'Hüseyin Çelik'in bir tek Cumhuriyet savcılarına gidip ihbar etmediği kaldı'

MHP Genel Başkan Yardımcısı Emin Haluk Ayhan, AK Parti Genel Başkan Başdanışmanı Hüseyin Çelik'in 'Çözüm sürecine zarar gelmesin diye vali, kaymakam, polis ve askerler elleri kolları bağlı bekledi' açıklamalarını değerlendirdi. Çelik'in, çözüm sürecinde gelinen noktaya ilişkin çarpıcı itiraflarda bulunduğunu kaydeden Ayhan, "Bir tek Cumhuriyet savcılarına gidip ihbar etmediği kalmıştır. 7 Haziran'dan sonra çark etmeye çalışan, 'Öcalan süreci doğru okuyor' noktasından, 'MHP milli duruş sergilemiyor' diyecek kadar romantizmin batağına saplanan bu 'yetkili arkadaşlar'ın, Sayın Çelik'in açıklamalarına nasıl bir cevap vereceği merak konusudur." Şeklinde konuştu.

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı Emin Haluk Ayhan, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde basın toplantısı düzenledi.

AK Parti Genel Başkan Başdanışmanı Hüseyin Çelik'in, çözüm sürecinde gelinen noktaya ilişkin çarpıcı itiraflarda bulunduğunu belirten Ayhan, "Terörü şehirlere kimin yerleştirdiğini ve sorumluları adeta işaret etmektedir. Bugünkü manzarayı tarif ederken, PKK'nın şehirlere yerleşmesini filin zücaciye dükkanına girmesine benzetiyor. Fil oradan eninde sonunda ölü olarak çıkar ama dükkanda sağlam porselen kalmaz diyor." dedi.

Çelik'in, geçmişte ilgili kurul ve toplantılarda yaptıkları uyarıların ciddiye alınmadığını da söylediğini kaydeden Ayhan şöyle konuştu: "PKK'nın şehirlerde yerleşmesinin sorumluluğunu ise 'etkili ve yetkili' isimlerin alması gerektiğini belirtmektedir. 'Parmaklar tetikten çekilecek ve tüm silahlı PKK'lı unsurlar ülke sınırlarını terk edecekti. Birinci şarta hem devletin silahlı güçleri hem de PKK uydu. Ancak silahlı PKK'lılar ülkeyi terk etmek yerine gelip şehre yerleştiler.' ifadelerini kullanmıştır. 'Çözüm sürecini bozmamak adına ve tamamen iyi niyetlerle, valiler, kaymakamlar, savcılar, hakimler, polis, asker, jandarma ve korucular, PKK'nın yapıp ettikleri karşısında adeta elleri kolları bağlı sabrın sınırlarını zorlayarak beklediler' demiştir. 'Biz, bölgeyi ve bölgenin dinamiklerini bilen birisi olarak, 2009'dan itibaren olanları ve olabilecekleri, Bakanlar Kurulu'nda, AK Parti MYK ve MKYK'sında, nihayet çözüm süreci konulu tüm özel toplantılarda yetkili arkadaşların, Sayın Başbakan'ın ve Sayın Cumhurbaşkanı'nın huzurunda, bütün açıklığı ve netliği ile ortaya koyduk.' 'Zaman Zaman kendilerini çözüm sürecinin Romantizmine kaptırıp bütün fotoğrafı görmeyen bazı 'yetkili arkadaşların' ciddi tepkilerine muhatap olduk diyor' İfadelerini kullanmıştır. Bir tek Cumhuriyet savcılarına gidip ihbar etmediği kalmıştır. 7 Haziran'dan sonra çark etmeye çalışan, 'Öcalan süreci doğru okuyor' noktasından, 'MHP milli duruş sergilemiyor' diyecek kadar romantizmin batağına saplanan bu 'yetkili arkadaşlar'ın, Sayın Çelik'in açıklamalarına nasıl bir cevap vereceği merak konusudur."

BANKALARIN FON'A DEVRİ SONRASI AİHM ÜLKEYİ YÜKLÜ MİKTARDA TAZMİNAT ÖDEMEYE MAHKUM ETTİ

Son günlerde, finansal sistemde önemli yer tutan halka açık bir bankaya yönelik olarak, sermayedarlar, ortaklar ve hissedarların hukuk güvencesini ortadan kaldırabilecek, hak ve menfaatlerinin zarara uğramasına yol açabilecek nitelikte yorumların yapıldığını vurgulayan Ayhan, şunları kaydetti: "Benzer nitelikte daha önce sistemdeki bir başka banka için meydana gelmiş bir olay neticesinde söz konusu bankanın yönetim ve denetimi Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'na devredilmiştir. Küresel düzeyde gelişmekte olan ülkelerden sermaye çıkışının hızlandığı, bizzat Başbakanın katılımı ile ülkemizim yatırım için avantajlı bir ülke olduğu imajının güçlendirilmeye çalışıldığı bir dönemde, ülkemiz imajına zarar verebilecek, aynı zamanda hür teşebbüse yönelik müdahalelerden biri olarak algılanabilecek böyle bir gelişmenin ülkemizin 2016 yılında ihtiyaç duyduğu yabancı yatırım ve kaynak ihtiyacının karşılanması konusunda ciddi zararlara neden olabileceği aşikardır."

Bazı bankaların Fon'a devri ile sonuçlanan ve ortakların açmış oldukları hukuk mücadelesi neticesinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesince ülkemizin yüklü miktarda tazminat ödemeye mahkum edildiğini hatırlatan Ayhan, şöyle devam etti: "Esasen mali güçleri kadar güven ve itibara da ihtiyaç duyan ve faaliyetlerini bu değerler üzerinde sürdüren finans kuruluşlarının maruz kalabilecekleri müdahaleler ve spekülasyonların yalnızca bankaları, ortaklarını, hissedarlarını ve halka açık olmaları durumunda yatırımcılarını değil, bütün finansal sistemi etkileyebileceği ve ülkemizin yabancı yatırımcılar için güvenilir bir ülke olduğu imajını zedeleyeceği ortadadır. Böyle bir durumda finans kuruluşlarının faaliyetlerini mevzuata uygun olarak sürdürmelerini gözetmek ve denetlemek üzere kurulmuş olan bağımsız kamu otoritelerinin yasalarca kendilerine verilmiş olan yetkilerini hukuka uygun olarak kullanıp kullanmadıklarının, söz konusu yetkilerin mevcut ya da olası spekülasyonların önlenmesi bakımından yeterli olup olmadığının araştırılması en doğru yoldur.Bu çerçevede, son günlerde kamuya açık bir bankamıza ilişkin olarak yapılan ve basında yer alan haberlerin 5411 sayılı Bankacılık Kanunu ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu çerçevesinde ele alınarak gerek Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu gerekse Sermaye Piyasası Kurulu'nun ilgili kanunlar çerçevesindeki görev ve yetkilerinin kullanılması ve bu konuda gerekli tedbirlerin araştırılması amacıyla TBMM'ye araştırma önergesi vermiş bulunmaktayız."
CİHAN
28 Ocak 2016 11:34
DİĞER HABERLER