Hukukçular, Varank'ın işlediği suça işaret etti

Hukukçular, muhalif kanalları yönetim kurulu üyesi olduğu TÜRKSAT'tan nasıl atacağını anlatan Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Varank’ın anayasal suç işlediğini belirtti. “Hukuka aykırı emir veriyor” diyen hukukçular, savcıların harekete geçmesi gerektiğini söyledi

Fatih Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Osman Kaşıkçı: Normalde bunlar hukuk devletinde görülecek davranışlar olmaz. Bakanlara illegal talimat veren danışman için cumhuriyet savcılarının harekete geçmesi lazım. Sözlü olarak söylüyor. Bakanlar bunu yapmıyor. En az bunun için bile soruşturma açılması lazım. Kanunsuz emir vermek, suça teşvik etmek, görevi kötüye kullanmak kapsamına girer. Bulunduğu pozisyon itibariyle bakanlar üzerinde nüfusu bulunuyor. Nüfusunu kötüye kullanmak, hukuka aykırı emirler vermektir. Emirleri yerine getiren bakan veya bürokratlarda suça iştirak etmiş olurlar.

MAHKEMEDE DELİL OLUR

Marmara Üniversitesi İdare Hukukçusu Prof. Dr. Turan Yıldırım: Muhalif yayın yapan gazete ve televizyon kanallarını susturmak için böyle bir karar alındığı belli. Bu toplum tarafından da bilinen bir şey. Ortaya çıkan görüntüler mahkemeye sunulacak bir delil olur. ‘Adamın kafasında bu varmış’ diye hukuki delil olarak sunulabilir. Bu olanların hiçbirini hukukla açıklamak mümkün değil. Hukukla izah edilemez.

iKTiDARIN iŞiNi GÖRÜYORLAR

Adalet Bakanlığı Kanunlar eski Genel Müdürü Mehmet Tucuk: Türkiye’de kurumsal çöküş yaşanıyor. Bütün kamu kurumları bu çöküşten nasibini aldı. Türkiye’de bürokratik kirlilik var. Siyasi iktidar ve iktidara bağlı bürokratlar bilerek hukuksuz işlem ve eylem yapıyor. Bürokratlar uzun yargı sürecinden faydalanıyor. Eylemin hukuksuz olduğu anlaşılana kadar bu işlemi yapanlar amaçlarına ulaşmış oluyor. Bu ve bunun gibi eylemlerde bulunanlar kamu görevinde bulunamaz. Bu insanlar istenilenleri yapıyor ve sadece iktidarın işini görüyor.

LiSANSI iPTAL EDiLEBiLiR

Çağdaş Hukukçular Derneği Başkanı Hüseyin Biçen: Mustafa Varank sıradan bir memur değil. Bazı devlet görevlilerinin yıkıcı görevleri var. Görüldüğü kadarıyla Cumhurbaşkanı’nın bu danışmanı da çeşitli kurumlarda, ‘Efendiye hizmet’ adı altında bu yıkıcı faaliyetleri yapıyor. Görüntülerde resmen komplo hazırlıkları konuşuluyor. TÜRKSAT’ın özgür medyayı karartma girişimi haksız rekabet ortamını oluşturuyor. Komplo görüntüleri ve rekabeti önleyici kararlar alması gerekçesiyle kurumun lisansı rahatlıkla iptal edilebilir. TÜRKSAT hakkında gerekli hukuki soruşturmalar da açılmalı.

ANAYASAL SUÇ iŞLENiYOR

Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi: Bu, Digiturk'ün kararında olduğu gibi fiilen özel ve resmi kurumlara müdahale edilerek basın ve ifade özgürlüğünün engellenmeye çalışıldığını gösteriyor.Burada yargının tutumu ortada. Önce basına bir baskı yapılıyor.
Sonra sosyal medya üzerinden bir kampanya yürütülüyor. Arkasından resmi mekanizmalar işliyor. Bunu en son TÜRKSAT ile ilgili kayıtlarda gördük. Burada yargıyı etkileme suçu var. Yargıya talimat ciddi bir suçtur. Kimsenin yargıya talimat ve telkinde bulunamayacağı anayasal hükümler ile ortaya konmuştur. Buna aykırı davranışı TCK'nın 277. maddesi düzenliyor. Bunlar başta Anayasa'nın ihlali suçudur. Resmi makamların yargıya talimat ve baskı vermesi ağır bir suçtur. Ne yazık ki bir süredir bu suç kimi yetkililer tarafından işleniyor. Bu çok tehlikeli bir gidiş.

YARGI, YÜRÜTMENiN GÜDÜMÜNDE

Hukuk ve Hayat Derneği Başkanı Mehmet Kasap: Bu deliller sadece basına sansür olarak değerlendirilemez. Bu tamamen yargının yürütmenin güdümün altına girdiğini gösteriyor. Hukuk devletinin ve Anayasa’nın en önemli teminatı olan bağımsız yargının yerle bir edildiğini göstergesidir. Bağımsız olması gereken yargı adeta Adalet Bakanlığı'nın 10. Genel Müdürlüğü gibi çalışmaktadır. Burada hem talimatı veren hemde bu talimatı uygulayan hukuki ve cezai sorumluluğu vardır.

Bugün

26 Ekim 2015 07:58
DİĞER HABERLER