Ahiretine zarar vermek istemediği için artık Erdoğan’a oy vermeyeceğini belirten Yazar ve İlahiyatçı Ali Rıza Demircan, "medya çarpıttı" diyerek sözlerinden geri adım attı.
Velev'de yer alan habere göre geçen hafta gündeme gelen bir yazısında ahiretine zarar vermek istemediği için artık Recep Tayyip Erdoğan’a oy vermeyeceğini belirten yazar ve ilahiyatçı Ali Rıza Demircan, sözlerinden geri adım attı. Erdoğan’ın abidesinin dikilmesini gerektirecek kadar önemli bir kişi olduğunu öne süren Demircan, “Asırlık tarihimizde Tayyip Bey ile boy ölçüşebilecek, değerlendirilebilecek bir başka siyasi yok. Cumhuriyet tarihi boyunca Tayyip kardeşimizi hizmetleriyle aşabilecek ikinci bir kişi gelmemiştir.” dedi.
‘CHP’DE KUR’AN’A İNANAN KAÇ KİŞİ VAR?’
Erdoğan’ın siyasi başarılarını hazmedemeyen bir grubun olduğunu iddia eden Ali Rıza Demircan, “Cumhuriyet Halk Partisi’nin genel merkez ve il yönetimleri bazında Kur’an‘a, Allah’ın kitabı olarak iman eden kaç kişi bulursunuz?” şeklinde konuştu.
BİR HAFTADA NE DEĞİŞTİ?
Eski Beyoğlu Belediye Başkanı ve Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı, Tunus Büyükelçisi Ahmet Misbah Demircan’ın babası olan Demircan, geçtiğimiz hafta gündeme gelen kişisel portalındaki yazısında ahiretine zarar vermek istemediği için Erdoğan’a oy vermeyeceğini belirtmiş, “Sn. Cumhurbaşkanım artık Kur’an-ı vasıfları taşıyanlara oy vereceğim” demişti. Bazı İslamcı yayınlar Demircan’ın bu çıkışını, “Ali Rıza Demircan ahiretinden vazgeçti” ifadeleriyle verdi.
AHİRET ÇIKIŞINDAN GERİ ADIM ATTI
Kamuoyunda “İslâm’a Göre Cinsel Hayat” adlı kült kitabı ile tanınan Ali Rıza Demircan, zaman zaman yaptığı çıkışlar ile adından söz ettiriyordu. Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katıldığı ve kazandığı bütün seçimlerde oy verdiğini, oy vermekle kalmayıp desteklediğini söyleyen Ali Rıza Demircan, “Âhiretime zarar vermek istemiyorum” diyerek tartışmaların odağı olmuştu.
‘RİZELİ, KASIMPAŞALI VE İMAM HATİPLİ…’
İstanbul Fatih’teki evinde haberler.com’un sorularını yanıtlayan Ali Rıza Demircan, Erdoğan ile Rize asıllı olması, Kasımpaşa doğumlu olması ve İmam Hatipli olmalarından dolayı bir bağ olduğunu, Erdoğan’ın hatiplik yaptığı dönemde uzun süre kendisini anons ettiğini söyledi.
Geçen hafta gündeme gelen yazısının 2018 yılında yazıldığını belirten Demircan, makalesinin tekrar gündeme gelmesi üzerine, “Bugün de Kur’anî vasıflar taşıyan adaylara talibiz” demişti.
Video söyleşide ise “Tayyip Bey’i yarı uzaktan takip ettim ama maddi ve manevi kültürel desteğimi daima sundum. Sunmaya da devam ediyorum ama benim farklı bir dostluğum var. Mesela ben bugüne kadar Tayyip Bey’i ve yönetim politikalarını eleştiren en az yüz makale yazdım. Ama bir İslam alimi gibi yazmaya çalıştım.” sözlerini sarf etti.
ERDOĞAN İÇİN ‘HEYKELİ DİKİLECEK ADAM’ İFADESİ
Erdoğan’ı kur korumalı uygulama, İstanbul Sözleşmesi, faiz ve israf politikaları konusunda eleştirdiğini belirten Ali Kıza Demircan, “Şunu itiraf edeyim. Tayyip Bey’in bu ülke için bir kazanç olduğuna inandım. Hala bir kazanç olmakla devam ettiğine inanıyorum. Tayyip Bey’in bu ülkeye çok büyük kazandırdıkları var. Sadece orduyu kendi alanına çekebilmesi, ordu vesayetini Türk siyasi hayatı üzerinden kaldırabilmiş olması Tayyip Bey’in abidesinin (heykelinin) dikilmesini gerektirecek kadar önemlidir. Ben bir ağabey konumundaydım. Toplumun İslam âlimi olarak konumlandırdığı bir insandım. Ben hep İslam açısından bakarak yapıcı olmaya çalıştım. Bir iktidarın başarılı olabilmesi yerel yönetimlerde ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde düzeyli insanlarla çalışması ve temsil edilmesine bağlı.” şeklinde konuştu.
‘BUGÜNE KADAR KAYITSIZ ŞARTSIZ DESTEK VERDİM’Erdoğan’a bir daha oy vermeyeceğine dair yazıya ilişkin, “Dedim ki Tayyip Bey, düzeysiz insanlarla, ufuksuz insanlarla, üretken olmayan insanlarla büyük hizmetler yapılamaz..” savunmasını yapan Demircan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bugüne kadar ben kayıtsız, şartsız sana destek verdim. Ama bundan böyle uyarılarım istikâmetinde Kur’an-ı Kerim’de Yüce Rabbimizin bize vasıflarını bildirdiği seviyeli insanları seç. Onları tercih et ki yakaladığın başarıyı daha bir sürdüresin. Ve ben de artık Kur’ânî vasıflar taşıyan adaylara oy vereceğim. Seni de bu adayların seçimi için duyarlılık göstermeye davet ediyorum. Dediğim buydu. Efendim biliyorsun medya olayı 180 derecede saptırır ve sunar. Türkiye’de Tayyip Bey’in art arda gelen siyasi başarılarını hazmedemeyen bir grup da var. Yine Müslümanlara yakın malum siyasi partiler de var. Benim bu Kur’an’i vasıflar taşıyanlara yönelmesi ricamı içeren böyle yap ki biz de gönül huzuru içerisinde… Öğüt olan aslında… Tabii öğüt olan biz de destekleyelim gönül rahatlığı içinde demeyi bir başlık attılar. Tayyip Bey’e oy vermeyeceğim şekline dönüştürdüler. Aslında makale okunduğu zaman hiç de böyle olmadığı görülür.”
‘SİZ DE MANŞETE ÇEKİN ŞU İFADEMİ’Cumhuriyet Halk Partisi’ni eleştiren Demircan, “Şimdi soralım, siz de manşete çekin şu ifadelerimi.” diyerek şu örneği verdi:
“Cumhuriyet Halk Partisi’nde Kur’an‘a Allah’ın kitabı olarak inanan, Cumhuriyet Halk Partisi’nin genel merkez ve il yönetimleri basında Kur’an’a Allah’ın kitabı olarak iman eden kaç kişi bulursunuz? Ben Kur’an’i vasıflar taşıyanlara oy vereceğim dedim ve bu vasıfları açıklarken bilgilendirme yaptım. Bu vasıflar bulunamıyorsa bu vasıflara yakın olanlar bulunsun dedim. Peki ben bunu söylerken AK Partisi’nden daha fazla bu vasıflara yakın olan bir siyasi parti, yavru muhalefette de yok ki zaten. Yani makaleden hareketle bir yargıya gitmek istense varılacak yer yine AK Partisi’nin tercih edilir, konumda olduğunu işlemiş olduğumuz gerçeği yatar. Ama medya bu, medyada görevini yapıyor diyemeyeceğim. Siz de bir medya mensubusunuz. Medya mensubu olmak, büyümüş olmak, amiral gemisi olmak, ahlaki ölçüleri çiğneme hakkını medyaya vermez. İnsanları hoşlanmayacakları tarzda gıyaplarında anamazsınız. Onlara söylemediklerini iftira ederek söyletemezsiniz. Onların yazdıklarını ters yüz ederek insanlara aktaramazsınız. Altını çizeceği bir nokta daha var. Bizim konumumuzda olan insanlar siyasi tercihlerini iki amaçla yaparlar. Bir, kendi inanç dünyası. insanları tercih edersiniz. Bir de gittikleri ekonomik politikaları dolayısıyla tercih edersiniz. Benim Rizeli, Kasımpaşalı, İmam Atipli olarak tercihimde birinci faktör benim İslami inançlarım gelir. Benim inançlarıma yakın olan hangi grup varsa ben o grubu tercih ederim. Bunun sebebi siyasi bir rant amaçladığım için değil. Böylesi inançlı ve ahlâklı bir grubun ülkeye daha etkili, daha güçlü, daha düzeyli ve sürekli hizmet edebileceğine inandığım için.”
‘ATATÜRK MÜ, ERDOĞAN MI?’Kurtuluş Savaşı’nın Başkomutanı ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk ile Erdoğan’ı kıyaslayan Demircan, “Sizin bilmediğiniz benim çok yazım var. Türkiye’de şunu samimi söylüyorum. Mustafa Kemal mi, Recep Tayyip Erdoğan mı?” diyerek, tercihinin bir açıdan değil, birçok açıdan Erdoğan olduğunu ve Erdoğan’ın heykeli dikilecek bir kişi olduğunu söyledi. Demircan şöyle devam etti:
“Bana göre bir açıdan değil, pek çok açıdan bir asırlık tarihimizde Tayyip Erdoğan’la boy ölçüşebilecek ülkeye kazandırdıklarıyla değerlendirilebilecek bir başka siyasi yok. Tayyip Bey mevcut siyasilerle kabili teklif olmayacak, kıyaslanamayacak derecede artıları olan bir insandır. Dün tercihimdi, bugün de tercihimdir. Ancak bunun anlamı uyguladığı tüm politikalar isabetli olmuştur. Eleştirilemez konumdadır demek değildir.”
OĞLU BAKANLIK YAPAN DEMİRCAN, ERDOĞAN’DAN KENDİSİ VE AİLESİ İÇİN BİR ŞEY İSTEMEMİŞEski Beyoğlu Belediye Başkanı ve Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı, Tunus Büyükelçisi Ahmet Misbah Demircan’ın babası olan Demircan, “Ali Rıza Demircan olarak benim bugüne kadar siyasilerden hiçbir ricam olmamıştır. Ne şahsım, ne ailem için. Hiçbir ricam, devletimize vergi vermekten öte de hiçbir ilişkim olmamıştır. Doğruya doğru, eğriye eğri. Tayyip Bey’in doğrularına da doğru, eğrilerine de eğri. Ama Türkiye’de Cumhuriyet tarihi boyunca Recep Tayyip Erdoğan kardeşimizi hizmetleriyle aşabilecek ikinci bir kişi gelmemiş. Hizmet edenler olmamıştır demiyorum. Yanlış anlaşılmasın. Ama Tayyip Bey Cumhuriyet tarihinin bir asırlık tarihimizde bu ülkeye en fazla hizmet etmiş, katkı vermiş, İslam’a olan kafa ve gönül yakınlığı bir tarafa demokrasiye hizmet etmiş.” dedi.
‘GAZETECİLER DEĞİL, TERÖRİZME BULAŞANLAR YARGILANIYOR’
Türkiye’de gazetecilerin değil, terörizme bulaşanların yargılandığını öne süren Demircan, “Biz dün nasıl düşünüyorduysak, nasıl tercihler yapıyorduysak, bugün de aynı ve ben soruyorum. Ben Kur’ânî vasıflar aradım. Ana muhalefette Kur’ân’a inanç var mı ki vasıf taşıyan aday olsun? Yavrum muhalefette bizim istediğimiz vasıflar var mı ki istedikleri gibi bizim konuşmalarımızı değerlendirmeye de haklı olmuş olsunlar. Biz dün nasıl bakıyor idiysek bugün de aynı bakıyoruz ve dualar ediyoruz Tayyip Bey kardeşime.” şeklinde konuştu.