanan haberinden neden rahatsız olduğunu ise, "Birincisi, Silahlı Kuvvetler üzerinde infiale neden olurdu. İkincisi ise, bu ifade 27 Mayıs'ta slogan olarak kullanılmıştır." sözleriyle anlattı. Özkök, Ayışığı ve Yakamoz darbe planları kendisine geldiğinde bu belgeler ışığında Şener Eruygur'u Karargâh'ta uyardığını kaydetti. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin yürüttüğü Ergenekon davasının 214. celsesi Silivri Cezaevi yanına kurulan duruşma salonunda görüldü. Davaya emekli orgeneraller Hurşit Tolon, Hasan Iğsız, İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, CHP Milletvekili Mustafa Balbay ve Tuncay Özkan'ın da aralarında bulunduğu 45 tutuklu sanık katıldı. Ergenekon davalarının birleştirilmesinden sonra duruşmalara katılmayan eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, Hilmi Özkök'ün dinlendiği iki duruşmaya da katıldı. Ergenekon davasında önceki gün ifadesi tamamlanamayan eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök'ün dinlenilmesine dün devam edildi. Özkök duruşmaya saat 09.15 sularında geldi. Saat 10 sularında duruşma başladı. Dursun Çiçek'in kızı ve avukatı İrem Çiçek, Özkök'e, önceki gün dile getirdiği 'Muhtıra konusu, toplantılarda teklif olarak değil ancak görüş olarak beyan edildi' ifadesini sordu. Çiçek, bunu tam olarak kimin beyan ettiğini öğrenmek istedi. Söz konusu toplantıda ordu komutanları ve kuvvet komutanlarının bulunduğunu aktaran Özkök, "İfade dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman tarafından bir hareket tarzı olarak dile getirildi." şeklinde konuştu. Genelkurmay Başkanlığı tarafından hükümeti yıpratmak amacıyla kurulduğu ileri sürülen sitelerle ilgili de soru yönelten Çiçek, "Suç içerikli olduğu iddia edilen yayınların bir kısmı sizin döneminizde eklenmiş. Bu konuda bir bilginiz veya emriniz var mı?" dedi. Sitelerden sorumlu bulunduğu dönemde siyasi konulara girilmemesi konusunda kesin emir verdiğini vurgulayan Özkök, "Suç unsuru içeren haber için benden onay istendiğini veya böyle bir emir verdiğimi kesinlikle reddediyorum." şeklinde konuştu. İrtica ile Mücadele Eylem Planı'nın askerî yazım teknikleri açısında eksiklikler bulunduğunu aktaran avukat İrem Çiçek, "Siz askerlik hayatınızda bu şekilde bir plan gördünüz mü, hazırlama emri verdiniz mi?" sorusunu yöneltti. Mahkeme Başkanı Hasan Hüseyin Özese, Çiçek'in bu sorusuna yorum içerdiği gerekçesiyle izin vermedi. Bunun üzerine tutuklu sanık Dursun Çiçek, "Böyle yargılama olmaz. Soru sormasına izin vermiyorsunuz. Kâğıt parçası yüzünden 3,5 yıldır tutukluyum." diyerek duruşma salonunu terk etti. Koramiral Mehmet Otuzbiroğlu'nun avukatı Burak Candan da söz alarak "5-7 Mart 2003 tarihlerinde darbe planlama semineri yapıldığı ve darbenin, Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman tarafından önlendiği iddiaları var. Bu konuda bilgi ve tanıklığınız var mı?" sorusunu yöneltti. Özkök bu konunun dava ile ilgisi bulunmadığını belirttikten sonra Başkan Özese cevap vermeme hakkının bulunduğunu hatırlattı. Silahlı Kuvvetler'de çeşitli durumlara ilgili milli strateji belgesi çerçevesinde plan seminerleri düzenlediğini kaydeden Özkök, "1. Ordu'nun plan semineri (Balyoz darba planı) zamanı çok yoğundum, katılamadım. Kara Kuvvetleri Komutanlığı tarafından yapılmasını emrettim. Bu seminer icra edilmiş fakat Olasılığı En Yüksek Tehlike Senaryosu icra edilmiş. Ancak planın amacını aşmış şekilde oynanmış. Gerçek siyasi kişiler ve olaylar kullanılarak bunlar üzerinden bir tehlike olduğu yayınlanmış. Ben de Kara Kuvvetleri Komutanı'na incelettim." değerlendirmesini yaptı. Balyoz davasında incelemeyi yapan ismin dönemin Kara Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanı İlker Başbuğ olduğu ortaya çıkmıştı. 'GENÇ SUBAYLAR RAHATSIZ' SÖZÜ 27 MAYIS'IN SLOGANIYDI Avukatların sorularının bitmesinin ardından üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu, tanığa soru yöneltti. Haşıloğlu, Cumhuriyet gazetesinde çıkan 'Genç subaylar rahatsız' manşetiyle ilgili Özkök'ün dile getirdiği 'Demokrat olmam suç mu?' ve 'lanetliyorum' sözlerinden ne kastettiğini sordu. Basında demokrat olması sebebiyle kendisine eleştiriler yöneltildiğini kaydeden Özkök, "Demokrat olmam, hükümete bağlılık olarak yorumlandı. Tabii ki Genelkurmay hükümete bağlıdır. Ama aleyhimde çok haber çıktı." ifadelerini kullandı. Haşıloğlu'nun 'genç subaylar rahatsız' ifadesinden neden bu kadar rahatsızlık hissettiğini sorması üzerineyse Özkök, "Bunun iki sebebi var. Birincisi, Silahlı Kuvvetler üzerinde infiale neden olurdu. İkincisi ise, bu ifade 27 Mayıs'ta slogan olarak kullanılmıştır." cevabını verdi. Sedat Sami Haşıloğlu, daha sonraki söylemlerinde 'genç subaylar daha demokrat' diyen Hilmi Özkök'e bu sözünün sebebini sordu. Özkök, manşetin etkisini izâle etme amacıyla söylediğini aktardı. Haşıloğlu'nun, Mustafa Balbay'ın hakkında yazdığı '18 yıl yurtdışında olduğu için ülke gerçeklerine uzak' konulu haberini tekzip edip etmediğini sorması üzerine Özkök, "Genelkurmay 2. Başkanı ile kendisine haber gönderdim. Kendisini kullandırmaması konusunda uyardım. Emekli olduktan sonra bir ortamda haber ile ilgili kendisine sitemlerimi ilettim." karşılığını verdi. Darbe günlüklerini teyit etti Üye hâkim Sedat Sami Haşıloğlu'nun Mustafa Balbay'a ait olduğu iddia edilen günlüklerden okuyarak sorduğu "Astlarınızın gıyabınızda 'molla' dediğini biliyor muydunuz?" şeklindeki sorusuna Özkök, "Bunu bilmem mümkün değil. Gazetecilerin kullandığını duymuştum." cevabını verdi. Haşıloğlu'nun Şener Eruygur'a ilişkin bir sorusu üzerine de Özkök, "Ayışığı ve Yakamoz belgeleri bana geldiğinde Eruygur'a, bunları bildiğimi söyledim. Genelkurmay Karargâhı'nda bu belgeler ışığında Eruygur'u uyardım." açıklamasını yaptı. Mahkeme Başkanı Hasan Hüseyin Özese de, Özden Örnek'in ait olduğu iddia edilen günlüklerden yola çıkarak bir soru sordu. Şener Eruygur'un burada yazıldığı şekilde ihtilâl özlemi içerisinde olup olmadığı sorusuna Hilmi Özkök, "Bu şekilde bir konuşma bana söylenmiş değildir. Karargahta böyle bir kelimenin kullanılmasına izin vermediğimden, zaten böyle bir şeyi söylemeleri mümkün değil. Kendi aralarında konuşmuşlardır." ifadelerini kullandı. Haşıloğlu'nun, "Özden Örnek'in günlüklerinde yer alan toplantıda, toplantıdaki kişilere isnat edilen sözler var. Doğru mu bunlar?" sorusuna ise, "Bu konuşmaların yapıldığını anımsıyorum. Motamot değilse de, buna benzer konuşmalar yapıldı." karşılığını verdi. HÜKÜMETE BAKIŞIMIZ BAŞBUĞ İLE AYNI Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un avukatı İlkay Sezer'in "İlker Başbuğ'un yasal anlamda hükümete karşı bir tutumunu göründünüz mü?" sorusunu ise Özkök, 'Hayır' diye cevapladı. Sezer'in "İki yıl ikinci başkanlığınızı yapan İlker Başbuğ, görevini ne şekilde yapmıştır?" şeklinde sorusuna Özkök "Beni yönlendirmeyen, doğru kararlar vermem için bana bilgiler toplayan, çok düzgün bir insandır. Kendisinden çok istifade ettim." şeklinde karşılık verdi. "Başbuğ ile demokratik görüş konusunda ve hükümete bakışla ilgili fikir ayrılığı yaşadınız mı?" diyen Sezer'e Özkök, bu konularda fikir ayrılıkları olmadığını belirtti. Kıvrıkoğlu, Genelkurmay başkanı olmamı istemedi Kara Kuvvetleri Komutanlığı'na gelinceye kadar tertemiz bir sicilinin bulunduğunu söyleyen Hilmi Özkök, "Genelkurmay Başkanlığı'na adım geçince bazı sıkıntılar başladı. Genelkurmay Başkanı Hüseyin Kıvrıkoğlu benim irticaya karşı iyi mücadele edemeyeceğimi söyledi. Beni Genelkurmay başkanı yapmak istemediğini söyledi. Ben de 'sizin takdirinizdir' dedim. O zamana kadar bir problem yoktu." diye konuştu. "Genelkurmay Başkanlığı göreviniz sırasında sivil ve askerî taraftan istifanızı sağlama yönünde doğrudan ya da dolaylı bir etki oldu mu?" şeklindeki soru üzerine de, böyle bir şey olmadığını, ancak basında hakkında çıkanlardan dolayı "Acaba beni istifaya mı zorluyorlar?" diye aklından geçirdiğini söyledi. ABD'den, 'tezkere için hükümete baskı yap' talebi İfadelerinde 1 Mart tezkeresinde nötr bir tutum takındığı yönünde beyanları bulunduğunu ifade eden hakim Sedat Sami Haşıloğlu, "Basında hükümete baskı yapmanızın istendiği yazıldı. Bunlar doğru mu?'' dedi. Tezkerenin hükümetin kararı olduğunun altını çizen Hilmi Özkök ise, "Tezkere ile ilgili güvenlik konusundaki düşüncelerimi görüşmelerde Cumhurbaşkanı ve Başbakan'a sundum. Evet Paul Wolfowitz (ABD Savunma Bakan Yardımcısı) hükümete baskı yapmamı istedi. Ancak ben baskı yapmadım." dedi
04 Ağustos 2012 07:43
DİĞER HABERLER