'Holdinglere gelen AKP'yle bağlantılı esrarengiz ziyaretler'

'Holdinglere gelen AKP'yle bağlantılı esrarengiz ziyaretler'
Zaman Gazetesi Yazarı Turhan Bozkurt, 'Holdinglerin esrarengiz ziyaretçileri' başlıklı bir yazı kaleme alarak, ziyaretlerin altındaki çirkin amaca dikkat çekti

Zaman Gazetesi Yazarı Turhan Bozkurt, yazısında 'Holding merkezlerine ve şirketlere çatkapı gelen misafirler'i konu alarak bu şahıslarla ilgili "Ev sahibinden Camia aleyhine beyanat vermesi isteniyor. Kabul etmesi halinde kendisine bir gazeteci yönlendirileceği, belli TV kanallarına çıkarılacağı söyleniyor. Camia’yı hedef almayı kabul ettiremeyince aynı kişiler, son şık olarak “17 Aralık bir darbedir” başlığını teklif ediyor.Karşılıksız kalmayacaktır yapılan iş. Denetim elemanı gelmeyecek. Ceza kesilmişse sıfırlanacak. Onay bekleyen işlemler süratle tamamlanacak. İhalelerde geçiş üstünlüğü sağlanacak." ifadelerini kullandı.


Ekonomi kulislerinde holding merkezlerine ve şirketlere çatkapı gelen misafirler manşetten düşmüyor.

Misafirlerin AKP ile bir şekilde irtibatlı ya da hükümete yakın isimler olması kadar muhteva da, ziyaretlere ‘rutin’ ötesi anlam kazandırıyor. Acı kahvenin hatırına gelmiyor etkili ve yetkili kişiler. Yönetim kurulu başkanı, o yoksa genel müdür seviyesindeki yöneticilerle kısa ve net konuşuluyor. Ev sahibinden Camia aleyhine beyanat vermesi isteniyor. Kabul etmesi halinde kendisine bir gazeteci yönlendirileceği, belli TV kanallarına çıkarılacağı söyleniyor. Camia’yı hedef almayı kabul ettiremeyince aynı kişiler, son şık olarak “17 Aralık bir darbedir” başlığını teklif ediyor. Karşılıksız kalmayacaktır yapılan iş. Denetim elemanı gelmeyecek. Ceza kesilmişse sıfırlanacak. Onay bekleyen işlemler süratle tamamlanacak. İhalelerde geçiş üstünlüğü sağlanacak.

Havuç kısmı netice vermezse bu kez sopa gösteriliyor. “Bunun vergi denetimi var. Maliye öyle ya da böyle bir boşluk bulabilir ve yüksek cezalar yazabilir. MASAK devreye girerse işin içinden çıkamazsınız. Halka açık şirketleriniz var. SPK, BDDK, Rekabet Kurumu var. Yetmedi SGK. Olmadı belediye. Nefes aldırmazlar.” nevinden cümleler, sebeb-i ziyareti vuzuha kavuşturuyor. Patronlar, genel müdürler yakın tarihte incelendiklerini ve herhangi bir eksiklerinin olmadığını söylese de esrarengiz ziyaretçiler müşahhas örnekler vermeyi ihmal etmez. Aydın Doğan’ın vergi cezası yüzünden Petrol Ofisi’ni ve Dışbank’ı satmak zorunda kaldığı belirtilerek, “Anlarsın ya!” mesajı ile ziyaret noktalanır. Gelenlerin denetim ve diğer bahislerde yetkisi yok. Patronların bu şartlarda yarı tehdit kokan üslupla işyerine gelen söz konusu kimseleri kolundan tutup kapı dışarı etmesi lazım. Hukuk dışı baskılara boyun eğen işadamı, yarın da “Şunu işe al. Falancanın işine son ver. Binayı şu renge boya.” talimatlarına muhatap olacaktır. Ancak itiraz etmek mevcut ortamda kolay değil. Baksanıza, Başbakan Tayyip Erdoğan hedef gösterdi diye devletin bütün kurumları Gezi protestolarından beri Koç Grubu’na ceza kesme yarışına girdi. Koç güçlü sermaye yapısı ile üstesinden geldi, gelmeye çalışıyor.

Baskı altında olup bunu kimselere anlatamamak, patronların uykularını kaçıran bir ıstıraba döndü. Zira 17 Aralık yolsuzluk operasyonunu unutturmak adına giderek acımasızlaşan korku imparatorluğunun arkasında bizzat hükümet var. İşadamları, devlet imkânları ile köşeye sıkıştırılıyor. Havuz medyasında hükümetin gönlünü hoş edecek beyanlarla bağlılıklarını bildirmesi isteniyor. Sessiz kalmak kâfi değil. Hükümet çevrelerinin beklentisi şu: Çık, doğru yanlış konuş Camia aleyhine. Mükâfatını al.

İşadamlarına esrarengiz ziyaretlerde bulunanlar reklam verilen gazete, dergi, internet sitesi ve TV’lerin listesini de takdim ediyor. Bu listelerin 3. şahısların eline geçmesi, reklam verene şantaj yapmak için kullanılması ticaretin kimyasını bozacak, haksız rekabeti körükleyecek. Bütün bunlara rağmen hükümetin bu konularda bilgisi olmadığına inanmak istiyoruz. Haddi zatında hükümetin şirketleri siyah-beyaz diye kategorilere ayırması hak ve adaletle bağdaşmaz. ‘Tamam’ demeyen gruplara ziyaretlerden kısa süre sonra baskın üstüne baskın yapılması şüpheleri artırıyor.

Örneğin BİM’in bu yönde telkinlerle Zaman ile sözleşmesini iptal ettiği konuşuldu. Çoğunluk hisseleri Memorial’ın sahibi Turgut Aydın’a geçer geçmez A 101 market zinciri de Zaman’daki reklamlarını durdurdu. Zamanlama manidar!

“Süt ve yumurtayı kime, nasıl satacağıma karışamazsınız.” diyebilen işadamlarının sayısı çoğalmadıkça kraldan çok kralcılar çatkapı gelmeye devam edecek. Aile fotoğraflarında bugünlerde arz-ı endam edenler, hükümet destekli iş yapanlarla dolu şirket mezarlıkları. Unutmayın müşteri, fiyat ve kalite kadar firmanın etik duruşuna da bakar.

09 Mayıs 2014 10:42
DİĞER HABERLER