İbrahim Tatlıses’in 2002 yılında Abdullah Uçmak tarafından telefonda tehdit edilerek para istenmesi olayına ilişkin İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yeniden görülen davada karar çıktı. Duruşmaya başka suçtan tutuklu sanık Uçmak, cezaevinden sesli ve görüntülü olarak bağlandı. Tatlıses ise mahkemeye gelmedi. 

Tatlıses’in avukatı Hayati Şahin, herhangi bir indirim uygulanmadan sanığın cezalandırılmasını istedi. Duruşma savcısı da eski mütalaasını tekrarladı. Savcı, Uçmak’ın eylemi arkadaşlarıyla birlikte planlı gerçekleştirdiği için nitelikli yağma suçunu işlediği gerekçesiyle lehe olan eski ceza kanununa göre 7,5 yıldan 10 yıla kadar hapis verilmesini talep etti. 

Sanık Uçmak’ın avukatı Ali Başaran, telefon kayıtlarına göre arayan kişinin müvekkili değil Tatlıses olduğunu belirtti. Başaran, “Tatlıses cezaevinde bulunan bir yakınına yardım amacıyla müvekkilimle görüşmek istedi. Müvekkilim de ‘benim numaram bu’ diyerek numarasını ulaştırmıştır. Bunun üzerine Tatlıses 3-4 kez aramıştır. Bu aramalarda müvekkilim tarafından yağmaya konu herhangi bir para istenmemiştir. DGM’deki ifadesinde de Tatlıses etrafından aldığı duyum üzerine bu yönde ifade verdiğini belirtmiştir. Herhangi bir para istenmediğini ifade etmektedir. Beraat istiyoruz.” dedi.

Son sözü sorulan Uçmak da avukatının dediklerine katıldığını belirtti. 

Kararını açıklayan mahkeme, sanığın geceleyin birden fazla kişi tarafından yağmaya teşebbüs suçunu işlediğinin anlaşıldığı gerekçesiyle 6 yıl 4 ay 24 gün hapis cezası verdi. 

Mahkeme, cezanın onanmasından sonra Uçmak ile birlikte bu suça karıştıkları gerekçesiyle Mehmet Sebe, Tamer Bilim, Ali Tekin Akkoyunoğlu hakkında suç duyurusunda bulunulmasını da kararlaştırdı. 

Mahkeme, 30 Mart 2012’de verdiği önceki kararında sanık Uçmak'a yağma suçundan 6 yıl ceza vermişti. Suçun teşebbüs aşamasında kaldığını kaydeden mahkeme heyeti, üst sınırdan indirim uygulayarak cezayı 1 yıl 6 aya düşürmüştü. İyi hal indirimi de yapan mahkeme, cezayı 1 yıl 3 ay olarak belirlemişti. 

Tatlıses’in avukatları nitelikli yağma suçundan ceza verilmesi gerektiği gerekçesiyle bu kararı temyiz etmişti. Yargıtay 6. Ceza Dairesi de avukatların talebi doğrultusunda bozma kararı verdi. Yargıtay, nitelikli yağma suçunun teşebbüs aşamasında kalsa da indirimin üst sınırdan değil alt sınırdan yapılması gerektiğini de belirtti.

2002 yılında meydana gelen olayı duruşma savcısı mütalaasında özetledi. Buna göre, Uçmak olayı arkadaşlarıyla birlikte planlı gerçekleştirdi. Uçmak’ın arkadaşları Tatlıses’in aracını takibe aldı. Kırmızı ışıkta durduğu sırada Uçmak’ın bir arkadaşı Tatlıses’e Uçmak’ın telefon numarası yazılı bir kağıt verdi ve ‘İbrahim abi bu notu okuyun hayatınız büyük tehlikede’ dedi. Tatlıses ise kendisinin aramayacağını, Uçmak’ın aramasını söyledi. Uçmak’ın arkadaşı da ‘Abi senin bizde numaran bulunmuyor arasan iyi olur’ dedi. 

Bunun üzerine Tatlıses, Uçmak’ı aradı. Uçmak, ‘Bazı ihtiyaçlarımız var onun için görüşmemiz gerekiyor. Bana para vermen lazım.’ diye konuştu. Tatlıses de ‘Görüşecek bir şeyimiz yok. Haraç mı istiyorsun?’ karşılığını verdi. Bunun üzerine Uçmak, ‘Nasıl anlarsan anla.’ ifadesini kullandı. Tatlıses’in görüşmek istemediğini belirmesi üzerine Uçmak, ‘Senin ve ailen için iyi olmaz’ dedi. Tatlıses’in kimseye haraç vermeyeceğini belirtmesi üzerine de Uçmak, ‘Sen öldün’ ifadesini kullandı ve telefonu kapattı. Bu ifadeler nedeniyle Tatlıses, Uçmak hakkında suç duyurusunda bulundu. 

Uçmak ve adamları Tatlıses’e yönelik 14 Mart 2011’de silahlı saldırı gerçekleştirmişti. O davada Uçmak’a 36 yıl 6 ay hapis cezası verilmişti.

CİHAN