Görevi gereği sadece idari işlerden sorumlu olan kayyım İmran Okumuş, Fetullah Gülen'in Kitap larının da aralarında olduğu çok sayıda eseri hiçbir gerekçe göstermeden NT mağazalarından toplatma kararı aldı. Kayyım, kitapların İzmir Lojistik depoya gönderilmesini istedi. Söz konusu yasak, AKP'nin 2014 yılında Risale-i Nur kitaplarına getirmek isteyip sonradan Anayasa Mahkemesi'nden (AYM) dönen bandrol yasağını akıllara getirirken, bunu AYM'ye götüren isimlerden CHP İstanbul Milletvekili Akif Hamzaçebi, kayyımın kitap toplatma gibi bir görevinin olmadığını belirtti. AYM'nin iptal ettiği Bandrol Yasası'nı hatırlatan Hamzaçebi şunları söyledi: “21. yüzyılda Türkiye Cumhuriyeti'nde kitap toplatılması kadar ilkel bir tutum olamaz. Kayyımın görevi de değildir. Anayasa Mahkemesi ifade, fikir ve sanat özgürlüğüne aykırı bularak bandrol  düzenlemesini  iptal etti. Kayyım şu an AYM'nin bu kararını yok sayıp kitap toplatma kararı alıyor.”

Yeni Asya Genel Yayın Yönetmeni Kazım Güleçyüz ise verilen toplatma kararının mahkemelerden döneceğini ifade etti. Güleçyüz, kayyımın vazifesinin şirketin eğer iddia edildiği gibi işleri bozuksa onu düzeltmek olduğunun altını çizdi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Hüseyin Önerge'nin talebi ile 18 Kasım tarihinde İstanbul Anadolu 10. Sulh Ceza Hakimi Ali Aslan Giritli'nin kararı ile Türkiye'nin saygın kuruluşlarından biri olan Kaynak Holding'e kayyım atanmıştı. Hukuk ihlalleri yapılarak hakimlik tarafından hazırlanan kararda ‘abi ve hizmet' gibi ifadeler ve çalışanların birbirlerinden dua istemesi suç olarak sayılırken kayyımların kimliği ve almış olduğu fahiş maaşlar gündeme oturmuştu. 7 kayyımın alacakları aylık maaşların toplamının 105 bin lira olması herkesin dikkatini çekmişti. Cuma günü de atanan kayyımların talebiyle 12 şirkete daha kayyım atanmış, maaşların miktarı aylık 129 bin liraya çıkmıştı. Yüksek maaşlı kayyımlardan olan İmran Okumuş, çalışanların işine son vermekle yetinmeyip ilk ve yeni bir icraat olarak holding bünyesinde yayınlanan  kitapları toplatmaya başladı. Boşalan rafların ise boş olmaması için KPSS kitapları ile doldurulması istendi.

CHP, AKP'nin Soma maden faciası sonrası gündeme gelen madenlerle ilgili 2014 yılındaki torba yasadaki fikir ve sanat eserlerinin basımına dair kısıtlamalar içeren düzenlemeyi Anayasa Mahkemesi'ne götürmüştü. Yasayı götüren isimlerden olan CHP'li Akif Hamzaçebi, kitapların toplatılmasına  tepki gösterdi. 21. yüzyılda kitap toplatmanın ilkel bir davranış olduğunu kaydeden Hamzaçebi, “Kayyım, yönettiği şirketin kazanç sağlamasıyla yükümlüdür. Kitabı toplatmak değil, satmakla görevlidir. Bu, bütün yasalara da akla da aykırıdır. Hükümet daha önce Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'nda değişiklik yaparak istediği kitapların basımını devlet tekeline almaya çalışmıştır. AYM ise ifade, fikir ve sanat özgürlüğüne aykırı bularak bu düzenlemeyi iptal etti. Kayyım şu an Yüksek Mahkeme'nin bu kararını yok sayıp kitap toplatma kararı alıyor.” şeklinde konuştu.   

Kayyımın kitap toplatma kararının mahkemelerden döneceğini ifade eden Yeni Asya Genel Yayın Yönetmeni Kazım Güleçyüz ise “Kitap toplatmak çok eski çağlarda kalmış olan, demokrasinin olmadığı çağlarda yaşanan ayıplardandır.” ifadesini kullandı. Terör örgütü PKK lideri  Abdullah Öcalan'ın kitabına getirilen ve 2014 yılında Anayasa Mahkemesi'nin ifade özgürlüğüne aykırı bulduğu kararı hatırlatan Güleçyüz, “Öcalan'ın kitabına dahi ifade özgürlüğü aşamasında bakıldığı bir dönemde bu uygulamanın bizi nerelere götürdüğünün takdirini okuyucuya bırakmak gerekir. Gerçek hukukun işlendiği dönemlerde muhakkak bu kararlar yargıdan dönecektir.” dedi.