'Hulusi Akar ile eylem ve işbirliği içinde oldum'

Eski Genelkurmay Stratejik Dönüşüm Dairesi Başkanı Tümgeneral Mehmet Dişli: Ben sadece sayın Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’la eylem ve iş birliği içinde oldum
15 Temmuz darbe girişimine ilişkin Akıncı Hava Üssü davasının onuncu celsesi başladı. 

Duruşmada, cuma günü savunmasını tamamlayan ancak çapraz sorgusu yarım kalan eski Genelkurmay Stratejik Dönüşüm Dairesi Başkanı Tümgeneral Mehmet Dişli'nin çapraz sorgusuyla devam edildi. Dişli, güvenlik kamerası görüntülerindeki kişinin kendisi olduğunu kabul etti. Duruşma sırasında Dişli'nin avukatı ile sanık yakınları arasında "kşim o gerizekalı" tartışması salonu karıştırdı.

İşte Akıncı Üssü davasının 10. celsesinden detaylar;

 Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza ve İnfaz Kurumları kampüsündeki salonda görülen duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile avukatları, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, TBMM, Başbakanlık, Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'ın da arasında bulunduğu müştekilerin avukatları ve bazı müştekiler katıldı.

 Duruşma yarım kalan Şaban Dişli'nin çapraz sorgusu ile başladı 

Duruşmada, cuma günü savunmasını tamamlayan ancak çapraz sorgusu yarım kalan eski Genelkurmay Stratejik Dönüşüm Dairesi Başkanı Tümgeneral Mehmet Dişli'nin çapraz sorgusuna devam edildi.

"Kameralardaki kişi benim"

Akıncı Üssü kripto koridoru ile 143. filo koridorundaki fotoğrafları ve kamera görüntüleri izlettirilen Dişli,görüntülerdeki kişi için "Evet, benim" dedi. Telefonla görüştüğü görülen Dişli, Başkan Selfet Giray'ın elindeki cismi sorması üzerine, iki telefonu olduğunu ama görüşmeleri resmi telefonla yaptığını söyledi.

"Yaşar Güler'in orada olduğunu ertesi gün öğrendim"

Dişli, hemen diplerindeki bir odaya Yaşar Güler'in getirilmesi görüntülerini izlediğinde, "Ben Yaşar Güler'in o akşam orada olduğunu Akın Öztürk'le ertesi gün Çankaya Köşkü'nde görüştüğümüzde öğrendim. Burnumuzun dibindeymiş, ama haberimiz olmadı" dedi.

"Çok başarılı olmama rağmen terfi ettirilmedim"

Sanık avukatlarından Şemsettin Altay, kozmik oda operasyonunun önemli ismi Albay Baki Kaya ile ilişkisi ve operasyon öncesi buluşmalarının sebebini sorunca Dişli şunları anlattı: "Bu soruyu sorması hoşuma gitti. Çok başarılı olmama rağmen terfi ettirilmediğimi anlatmıştım. O yıl iç güvenlikte en başarılı komutan seçilmiştim. Ödül töreninin provası için Ankara'ya gelmiştim. Ancak sırf o törene çıkmamam için apar topar Almanya'ya gönderildim. Baki Kaya'yı teğmenliğinden tanırım, o sırada Genelkurmay'da çalışıyordu. Karşılaşmışızdır."

Hulusi Akar pilotla 'neden erken davrandınız' dedi mi?

Avukat Ayten İzmirli, Genelkurmay'daki görüntü izleme merkezi dışında dışarıda yedi ayrı yerde kayıt yapıldığını bilip bilmediğini sordu. Dişli, kurum dışında böyle bir şey olduğunu bilmediğini belirtince avukat İzmirli, Genelkurmay'a yazı yazılarak bu görüntülerin getirtilmesini istedi. Avukat İzmirli'nin, Hulusi Akar'ın kendilerini götüren pilota, "Neden erken davrandınız?" gibi bir şey söyleyip söylemediği sorusu üzerine Dişli, "Komutan onunla bir şeyler konuştu. İçeriğini duymadım. Belki şuraya, buraya gidin demiş olabilir" dedi.

Şaban Dişli'nin avukatı: Kim o gerizekalı!

Avukat ve sanıkların sorularının ardından Dişli'nin avukatı savunma yaptı. Savunma sırasında zaman zaman bekleyerek, konuşan avukata müşteki avukatlarının bulunduğu bölümden 'Yalan bulamıyor' denilerek, laf atıldı. Bu duruma sinirlenen avukat, 'Kim o geri zekalı?' dedi. Bu söze, şehit yakınları ve gazilerin oturduğu bölümden yoğun tepkiler yükseldi. Müşteki avukatlarının da tartışmaya katılması üzerine sanık ve müşteki avukatları bir süre karşılıklı atıştı. Tartışma, Mahkeme Başkanı Selfet Giray'ın araya girmesiyle son buldu. Duruşma, sanık Muzaffer Düzenli'nin savunmasıyla devam etti.

"Hulusi Akar'ın çok lakabı var ama söylemeyeyim"

 Kursiyer üsteğmenlerin avukatı, Dişli’ye mevcut komutanların 12 Eylül darbesindeki konumlarını hatırlatarak, “Geçmişlerini unuttular mı? Niçin bu teğmenlere çıkıp sahip olmuyorlar, onların suçu yok demiyorlar?” sorusunu yöneltti. Dişli bu soruya “Bunları bilmiyordum, çok ilginç” karşılığını verdi. Aynı avukat, Hulusi Akar’ın lakabının “Seri Paşa” olup olmadığını sordu. Dişli, “Çok lakabı var ama söylemeyeyim” dedi.

 "Hulusi Akar darbeyi ilk benden duydu"

Sanık avukatlarından İbrahim Arıkan’ın sorusu üzerine de Mehmet Dişli, Hulusi Akar’ın ‘Darbe olmuş’ diye duyduğunu ilk kendisinden duyduğunu ileri sürdü. Darbeyi başlatan Akın Öztürk’ün aynı zamanda enterne edilen Hulusi Akar tarafından çağırılmış olmasının bir çelişki olup olmadığı sorusuna da dişli şu karşılığı verdi, “Tek çelişki bu değil çok çelişki var. Evet, Akın Öztürk’ü benim yanımda emir vererek sayın Hulusi Akar çağırdı bu tabi ki bir çelişkidir. Akın Öztürk orada planlama gereği kaldı başka şeyler olmasa Çankaya Köşkü’ne de girecekti. Ancak bunun en iyi cevabının sayın komutana sormak yoluyla bulunabileceğini düşünüyorum.”

 "Hulusi Akar ile eylem ve işbirliği içinde oldum" 

Akın Öztürk’ün avukatı Hicabi Durmuş da Dişli’ye, Hulusi Akar’ın o gece Ahmet Davutoğlu veya başka bir siyasiyle görüşüp görüşmediğini sordu. Dişli, “Ben görmedim, çok sık gidip geldiğim için bilmiyorum” yanıtını verdi. Sanıklardan Orhan Koçyiğit iddianameye göre darbe komuta heyetiyle eylem ve iş birliği içinde olmakla suçlandığını belirterek kendisiyle herhangi bir eylem ve iş birliği içinde olup olmadığını sorunca, Dişli, “Bu arkadaşı hiç görmedim, tanıyorum. Ben sadece sayın Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’la eylem ve iş birliği içinde oldum” karşılığını verdi.

"Mutlaka TSK'nın elinde bulundurması gereken araziler sivillere devredilmesine karşı koyunca hedef tahtasına konulduk"

Şube olarak geliştirdikleri 4 milyar lira bedelli Suriye sınırı fiziki güvenlik sistemi projesine başladıklarında Kara Kuvvetleri Komutanlığı, Genelkurmay ve Milli Savunma Bakanlığı'ndaki bazı etnik ve ideolojik kliklerinin bunu engellemek için harekete geçtiğini anlatan Düzenli, askeri arazilerle ilgili olarak da şunları söyledi, "1 sene sonucunda tüm kışla arazilerinin dijital verisini çıkardık. 13 bin zannettiğimiz kışla ve arazi sayısının 90 bin küsur olduğunu öğrendik. Bunları üç kategoriye ayırdık. Bu kategorilendirmeyle birlikte özellikle büyük şehirlerdeki arazilerinin sivile devri baskısına maruz kaldık. İstenenlerin tamamı da ikinci kategoride olan yani Türk Silahlı Kuvvetleri'nin mutlaka elinde bulundurması gereken arazilerdi. Komutanlarımız dik durdu, ama bizler hedef tahtasına konmuştuk."

 "Whatsapp mesajları bana ait değil"

Düzenli, kendisine ait olduğu belirtilen WhatsApp yazışmaları için de, "Bunlar bana ait değil. Bazı emarelerden dolayı bunların bilgi, sistem ve teknolojinin teknik imkanlarını kullanan ve bu kalkışmanın arkasında olan güçlerce yapıldığını düşünüyorum" dedi. Saat 12.30'da duruşmaya öğlen arası verildi.

"Darbecilere Rusya ve İngiltere destek oldu"

 Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde savunmasına devam eden Muzaffer Düzenli, "Böyle bir uydurma konseyin" üyesi olmadığını belirterek, iddia makamını iddialarını ispata davet etti. 15 temmuz'u yapanları "tezgahı planlayan kurgulayanlar ve bu tezgahın içine değişik yöntemlerle çekilenler" şeklinde iki kategoriye ayıran Düzenli, birinci grupta son 15 senelik mevcut yönetim döneminde etkinliğini kaybeden etnik ve ideolojik kliklerin yer aldığını, bu oyun kuruculara da Rusya ve İngiltere'nin destek olduğunu öne sürdü.

"Tasfiye edilenlerin ortak özelliği;yetişmiş vizyoner ve vatansever olmalarıdır" 

Cezaevinde bulunan insanlar ile gerek Türk Silahlı Kuvvetleri, gerek diğer kurumlardan tasfiye edilenlerin farklı dünya görüşüne ait farklı kesimlerden insanlar olduğunu savunan Düzenli'nin, “Bunların ortak özelliği ise yetişmiş, vizyoner ve vatan sever olmalarıdır. Duyuyor ve biliyorum, Aleviler ailelerimizi arayıp, samimi desteklerini iletiyor. Sade bir Sünni olarak teşekkür ediyorum" demesi dikkat çekti. 

Aksakallı Kıbrıs'a mı sürülecek?

Düzenli, 2017 Yüksek Askeri Şurası'ndaki tasfiyeleri anlatırken de 15 Temmuz'dan sonra "kahraman" ilan edilen Zekai Aksakallı'nın Kıbrıs'a atandığını veya atanmak üzere olduğunu iddia etti.

İşkence iddiası

 Düzenli çapraz sorgusunda savcılık ve hakimlik ifadesini işkence altında alındığı gerekçesiyle redderek, Akıncı'da Ahmet Özçetin'le hiç görüşmediğini söyledi.

 Düzenli, "Saatlerce taşın üzerinde yattık. 4 gün kanın, irinin, idrarın içinde yattık, kalktık" deyince mağdur müştekiler tepki gösterdi. Başkan Giray, "Bağıranı çıkartın dışarı" diye uyarırken, Düzenli'ye de "Sen mi sorguluyorsun, biz mi?" dedi.


14 Ağustos 2017 23:57
DİĞER HABERLER