Havuz Medyası 17-25 Aralık sonrası Mersinli işadamı Mahmut Arslan'a yönelik GDO'lu pirinç operasyonuna 'paralel tuzak' demişti. Aynı gazeteler bu defa 'Arslan'ın kaçakçılık rotası' başlıkları attı ve kaçak sigara vurgununu yazdı.
Hani hepsi komploydu?
İktidara yakın Akşam gazetesi Mersinli işadamı Mahmut Arslan'la ilgili kaçakçılık iddianamesini haberleştirdi. Haberde yüz milyonlarca liralık kaçakçılıktan ve kara para aklamaktan söz ediliyor.
Haber şöyle:
"Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 2011 yılında düzenlenen kaçak sigara operasyonunda European Tobacco firmasının Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Arslan, kardeşi Hüseyin Arslan, genel müdürü Hulusi Kaymaz çok sayıda isim tutuklanmıştı. Savcılığın geçtiğimiz yıl hazırladığı ve daha sonra İstanbul’a gönderilen 54 sanıklı iddianamedeki MASAK raporları kaçakçılığın boyutlarını gözler önüne serdi.
Sahte ihraç beyannameleri
İddianamedeki detaylara göre; Mahmut Arslan tarafından yönetim kurulu başkanlığını yaptığı European Tobacco isimli firmasıyla yurtdışına ihraç etme kaydıyla üretilen sigaralar sahte beyanname ve belgelerle tekrar yurtiçine sokularak iç piyasada satılıp haksız kazanç elde edildi. Suç gelirleri ise döviz bürolarında aklandı. Örneğin 2009-2011 tarihlerinde çıkan 97 sigara yüklü geminin ihraç edildiği Arnavutluk ve Karadağ’a aslında hiç varmadığı, sigaraları alıcısı olarak görülen firmaların gerçekte ya yok ya da sigaraların teslim alınmadığı tespit edildi.
Paralar iki kentte döviz bürolarına gönderildi
İddianameye göre; sigara kaçakçılığının bir kolu sanıklardan Yakup Işık başkanlığındaki suç örgütünce İstanbul’da kurulu Maltar Denizcilik Şirketi üzerinden, diğeri ise Mehmet Teyfur başkanlığındaki örgüt ise European Tobacco üzerinden yapıldı. Elde edilen paralar ise Ağrı ve İstanbul’daki döviz bürolarında aklandı.
Boğaz'dan geçmeyen gemiler gösterildi
Kar Dış Ticaret’in KKTC’nin Gazimagosa Serbest Limanı ve Bölgesi’nde bulunan firmalara ihraç ettiği sigaraların işlemleri de incelendi. 2011 yılında Ukrayna’ya Victıry ve Eva sigarası görünen Morelia gemisinin ilgili tarihlerde boğazlardan geçiş yapmadığı ve sigaraların Ukrayna’ya ulaşmadığı tespit edildi.
410 MİLYON TL AKLANDI
Arslan’ın kaçakçılık rotası ise Irak ve İran, Balkanlar ve Akdeniz olmak üzere 3 kola ayrılıyor. 2009, 2010, 2011 yıllarında sanıklar Mahmut Arslan, Hüseyin Arslan, Mehmet Hulusi Kaymaz, Aydın Satıcı, Mehmet Teyfur’un 328 milyon ila 410 milyon TL arasında suç geliri akladıkları belirlendi."
3 YILDA 180 DERECE ÇARK
Akşam'ın son haberi 17-25 Aralık sonrası Mersin'de polislere yönelik geçmişteki haberini akıllara getirdi. İddiaya göre Emniyet müdürü Anadolu Atayün ve ekibi Hizmet Hareketi'nin talimatıyla Arslan'a kumpas kurmuş ve gazeteci Mehmet Baransu'ya bu bilgiler servis edilmişti. Gerekçe ise Cemaat'e yönelik yardım yapmayı reddetmesiydi
İşte 'Ünlü işadamına Paralel tuzak' başlıklı 2 Aralık 2014 tarihli o haber:
"Paralel Yapı Mersin'de, hibe olarak para istediği Mahmut Arslan'ın rest çekmesi üzerine GDO'lu pirinç senaryosunu ortaya attı, iş adamını büyük zarara uğrattı
Yüzlerce kişinin telefonlarının yasa dışı dinlendiği Mersin'de, Paralel Yapı'nın tezgahları ortaya çıkmaya başladı. Dünyanın en büyük bakliyat üreticilerinden rekortmen işadamı Mahmut Arslan'ın da Paralel Yapı'nın kurbanı olduğu bildirildi. Örgüte hibe adı altında haraç vermediği gerekçesiyle kara listeye alınan Mahmut Arslan, "Asılsız soruşturmalarla adımı lekelemeye çalıştılar. İstedikleri parayı vermeyince, okulu yapmayınca düğmeye bastılar, beni bitirdiler. 50 şirketim battı, Full Pet yok pahasına satıldı, 400 milyon dolar civarında zararım var" dedi.
'OKUL YAPTIRMAM' RESTİ
Paralel Yapı Mersin'deki yüzünü, dönemin valisi Hasan Basri Güzeloğlu'nun da aralarında bulunduğu 123 kişiyi yasa dışı bir şekilde dinleyerek gösterdi. İş adamı Mahmut Arslan da örgütün dinlediği isimlerden biriydi. Gülen örgütü, Mersin'in tanınmış iş adamı ile irtibata geçip, hibe adı altında para talep etti, okul yapmasını istedi. "Ben okulu sadece devletime yaparım" diye restini çeken Arslan, bir anda Paralel Yapı'nın hedefi haline geldi. İşadamı Mahmut Arslan'ı bitirme planı adım adım uygulamaya konuldu.
GDO TEZGAHI KURULDU
Dönemin özel yetkili savcısı Fikret Gönen'in, Mersin Gümrüğü'ne baskın yapmasıyla gündeme gelen GDO'lu pirinç operasyonunun, işadamı Mahmut Arslan'ı zayıflatmaya yönelik bir kumpas olduğu ileri sürüldü. İddiaya göre, Paralel Yapı'nın organizasyonuyla İstanbul Teknik Üniversitesi'nde hazırlanmış gibi sahte rapor düzenlendi ve Mustafa Kolukırık imzasıyla hazırlanan raporda ithal edilen pirinçlerin GDO'lu olduğu kamuoyuna açıklandı. İTÜ Rektörü Mehmet Karaca açıklanan raporu yalanlasa da kamuoyunda GDO'lu pirinç algısı oluşturuldu.
400 MİLYON DOLAR KAYIP
Türkiye gündemine bomba gibi düşen GDO skandalının ardından Mahmut Arslan, Dünya Bakliyat Konfederasyonu Başkanı sıfatıyla, "GDO'lu pirinç olamaz, dünyada henüz üretilmedi" diye açıklama yaptı ancak sesini duyurmayı başaramadı. Sahte raporla desteklenen GDO iddialarının ardından iki işadamının tutuklanmasıyla alevlenen süreçte Mahmut Arslan'ın 50'ye yakın şirketine bloke uygulandı. 'Barzani'nin ortağı' yaftası yapıştırılan, 200 milyon dolarlık sigara fabrikası ve akaryakıt istasyonu Full Pet yok pahasına satılan Arslan, yaklaşık 400 milyon dolar kaybetti.
BARANSU'YA GÖNDERİLDİ
Derin güçlerin işadamı Arslan'ı bitirme planı operasyonlarla sınırlı kalmadı. İddiaya göre dönemin Mersin terör savcısı, Mehmet Yazıcı paralel kumpas bilgilerini, gazeteci Mehmet Baransu'ya servis etti. Baransu da düzenlenmiş belgelerle hem Mahmut Arslan'ı hem de hükümeti yıpratmaya yönelik haberler hazırladı. Mahmut Arslan'ın şikayeti üzerine gözaltına alınan Baransu'ya yaptığı haberler yüzünden dava da açıldı.
YALAN TWİTLER
Dönemin Valisi Hasan Basri Güzeloğlu dahil 123 kişiyi dinleyen Paralel polisler gözaltına alınınca gazeteci Mehmet Baransu, Twitter'den yalanlar üzerine kurulu mesajlar yazmaya başlamıştı. "GDO'lu pirinç skandalına imza atan AKP'li işadamı Mahmut Arslan'ı temize çıkarmak için neler yapıldı dersiniz?" diyen Baransu, bir başka twiitinde "AKP'ye verilen rahatsızlık, Mersin Gümrüğü'nde Mahmut Arslan'a ait 23 bin ton GDO'lu pirinç yakalanmasıyla başladı" demişti. Twiitlerinden birinde de "GDO dosyasındaki belgeleri imha etmeye çalışanlar dosya bende" diye tehdit savuran Baransu, Mahmut Arslan'ın şikayeti üzerine kendisini çağıran mahkemeye ise gitmedi. Baransu hakkında Mersin 2'nci Asliye Ceza Mahkemesi yakalama kararı çıkarttı.
O POLİSLER SERBEST
Yaklaşık 2 yıl önce GDO'lu pirinç operasyonuna imza atan emniyet içindeki Paralel yapılanma mensubu polisler, geçtiğimiz günlerde gözaltına alındı. Ancak yargıdaki derin yapılanma henüz bitirilemediğinden o polisler serbest kaldı. HSYK ise adliyedeki Paralel savcı ve hakimleri bu kararları sonrasında takibe aldı.