Daha evvel yaptığımız tespitleri maalesef teyit eden çöküş bilançolarının gazetelerde kibrit kutusu kadar yer bulamaması milyarlarca lira zararı bertaraf etmeyecek. Er ya da geç acı hakikatlerle yüzleşeceğiz. Hitler’in kontrolündeki gazetelerin Berlin’in düşmesine sayılı günler kala ‘zafer Almanya’nın’ başlıklarını atması Almanya’nın 2. Cihan Harbi’nden galip çıkmasını temin etmediği gibi dolar cephesinden gelen zayiat haberlerini görmezden gelmek ekonominin yaralarına merhem olmaz, olamaz.
DOLAR ZAYİATI ARTIYOR
Dolar son iki senede Türk Lirası’na mukabil yüzde 85 kıymetli hale geldi. Kur artışının döviz borcu olan şirketler başta olmak üzere ekonomiyi tahrip edeceği sır değildi. Memleketi idare edenler ve onların maaşlı kalemşorlarının ‘Dolar artmış bize ne? Amerikalılara dert olsun’ tavrı tahribatı katladı. Cephede hatalı koordinat veren karargâhın vaziyetine düştük. Kendi birliklerimizin, şirketlerimizin üstüne bir de biz bomba yağdırdık. Merkez Bankası’nı rahat bırakarak birlikleri emniyetli bir sahaya nakledebilseydik zayiat daha az olabilirdi.
Demokrasi açığı yüzünden cepheye lojistik destek vermenin mümkün olmadığını bile bile farklı cepheler açılması ise şirketlerin ateş hattından çıkmasını imkânsız hale getirdi. Ağır bombardıman altında sağ kalmayı başaranlarla teselli bulacağız. Onların ekseriyeti de kolunu bacağını kaybetmiş.
Cepheden gelen zayiat raporları endişe verici. Doların artışına seyirci kalan, mânâsız sözlerle Merkez Bankası’na hata üstüne hata yaptıranlar Borsa İstanbul’a ve vergi dairelerine bildirilen 2016 bilançolarına bir bakabilse keşke.
HİTLER’İN GAZETELERİ ‘ZAFER BİZİM’ DİYE YAZIYORDU
Daha evvel yaptığımız tespitleri maalesef teyit eden çöküş bilançolarının gazetelerde kibrit kutusu kadar yer bulamaması milyarlarca lira zararı bertaraf etmeyecek. Er ya da geç acı hakikatlerle yüzleşeceğiz. Hitler’in kontrolündeki gazetelerin Berlin’in düşmesine sayılı günler kala ‘zafer Almanya’nın’ başlıklarını atması Almanya’nın 2. Cihan Harbi’nden galip çıkmasını temin etmediği gibi dolar cephesinden gelen zayiat haberlerini görmezden gelmek ekonominin yaralarına merhem olmaz, olamaz.
Mesela Türk Hava Yolları’nın vergi dairesine gönderdiği özet bilanço. 6,5 milyar lira zarar hangi çuvala sığar? Piyasa değeri 7,4 milyar TL olan THY iflasın eşiğine gelmiş. Daha ne olmasını bekliyoruz?
3 BUÇUK MİLYARLIK BOMBA!
Demek ki dolar artınca şirketlerin canı yanıyormuş. ‘Faiz politikasından rahatsızım, dolar alan yanar’ ezberini tekrar edip durmakla faiz düşmediği gibi dolar da düşmüyormuş. Her sene cari açıkla beraber ortalama 90 milyar dolar döviz açığını kapatmak mecburiyetinde olan, toplam dış borcu 417 milyar dolara tırmanan bir memlekette kimsenin dövizin kıymet kazanmasını hafife almak gibi bir lüksü olamaz. Dolar bir kuruş artınca ekonominin sırtına sadece borç cephesinden 3,5 milyar liralık bomba düşüyor.
Dolar ateşi altında ağır yaralanan bir başka şirket de Türk Telekom. Sektöründe ‘tekel’ olmanın imtiyazını sonuna kadar kullanan Türk Telekom 2016’da 1 milyar 390 milyon lira zarar etti. Akan, kokan veya bozulan mamul satmadığına ve 11 milyon sabit telefon abonesinden her ay otomatik ücret kestiğine göre Türk Telekom bu kadar astronomik zararı nasıl başardı?
HORMONLU BİLANÇOLAR PATLADI
Döviz kredileri dolar düşerken kimsenin umurunda değildi. Ne vakit dolar artmaya başladı CEO’ların hormonlu bilançoları o vakit çöktü. Sabancı’nın parlayan yıldızı Teknosa’nın zararı 160 milyon TL. Turkcell’in ve Halkbank’ın kârı yüzde 25 düştü. ‘En riskli senaryoyu esas alarak senelik bütçeler yapan’ Koç Holding’te bile kârlılık yüzde 3 geriledi.
Türkiye ekonomisinin ne kadar kırılgan olduğu bir kere daha görüldü. Karşılıksız çek adet ve tutarı Ocak 2017’de arttı. Bir ayda 2,3 milyar lira karşılıksız çıktı. 2016’da batık kredilerin tutarı 68 milyar lira. Yukarıdaki zayiat raporunda enflasyon ve faizlerin artmasının sebep olacağı kayıplar yok. Ne hazindir ki kayıpların ne olduğuna dâir tecessüs ve hassasiyet de yok. İktidar sahiplerinin gündemi başka. Geyiklere bile ‘partili cumhurbaşkanlığı’ ambalajı ile satışa sundukları tek adam rejimine evet dedirtmekle meşguller…
Sun Tzu’nin Savaş Sanatı’nda (The Art of War) verdiği o dersi hatırladım: “Sonuçta, düşmanı ve kendinizi iyi biliyorsanız, yüzlerce savaşa girseniz bile sonuçtan emin olabilirsiniz. Kendinizi bilip, düşmanı bilmiyorsanız, kazanacağınız her zafere karşın yenilgiyle de tanışabilirsiniz. Ne kendinizi ne de düşmanı biliyorsanız sizin için gireceğiniz her savaşta yenilgi kaçınılmazdır.”
Kafayı kaldırmadan evvel ekonomi cephesindeki gücümüzün ne olduğunu bir kere daha düşünmenizde fayda var. Tahriklere kapılmayın, gaza gelmeyin, ateş hattında hayatta kalmaya bakın…
Semih Ardıç tr724