İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, "Halkıma sesleniyorum. Ben hâlâ belediye bütçesinin 3'te 2'sine, çalışanın yüzde 80'ine sahip iştiraklere henüz hâkim olamadım. Bu kadar net. Milletimize duyuruyorum." dedi.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) önünde düzenlenen "15 Temmuz Anma Programından" sonra gazetecilerin sorularını cevaplayan İmamoğlu dün, "Fiilen sona ermiş bir görevden tekraren istifa etmem hukuken anlamsızdır." diyerek İBB iştirakleriyle ilişiğinin kesildiğini dile getiren eski İBB Genel Sekreteri Hayri Baraçlı'ya cevap verdi.
"Kimse milletin aklıyla oynamasın. Bizim burada aradığımız ahlak ve iyi niyet. Ben İBB Başkanıyım, 5 milyona yakın oy almış bir insanım. 16 milyonun hesap soracağı kişiyim." diyen Ekrem İmamoğlu, şöyle konuştu: "Dolayısıyla cuma günü açıklama yapıyorum ve o günün akşamında istifalar ediliyor. Kendisi açıklama yapıyor. Genel kurulları yapın ki biz kendi ekibimizle kendi kadromuzla sürece hâkim olalım. Tamamen iyi niyetli olmayan bir davranışla şirketlerin kuruluş yönetmeliğinin verdiği yetkiyle 45 günlük sürenin tamamını kullanıyorlar. Neredeyse ağustos ayının sonuna doğru genel kurul kararları alıyorlar. Niçin? Bir hafta sonraya alın. 10 gün sonraya alın. Yazıktır, günahtır. Neyi kaçırıyorsunuz, orada nasıl bir sistem yönetiyorsunuz?
Bu millet İstanbul'un konsolide bütçesinin neredeyse üçte ikisinin içinde olduğu iştirakler üzerinden benden hesap soracak. Ben şu anda sürece hakim değilim. Bir hafta içinde karar alsınlar. Genel kurulları yapalım. 1 hafta sonra bir ay bitmiş olacak. Kimin malı bu? Biz her kuruşuyla ilgili hesap vermek istiyoruz millete. Bıraksın gitsinler, kadroları oluşturalım, işimize bakalım. Süreleri bitti."
Bir gazetecinin "İlişiklerinin kesilmesine dair bir yazı göndermeniz gerekiyor." ifadesi üzerine İmamoğlu, "Bunlar teknik işler. Ben iyi niyetten bahsediyorum. Bizim arkadaşlarımız, takip ediyorlar. Cuma günü akşama istifaları verildi. Cumartesi günü haberim oldu. Benim için hiçbir şey ifade etmiyor. Ben bu işin bütününe bakıyorum. Yönetim kuruluna katılan arkadaşlarım var. Zabıta marifetiyle çağrı yaptım. 12'si geldi diğerleri gelmedi. Sorduğum soruyu söyleyeyim. Kişisel iradenizle mi hala orada duruyorsunuz, siyasi bir irade mi size talimat veriyor?' Bakın bu soruyu orada sordum, burada da soruyorum. Benim her şeyim şeffaf. Hiçbir cevap alamadım." değerlendirmesini yaptı.
"AFİŞE EDECEĞİM, MİLLETE ANLATACAĞIM"
İmamoğlu, şöyle devam etti:
"Milli Birlik Günü, Demokrasi Günü diyoruz. Bunun anlamı ne? Milli iradeye sahip çıkmak ve asla ona sıkıntı gelmemesine çalışmak. Şu anda benim öyle de bir vazifem var. 16 milyon insanın hesap soracağı bir kişiyim. Yaklaşık 20 günümü doldurdum. Hesap sorulacak günlerim tıkır tıkır, işliyor. Halkıma sesleniyorum. Ben hâlâ belediye bütçesinin 3'te 2'sine, çalışanın yüzde 80'ine sahip iştiraklere henüz hâkim olamadım. Bu kadar net. Milletimize duyuruyorum, buna bir irade engel oluyorsa, yanlış yoldadır. Bu millet bizden hesap soracak. Yanlış yoldadır. Dolayısıyla iştiraklerin bir an önce genel kurullarını öne çekmeliler. Bir an önce şirketlere biz kadromuzu atamalıyız. Şeffaf yönetim anlayışımızla beraber, her günün de hesabını vatandaşına veren bir yönetimi İstanbul'a buluşturmalıyız."
"Genel sekreter yardımcılarının yönetici olduğu şirketlerde genel kurul süreci nasıl işletiliyor?" sorusuna İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, şu cevabı verdi:
"Aynı şekilde, son gününü, son anını kullanma çabası. Ayın 23, 24, 25 ve 28'ine genel kurul kararı alma çabası. Nedir bu? 40-45 gün daha orada duracaksınız. Niçin? Kendi şirketin değil. Orada artık kimin durduğunun bir önemi yok. Suç duyurusunda bulunacağım. Hakkımdır, değildir, suç duyurusunda bulunacağım. Tarihe not düşeceğim. Afişe edeceğim, millete anlatacağım. Ben insanlara böyle söz verdim. Şahsımla ilgili değil. Millete ait bir varlığın korunması süreci, millete ait bir varlığın yeni yönetim anlayışıyla buluşma süreci, millete ait bir varlığın hesap verme sürecinin başlaması... Dolayısıyla ben günbegün bu konuları aktaracağım. Suç duyurusunda bulunacağım. Afişe edeceğim. Cuma günü konuştum, cevap verdi. Güzel, bir karşılık buldu. Bu gün de sayenizde konuşuyorum. Umarım yarın yine bir karşılık bulur. Bulmadı, konuşmaya devam edeceğim."