HRS Kadın Hakları Komitesi, dünyanın en önemli kadın hakları yürüyüşünde

Human Rights Solidarity (HRS) Vakfı Kadın Hakları Komitesi 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nde meydanlara indi. İngiltere'de düzenlenen ve dünyanın en önemli etkinliklerinden biri olarak gösterilen 'Büyük Londra Yürüyüşü'nde HRS'nin temsilcileri Türkiye'de ve dünyada kadınların yaşadışığı zulümler anlatıldı.
İngiltere’de insan hakları alanında çalışmalar yapan Human Rights Solidarity (HRS) Vakfı, geleneksel hale gelen 8 Mart Kadınlar Günü eylemini gerçekleştirdi. Dün, Million Women Rise isimli kadın hakları örgütü tarafından organize edilen Büyük Londra Yürüyüşü'ne katılan HRS Kadın Hakları Komitesi, 'eğitim' konusuna dikkat çekti. Komite üyeleri, Afganistan'da okula gitmeleri yasaklanan kızların eğitim hakkı başta olmak üzere şiddete ve haksızlığa maruz kalan tüm kadınların sesini duyurmaya calıştı. Komite üyelerinden Asiye Betül, Trafalgar Meydanı'nda yaptığı 'şiirsel' konuşmada dünyada ve Türkiye'de kadınların yaşadığı zulmü anlattı.    

Londra'da her yıl düzenlenen yürüyüş dünyanın en kalabalık ve etkili kadın eylemlerinden biri olarak kabul ediliyor. Tamamen kadınlar tarafından organize edilen yürüyüşe ülkenin dört bir tarafında faaliyet yapan kurum ve kişiler destek veriyor. Katılımcılar arasında farklı kültür, inanç, renk, etnik grup ve geçmişlerden gelen kadınlar da yer alıyor. Etkinlik, kadınlara ve kız çocuklarına yönelik her türlü şiddete karşı bir protesto niteliği taşıyor. Yürüyüş boyunca pankart, slogan ve şarkılarla kadın haklarıyla ilgili mesajlar veriliyor.


Bu yıl eylem, Londra’nın lüks alışveriş semti Oxford Caddesi’nde başlayıp ünlü Trafalgar Meydanı’na kadar devam etti. Binlerce kadının katıldığı yaklaşık 3 km’lik yürüyüş 2 saat sürdü ve davullar eşliğinde atılan sloganlar sayesinde adeta bir karnaval havasında geçti. Yürüyüş boyunca kadınlar, taciz ve zorbalıkların olmadığı güvenli sokaklar, şiddetin yaşanmadığı huzurlu evler istediklerini, eşit ve adil şartlarda çalışma taleplerini dile getirdi.  

HRS Kadın Komitesi, bu seneki yürüyüşe 20 kişilik bir grupla katıldı. Grup üyeleri, hem Afganistan'da kızlara konulan eğitim yasağını protosto etmek hem de bütün kadınlar için eğitimin önemini vurgulamak için hazırladıkları konsepti uyguladı. Bazı HRS gönüllüleri üzerinde İngilizce olarak 'Eğitim' ve 'Kadın Hakları' yazan 120x60 cm boyutunda zincirlenmiş bir kitap maketini taşırken, bazıları yine zincirlenmiş küçük boy kitapları boyunlarına astı. Yürüyüş boyunca eğitim hakkı ile ilgili sloganlar atan grup, kadına yönelik şiddet ve haksızlıklara karşı dayanışma mesajları verdi.


Yürüyüşün sona erdiği Trafalgar Meydanı’nda düzenlenen mitingde çeşitli gruplar adına konuşmalar yapıldı. Kürsüye çıkan temsilciler, başta Gazze olmak üzere, Kongo, Sudan, Suriye, İran gibi ülkelerde kadınların maruz kaldığı mağduriyetleri anlattı. HRS adına konuşan Asiye Betül de dünya genelinde ve Türkiye'de yaşanan haksızlıkları, kaleme aldığı bir şiirle dile getirdi. Bu sırada yürüyüş boyunca taşınan büyük kitap maketini saran zincirler özgürlüğü temsilen koparıldı ve iç sayfada yazan, “Eğitimin engellenmesi, özgürlüğün engellenmesi demektir.” ifadesi ortaya çıktı.  

Şiirinde kendisini bir 'Türk kadını' olduğunu hatırlatan Asiye Betül, Türkiye'deki zulümden kaçarken hayatını kaybeden kadınlara, kendisi cezaevinde iken kanser olan 7 yaşındaki oğlu Yusuf Kerim’i kaybeden Gülten Sayın'a, tecavüze direndiği için öldürülen Özgecan Aslan'a atıflarda bulundu.  

Şiirin Türkiye ile ilgili bölümü şöyle:                                                                                                                                              

“Ben bir Türk kadınıyım,
Ve eğer bana kalsa,
Caddelerde, evlerde, sessiz saatlerde öldürülen kadınların adlarını bilmezdim,
Nehirleri geçerken boğulanların adını bilmezdim,
Eğer bana kalsa, sürgünü ya da sınırları tanımazdım,
Veya demir kapıların ardında kilitli kalan o kadar kadını tanımazdım.
Ama ben Gülten Sayın'ı ve oğulun ölümünün acısını biliyorum,
Özgecan’ın yüzünü internette gördüm,
Binlerce diğer kadının adını biliyorum,
Sessizlikte, hücrelerde, sularda gömülen kadınları.
Teyzelerimi, kız kardeşlerimi, ninelerimi.
Zalimler, kayıtsızlıklarında yansınlar.
Benim özgürlüğüm, onlarınki olmadan sadece ihanet olur.”


09 Mart 2025 12:35
DİĞER HABERLER