CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Hakimler sabaha karşı 03.00’te Saray’a çağrılıyor” açıklaması geniş yankı buldu. Muhalefet duruma tepki gösterdi ve açıklamayı daha ileriye taşıdı. HSYK üyelerinin de saraya gittiğini iddia etti.
28 Şubat'ta yargı mensuplarının Genelkurmay'da brifing almasını eleştirenlerin şimdi talimat için yüksek yargıyı ayaklarına çağırdıkları belirtildi. Yargıtay ve Danıştay'a atanacak isimlerin MİT'in listeleri üzerinden sarayda belirlendiği ileri sürüldü.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun önceki günkü grup toplantısında gündeme getirdiği, "Hakimlerin gece yarısı saraya çağırıldığı" iddiasının yankıları sürüyor. Yargıtay ve Danıştay'ın bütün üyelerinin tasfiye edildiği düzenlemeyi eleştiren Kılıçdaroğlu, "Gelen bilgiler iç açıcı değil. Saray'dan hâkimleri davet ediyorlar, bazen gece sabaha karşı 3'te, bazen 11'de. Orada hâkimlere soru soruyorlar. Vicdanı olan hâkimlere sesleniyorum; bir diktatör bozuntusunun tutsağı olursanız tarih sizi affetmez. Bu, çay toplama işine benzemez” ifadelerini kullandı.
YENİ ÜYELER MİT LİSTESİNDEN
Muhalefet dün iddiaları bir adım öteye taşıdı. Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu üyelerinin de saraya gittiği belirtildi. Yargıtay ve Danıştay'daki toplu tasfiyenin ardından atanacak yeni üyelerin MİT'in saraya verdiği listeler üzerinden belirlendiği ileri sürüldü. 28 Şubat darbe sürecinde yüksek yargı üyelerine Genelkurmay'da verilen brifingler hatırlatıldı.
Saray yargısına döndü
MHP Grup Başkan Vekili Erkan Akçay: Bu konuda Saray cenahının ve yargı cenahının açıklama yapması gerekir. Niçin davet edilmişler, niçin gece 3'te, bunların izah edilmesi lazım. 28 Şubat'ta askeri kurumlarda verilen birifingler için yaygara koparanlar şimdi talimat için yüksek yargıyı ayaklarına çağırıyorlar.
Gece 3'te gizli kapaklı görüşmeler yapılıyor. Çok vahim bir durum bu. Yüksek yargı başkanları da bu vahim sonucu paylaşırlar. Yargıyı saray yargısı haline getirdiler. Vatandaş, millet yargıya nasıl güvenecek. Eninde sonunda gece 3'te yapılan bu görüşmelerin içeriği ortaya çıkacak.
GENEL BAŞKANIN ELİNDE DONE VAR
TBMM Adalet Komisyonu üyesi CHP Muğla Milletvekili Ömer Süha Aldan: Sayın Genel Başkanımızın hiçbir zaman delilsiz bir şey konuşmayız. Kuşkusuz ki elinde done vardır. Ben de HSYK üyelerinin sıkça Saray'a gittiklerini biliyorum. Gitmemeleri lazım. Yargıtay Başkanı gittikten sonra hakim ve savcılar haydi haydi gider. Yaklaşık 2 bin kişiyi ‘Bana hakaret ediyorlar' deyip dava eden kişi Sayın Cumhurbaşkanı. 2 bin davanın tarafı olan kişi sayın Cumhurbaşkanı. Bu dava dosyaları eninde sonunda Yargıtay'a gelecek. Yargıtay Başkanının, önüne gelecek bir davanın tarafı olan Cumhurbaşkanı ile turistik geziye çıkması yadırganacak bir konu.
İKTİDAR BÜTÜN KURALLARI ÇİĞNİYOR
HDP Sözcüsü Ayhan Bilgen: Yargıyı tamamen kontrolde tutmak ve onun vereceği bütün kararlara müdahil olma hevesi içinde hareket etmek Türkiye'de iktidar hastalığıdır. Bugünkü iktidar da bunu her türlü kuralı çiğneyerek zaten yıpranmış olan güven duygusunu tümüyle tasfiye ederek sınırsızca hayata geçirmektedir.
Yargının meşruiyeti, güvenilirliği güce boyun eğmemesi, haksızlığa ortak olmamasıyla mümkündür. Oysa bugün gelinen noktada artık güçler ayrılığının ilkesel olarak bile varlığından söz etmek imkansızlaşmıştır. Adaletin olmadığı bir ortamda çalınacak başka hiçbir kapı kalmamıştır. Ve sadece güçlünün keyfi uygulamalarına hukuksuzluğa teslim olunmuştur.
DAKİKALAR İÇİNDE ATAMA YAPILACAK
TBMM Anayasa Komisyonu Üyesi CHP Ankara Milletvekili Murat Emir: Yargıtay ve Danıştay üyelerinin yerine atama için 5 günlük bir süre koydular. Bu sürede bu kadar hakimin atanması mümkün değil. Şimdiden çalışıldığı ve listeler oluşturulduğunu biliyoruz. Kanun çıkar çıkmaz bu değişiklik dakikalar içinde yapılacak. Anayasa Mahkemesi bir karar verir endişesiyle bunu yapacaklar. MİT aracılığıyla dosyalar hazırlandığını ve HSKY'ya MİT'ten dosyalar gittiğini biliyoruz. Buradan toplanan bilgilerle hakimler tasnif ediliyor. Saray bu işin tam ortasında.
Hukuk devletinde asla olamaz
Adalet Eski Bakanı Prof. Dr. Hikmet Sami Türk: CHP liderinin iddiasının ciddiye alınması gerekir. Doğruluğuna inanılması gerekir. Böyle bir durum bir hukuk devletinde asla söz konusu olamaz. Cumhurbaşkanı hangi sıfat ve yetkiyle yargı mensuplarını sabaha doğru saraya çağırıyor ve onlara tavsiye niteliğinde de olsa talimatlar veriyor. Bu her yönüyle yargı bağımsızlığına çok ağır bir müdahaledir. Anayasamıza göre hiç kimse yargı mensuplarına görülmekte olan bir davayla ilgili emir ve talimat veremez, tavsiye telkinde bulunamaz.
DEVLETİN BAŞI OLMAK HERŞEYE MÜDAHALE HAKKI VERMEZ
Yargı bağımsızlığının ihlali ve çiğnenmesi anlamına gelir. Yargı bağımsızlığı hukuk devletinin temel taşlarından birisidir. Yargı bağımsızlığı ihlal edilen bir devlette, temel taşı niteliğindeki unsurlardan biri ortadan kalkmış olur. Böyle bir devletin hukuk devleti olduğu söylenemez. Hakim ve savcılarla ilgili yürütme işlemi HSYK tarafından yapılır. Devletin başı olmak demek her işe o konumdaki yetkili organları bir tarafa bırakarak müdahale etmek demek değildir. Devletin başı olarak cumhurbaşkanı anayasamıza göre erkler arası uyumu gözetir. Anayasanın hiçbir maddesi cumhurbaşkanına yargı ile ilgili asıl yetkili organ dururken onu aşıp yargı mensuplarına emir ve talimat verme yetkisi vermez.
Hukuk düzeni fiilen askıya alınmıştır
Avukat Ergin Cinmen: Çok vahim olaylar. Ne konuştular tabii ki bilemiyoruz. Bu kanun Cumhurbaşkanı tarafından imzalanıp Resmi Gazete'de yayınlandığı anda Türkiye'de zaten pamuk ipliğine bağlı olan yargı bağımsızlığı ve yargıç güvencesi iyice ortadan kalkacak. Çok uzun bir süre siyasi iktidara bağımlı bir yargı Türkiye'de egemen olacak. Bunun adına hukuk devleti denemez. Var olan siyasi ve hukuk düzeni askıya alınmıştır. Bu andan sonra siyasi iktidarın bir meşruiyet problemi ortaya çıkmıştır. Son derece vahim bir olaydır. Yargının bir bölümü sokağa çıktı. Diğerlerinin çıkması lazım. Başta Barolar Birliği ve İstanbul Barosunun meydana çıkması lazımdı.
Demokraside görülmesi imkansız
Bunlar eksik kaldı. Cumhurbaşkanının (Yargıtay ve Danıştay üyelerini belirleme) böyle bir yetkisi hukuken ve fiilen olamaz. Cumhurbaşkanının bunları çağırması kadar, bu yargıçların gece saat 3'te ayağına kadar gitmesi ayrı bir ucube durumdur. Hukuk devletlerinde ve demokrasilerde görülmesi mümkün olmayan şeylerdir.
YARGI SARAY'IN EMRİNE VERİLMEK İSTENİYOR
CHP Genel Başkan Başdanışmanı Balıkesir Milletvekili Ahmet Akın: Türkiye'de yargı bir kişinin, sarayın emrine amade kılınmak isteniyor. Bunun için yasa çıkarılıyor. Anayasa hiçe sayılıyor. Anayasaya uymayan birisi şimdi yargıyı doğrudan kendisine bağlamak istiyor. Hukuk sistemimiz alt üst edilmek isteniyor. Kimsenin hukuka, adalete güveni kalmadı.
HER ŞEY BİR ADAMIN İKİ DUDAĞI ARASINDA
CHP İzmir Milletvekili Musa Çam: Türkiye'de hukukun üstünlüğü ayaklar altına alınmış durumda. Hiç kimsenin, hiçbir kuruluşun hukuk güvenliği yok. Her şey bir adamın iki dudağı arasında, yargıya güven sıfıra inmiş durumda. Cumhuriyet savcısı saray savcısı hâline gelmiş, hâkimler tarafsızlığını yitirmiş durumda. Yüksek yargı diye bir şey kalmadı. Yargıtay ve Danıştay'a son yapılan operasyonla birlikte her şey açık ve net bir şekilde ortada.