Marmara Üniversite Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sami Karahan, yasa dışı şekilde Bank Asya yönetimine geçici olarak el konulmasının uluslararası hukuktaki karşılığının nefret suçu olduğunu söyledi. Karahan bu hukuksuzluğa imza atanların Lahey’de yargılanacağını belirtti. Prof. Ersan Şen de Türkiye’nin ciddi mağduriyetler yaşayabileceğini kaydetti.

Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ticaret Hukuku ve Bankacılık ve Sigortacılık Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sami Karahan Bank Asya’ya geçici el koymanın hiçbir şartının gerçekleşmediğini belirtti. Banka yönetimine geçici olarak el konulması için Bankacılık Kanunu’nun ne 18. Maddenin ne de 71. Maddesinin gerekçelerinin oluşmadığını dile getiren Prof. Dr. Karahan şu bilgileri verdi:

“Tamamen hukuka aykırı şekilde yönetime el koyuyorlar.  Hani bankanın mali yapısının bozuk olması gibi bir sorun olsa 71. Madde’den el koyardı. Asgarisi 8, ortalaması 12 olan bir sistemde rasyosu 17,5 olan bir bankaya el koyamazsın. Hisse yapısı şeffaf değil iddiasına hiç kimse inanmaz. Ancak o da yok. 18. Madde de yok. Bankacılık Kanunu ortaklık yapısının şeffaf olmasını istiyor. Ve nitelikli payların devri için BDDK onayı şart koşuyor. BDDK 16 aydır bu onay vermiyor. Bu 17-25 Aralık olayından da çok önce yaşanan bir olay. Çok önceden devre onay vermiyor.

Onay verilmeyince de hâlâ eski isimler ortak gibi görünmeye devam ediyor. O adamların sunduğu belge bilgiler de duruyor. Bu olay tamamen siyasi kinle yapılıyor. Yüzlerine gözlerine bulaştırdıklarını düşünüyorum.

Bu olayın artçıları çok büyük olacak. İş AİHM’e kadar gidecek. Olayın bir başka boyutu var. Kentbank tazminat olayı var. Demirbank ile ilgili süreç devam ediyor. Dünyada YUKOS davası var. Rusya’nın yurtdışındaki tüm mal varlıkları donduruldu. Tüm Bank Asya ortakları, uluslararası boyuta taşınan tazminat davaları açmalı. Hem ilgili kamu görevlileri hem de devlet dava edilmeli.

Bence korktukları asıl şey ise daha farklı. Bir cemaatin mal varlıklarına fikrinden zikrinden inancından dolayı malına mülküne el koydular. Onun için nefret suçu işlediler. Bu uluslararası hukukta çok önemli. Lahey’de Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde yargılanırlar. Miloseviç’in yargılandığı mahkemedir orası. Yaklaşık bir yıldır bir gruba, Cemaat’e, okullara yönelik kin ve nefretle saldırıyorlar. Hiçbir delil ortaya koyamıyorlar. Bence Bank Asya operasyonu ile bunların dosyası kapandı. Dosyalarının bütün delilleri tekemmül etmiş durumda. Tıp tıpış Lahey’e doğru gidecekler.

Basit bir gerekçe ile yüzlerce polisle bankaya gittiler. Amaçları panik yaratmaktı. İnsanlar böylece parasını çekecekti. Hiçbir banka karşılayamazdı böylesi bir baskıyı. Merkez Bankası bile batardı. Ama Bank Asya müşterileri bu oyunu bozdu. Uluslararası basın ve finans kuruluşları herkes gözlemliyor bu olayı. Türkiye’nin kredi notu düşecektir. Korkarım Bank Asya’yı değil ama Türkiye’yi batıracaklar. Adım adım felakete yaklaşıyoruz.”

Ceza hukuku uzmanı Prof. Dr. Ersan Şen: Umarım Türkiye bu müdahalelerini yasal çerçevede temellendirebilir. Rusya’da YUKOS örneği var. Rusya ödeyemeyeceği tazminat yükü ile karşı karşıya kaldı. Bunları siyaseten, keyfi durum onu gerektirdiği için, temellendiremeden, delilleri ortaya koymadan yaptığınız taktirde Türkiye ciddi mağduriyet yaşayabilir.

Prof. Dr. Ergun Özbudun:  Kanundaki hükümlere uygun bir müdahale mi bir şey diyemem. Ama benim vatandaş olarak fikrim, bunun teknik ve hukuki bir karar olmadığı siyasi bir karar olduğu.

İstanbul Barosu eski Başkanı Turgut Kazan: Bir bankaya el konulması Türkiye'nin ekonomisini ilgilendiriyor. Banka batırmak ateşle oynamaya benzer. ‘Ben ne istiyorsam o olacak’ tavrının hukukla hiçbir ilgisi olamaz. Resmen bindik alamete gidiyoruz kıyamete.