Buğday ithalatında gümrük yıl sonuna kadar sıfırlandı. AKP cephesi ithalatın makarna ve un ihracatı için yapıldığını savunuyor. Ancak veriler sorunun bu kadar basit olmadığını ortaya koyuyor
Resmi Gazete’de dün yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile 31 Aralık 2020’ye kadar buğday, arpa, mısır ithalatında gümrük vergileri sıfırlandı. Buğday ithalatında yüzde 45, arpa ithalatında yüzde 35 ve mısır ithalatında yüzde 25 oranındaki gümrük vergileri 1 Ocak 2021 tarihine kadar yüzde sıfır olacak.
Söz konusu karar tepkilere de neden oldu.
AKP cephesinden isimler kararı “ihracat için ithalat şart” diyerek olumlu kabul ediyorlar. Buna göre Türkiye, buğdayda kendi kendine yetebilir durumda fakat makarna ihraç etmek için buğday ithal ediliyor. Buğday ithalatının makarna ihracatı için yapıldığına dönük bu tez iktidar cephesinin tek savunması durumunda.
Dün de bu tezi, Sabah Gazetesi yazarı ekonomist Kerem Alkin 24TV’de dillendirdi. Alkin hububat ithalatına ilişkin olarak “Bu ürünlerin tümünün hammadde ya da tarım ürünü olması itibariyle değil, aynı zamanda ne kadar çok sayıda ürünün içerisinde, bir hammadde olarak yer aldıklarını da göz ardı etmemek gerekir. Türkiye unutulmasın dünyada şu anda en iddialı makarna üreticilerinden bir tanesi” ifadelerini kullandı.
Öte yandan biz de “makarna ihracatı için buğday ithalatı yapıyoruz” tezi ne kadar kuvvetli sorusuna cevap aradık.
1- Ekmeklik buğday da ithal ediliyor
İthal edilen buğdayların tümünün makarna imalatında kullanıldığı iddiası doğru değil. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre 2019 yılında toplam 9,8 milyon ton ithal edildi. Bu buğdayın 8,4 milyon tonu ekmeklik, 1 milyon 453 bin tonu ise makarnalık buğdaydan oluştu. Böylece 2002 yılında 1 milyon 116 bin ton olan buğday ithalatı bugün 10 milyon ton sınırına ulaştı. İktidar politikalarını savunanlara göre ise ithal edilen ekmeklik buğday da un yapılıp ihraç ediliyor.
2- Buğdayda kişi başına üretim azalıyor
TÜİK verilerine göre 1990’da üretim neyse 2019’da üretim aynı. Ancak bu süre içinde nüfus 50 milyondan 83 milyona dayandı. Yine TÜİK’in nüfus projeksiyonları adlı çalışmasına göre ülke nüfusu 2040’ta 100 milyonun üzerine çıkacak ki bu durumda mevcut üretim yurtiçi tüketime dahi yetmeyecek. Bu nedenle öncelikle yurtiçi üretimi korumak ve planlı biçimde gelecek yıllarda artırmak gerekiyor. Tarım ve Orman Bakanlığı verilerine göre buğday tüketimi geçen yıl 18,8 milyon ton, üretim ise 19 milyon tondu. Bakanlığın haziran ayı Buğday Bülteni’ne göre “2018/2019 pazarlama yılı toplam buğday tüketimi 18,8 milyon ton, ekmeklik buğday yeterliliği yüzde 100 civarındadır” ifadesi yer alıyor, yeterlilik yüzde 100’dür denmiyor. Çok yakın gelecekte nüfus artışıyla beraber buğday yeterliliğinin kalmayacağı ortada.
3- İthalat yerli üreticiyi mahvediyor
Özellikle İç ve Doğu Anadolu’da şartların sulu tarım yapılmasına imkan vermemesi çiftçiyi arpa, buğday ekimine mecbur bırakıyor. Ancak bir yandan türlü sorunlar ve girdi maliyetleriyle mücadele eden buğday üreticisi, ithalat yüzünden bir de dünya çiftçisiyle rekabete zorlanıyor. Ancak pek çok ülkede buğdaya verilen teşvikler çok yüksek olduğu için çiftçinin rekabet gücü bulunmuyor. Sorunun diğer boyutu ise sosyolojik; net göç veren illerin başında da buğday ambarı kabul edilen İç ve Doğu Anadolu illeri geliyor.
‘Eşit olmayan bir yarış içindeyiz’
Kendisi de bir buğday üreticisi olan Sivas ili Zara ilçesi Ziraat Odası Başkanı Zeki Şimşek’e buğday ithalatına ilişkin yorumunu sorduk. Şimşek’in yanıtı şu şekilde; “Yapılan bu uygulama sanayi üreticisi yani gıda işletmecileri için olumlu bir uygulama fakat bizler bu duruma tek taraflı olarak yaklaşırsak büyük bir hata yapmış oluruz. Çünkü çiftçiyi tahıl üreticisini de düşünmek mecburiyetindeyiz.
Şöyle ki; ithal ürünü daha düşük maliyetle elde eden gıda işletmeleri iç piyasadaki üretici çiftçimizin ürününü tercih etmeyince doğal olarak çiftçimizin malı değer kaybına uğrayacak. Zaten zor şartlar altında üretim yapmaya devam eden çiftçimiz bu sefer de eşit olmayan bir yarış içine girmiş olacak. İthal ürün karşısında güç kaybederek erimeye devam edecek. Hele de üretmenin toprağı işlemenin ne kadar değerli olduğunu anladığımız şu salgın günlerinde böylesi uygulamalar maalesef çiftçimizi derinden üzüyor.
4- Dünya buğdaya yatırım yapıyor
Türkiye’nin buğday üretimi yerinde sayarken, ülkenin bölgedeki komşuları buğday üretimine ağırlık veriyor. Burada da Ukrayna, Rusya ve Kazakistan başı çekiyor. Türkiye’nin buğday üretimi yerinde sayarken Rusya buğday üretiminde gaza basmış durumda. Rusya’nın üretimi ile Türkiye’nin üretimi yıllara göre şu şekilde: