Hizmet hareketi Türkiye aleyhine çalışır mı?

Hizmet hareketi Türkiye aleyhine çalışır mı?
Hizmet hareketi, Türkiye aleyhine çalışır mı? Ermeni soykırımı iddiaları söz konusuyken üstelik ABD'de Türk Büyükelçisi bile yokken TAA nasıl çalıştı? Radikal Gazetsi muhabiri yazdı

ABD Senatosu Dış İlişkiler Komitesi’nin kabul ettiği Ermeni soykırımı iddiaları, Senato'nun Genel Kurul gündemine alınmadı. Söz konusu iddialarla ilgili Türkiye'nin tezlerini anlatan hizmet hareketine mensup Türklerin kurduğu TAA (Turkic American Alliance), yoğun çaba sarf ederken Türkiye'de havuz medyası tabir edilen Hükümet kontrolündeki gazeteler konuyu saptırmakta, bu faaliyetleri karalamakta gecikmedi. Radikal Gazetesi'nden Muhittin Daniş, tasarıdan önce TAA'nın ABD'li senatörlerle yaptığı toplantıyı ve lobi faaliyetlerini izledi. 
İşte Radikal Gazetesi temsilcisinin gözlemleri...

***

Türki Amerikan Birliği (Turkic American Alliance, TAA) tarafından Washington DC’de düzenlenen etkinlik için TUSKON’dan davet aldığımda, iki nedenle kabul ettim. Seçim sonuçlarının ‘Hizmet’ hareketi ya da ‘cemaat’ tarafından nasıl algılandığını görebilmek, zihnimdeki sorulara kısmen de olsa cevap bulabilmek. Ülke gündeminin zihnimde yol açtığı yorgunluğu atabilmek.

Doğrusu TAA’nın faaliyetleri konusunda çok az bilgi sahibiydim. TAA Başkanı Faruk Taban, yoğun program öncesinde Amerika’daki faaliyetleri konusunda detaylı bir bilgi verdi. TAA, Amerika geneline yayılmış 6 federasyon ve 200’ü aşkın derneği bünyesinde barındıran bir çatı kuruluş. ABD’deki en büyük Türk sivil toplum örgütü. Türki Amerikan Birliği adından da anlaşılacağı üzere sadece Türkiye ’ye yönelik değil, Türk Cumhuriyetleri’ni de içine alan bir yapı. TAA’nın bir yandan Türkiye ve Türk Cumhuriyetleri ile ABD arasında ekonomik işbirliğini geliştirmek gibi temel bir misyonu var. Diğer yandan da ABD’de bir lobi örgütü gibi çalışıyor.

Söz lobiden açılmışken tanık olduğum bir gerçeği dile getirmeden geçemeyeceğim. Hafta sonu bir gazetenin birinci sayfasında ‘Bir bu eksikti’ başlığıyla verilen haberde “Cemaat rayına giren Türk-Ermeni ilişkilerini de hedef aldı. Senatör Menendez gündemde olmayan ‘soykırım tasarısını’ kongreye taşıdı. Cemaatin oylamadan bir gün önce Menendez’i ağırlaması dikkat çekti” ifadeleri yer aldı

Hemen belirtmeliyim ki toplantı öncesinde konuştuğum herkes Ermeni tasarısının gündemde olduğu bir dönemde Türk Büyükelçisi’nin görev başında olmamasından yakınıyordu. (ABD’de çok sevilen Namık Tan’ın yerine atanan yeni büyükelçi Serdar Kılıç, toplantının yapıldığı günde henüz görevine başlamamıştı. Tasarıdan sonra apar topar Washington’a gitti.) Bırakın Türkiye aleyhine çalışmayı, fikir beyan etmeyi, herkesin çabası Türkiye’nin bu konuda en az hasarla nasıl çıkacağı yönündeydi. Nitekim resepsiyona katılan senatörlerden biri de Menendez olunca TAA’nın yöneticilerinin bu yöndeki çabalarına bizzat tanık oldum. Özellikle TUSKON Başkanı Rızanur Meral, 10 dakika boyunca ABD’li senatöre Ermeni tasarısını geçirmeleri halinde Türk-Amerikan ilişkilerinin nasıl zarar göreceğini uzun uzun anlattı. Meral, konunun tarihçilere bırakılması gerektiğini ısrarla vurguladı. Menendez de büyük bir dikkatle Rızanur Meral’i dinledi. Menendez ile konuşan herkesin gündeminde bu konu vardı ve bakış açısı hep aynıydı. 

Gördüğüm manzaranın sonucu şuydu: Cemaat’e yöneltilecek belki en son itham Türkiye’nin çıkarları aleyhine çalışmak.

15 Nisan 2014 12:40
DİĞER HABERLER