Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK)'nın, Erzurum Özel Yetkili Savcısı Osman Şanal ile 4 savcının yetkilerini kaldırması, Hollanda'da da yankı buldu. Buradaki Türk siyasiler, iş adamları ve dernek yöneticileri HSYK'yı eleştirdi.
Hollanda'nın Arnhem ve Deventer bölgelerinde 3 Mart 2010'da gerçekleşecek olan seçimler öncesi bir araya gelen Hollandalı Türkler, "ülke gündemini yakından takip ettiklerini, yargıya bir darbe yapıldığını ve bu yolla Türkiye'nin kaosa sürüklendiğini" söylediler.
Deventer Merkez Belediyesi'nde Meclis Üyesi olarak görev yapan Mahmut Yazıcı, "23 yıldır Hollanda'da kalıyorum. 8 yıldır belediye meclis üyesiyim. 3 yıldır siyasi parti yönetiminde bulunuyorum. Türkiye'deki olayları kabul etmemiz gerçekten mümkün değil. Yıllarca biz Türkiye'de bir demokrasi hikayesi ile büyüdük. Demokrasi acaba Türkiye'de oyuncak mıdır?" diye tepki gösterdi.
Türkiye'deki iktidarın önünün ayak oyunlarıyla kesilmek istendiğini savunan Yazıcı, "23 yıldır Hollanda'dayım 13 yıldır aktif siyasetin içindeyim. Hiçbir etkinlikte Hollanda ordusundan ne kimseyi görürüz ne de sesini duyarız. Fakat Türkiye'ye baktığımız zaman her önemli günde asker hazır ve nazır bulunur. Kışlada asker, içişlerde polis sorumlu olmalı." dedi.
"HSYK'NIN TAVRINI HOLLANDALI MESLEKTAŞLARIMIZA ANLATAMIYORUZ"
Yazıcı, HSYK'nın kararını "usulsüz ve yanlı" bulduklarını, yaşananların kendilerini endişeye soktuğunu vurgulayarak, "İnanın bu durumu Hollandalı meslektaşlarımıza anlatmakta güçlük çekiyoruz. Onlar 'böyle şey olamaz' diyorlar. Ama Türkiye'de oluyor." diye konuştu. Yazıcı, Hollandalı siyasilerin kendilerine, "Türkiye'de gerçekten demokrasi var mı? TBMM tek yetkili mi?" diye sorduklarını, HSYK'nın etkisinin kafalarında kuşku oluşturduğunu dile getirdi.
Hollanda Gelderland Eyalet Meclis Üyesi Yasemin Çegerek, HSYK'nın tavrının Türkiye - Avrupa Birliği (AB) ilişkilerini olumsuz yönde etkileyeceğini dile getirdi. Çegerek, "Türkiye'de yaşananlar çok üzücü. Çünkü biz Hollanda'da yaşayan Türkler ve siyasiler olarak, Türkiye'nin AB'ye üye olması için çaba gösteriyoruz. Yargı alanında bu darbe girişimi AB'ye aday olma sürecinde Türkiye'yi zora sokuyor. Hollanda ve AB'ye üye olan ülkeler demokratik ülkelerdir. Türkiye'de yaşananlar demokrasiye geçişin bir sancıları." şeklinde konuştu.
HOLLANDA ANAYASASI BENZER MÜDEHALELERE MÜSAADE ETMİYOR
Son gelişmelerin hem kendilerini, hem de Hollandalı siyasetçileri şaşırttığına değinen Çegerek, "Demokrasi dışı tutumları Avrupa kabul etmez. Halkın tercihi her zaman ön plandadır. Hollanda'nın anayasası buna ihtimal vermez. Çünkü Hollanda anayasası sivil bir anayasadır. Bu duruma müsaade etmez.Halkın sözü her zaman öne çıkmalı" sözlerini sarf etti.
Hollanda'da yaşayan Türk işadamı ve dernek başkanı olan Rahmi Gemril ise, Türkiye'deki yargının hükümetle uyumlu bir şekilde çalışmasını beklediklerini anlattı. Gemril, "Ülkemizde bir konuda farklı seslerin olması Hollanda'da yaşayan işadamı ve girişimciler olarak bizi üzüyor. Bu durum prestijimizi zedeledi. Bu savcıların görevden alınmasıyla AB'nin eline olumsuz anlamda ciddi bir koz verilmiş olundu. Yani şunu derler; iç hesaplarını yapamayan bir Türkiye AB ülkesi olamaz derler." ifadelerini kullandı.
(CİHAN)