İçtiğiniz süt sizi zehirlemesin !

İçtiğiniz süt sizi zehirlemesin !
Büyük yararları olan sütün çok büyük zararları da var.
İnekler ve koyunlar beslenme alanlarına aynı zamanda dışkıladıkları için bu durum özellikle karaciğer, dalak ve sütte yoğun bakteri oluşumuna neden olur. Hayvanın bu şekilde enfekte olmasıyla bu organizmalar insana geçer. İşte A’dan Z’ye süt gerçeği... Ülkemizde özellikle çocukluk ve gençlik yıllarında süt bolca tüketilmekte ancak daha sonraki yıllarda süt tüketimi büyük oranda düşmektedir. Aslında sütün sağladığı yararlar göz önüne alındığında hayat boyu tüketilmesi gereken insan sağlığı açısından son derece yararlı bir madde olduğu görülür. İsterseniz ilk önce sütün yararlarına bir bakalım. BİN DERDE DEVA İçerdiği kalsiyum nedeniyle özellikle kadınlarda menopoz sonrası kemik erimelerini önlemesi bakımından tüketilmesi şart olan bir besindir. Mikrobik enfeksiyonlara karşı etkilidir çünkü vücut bağışıklığını yükseltir ki bu nedenle bebeklerin doğduktan sonra 6 ay- 1 yıl arasında emzirilmeleri onların yaşamları boyunca bağışıklıklarının yüksek olmasını sağlayacaktır. Süt ishali tedavi eder, mide rahatsızlıklarını giderir özellikle virüs kaynaklı olmayan ülser tedavisinde çok önemli bir diyet ürünüdür. Sindirim sisteminin düzgün çalışmasını sağlar. Ülseri önler. Yüksek enerji verir. Diş çürüklerini önler ama sütün hem çocuklarda hem büyüklerde yatmadan önce içilmemesi önerilir çünkü o zaman tam tersine tükürük üretimi önlendiğinden diş çürümelerine neden olmaktadır. Sütün en sağlıklı içim saatleri sabah ve gün boyudur. Akşam içilmesi önerilmemektedir. Kronik bronşiti önler. Tansiyonu düşürür. Yağsız sütler kolesterolü düşürür ve kanserin önlenmesinde yardımcı olduğu düşünülmektedir. ZARARI YOK MU? Peki bu kadar büyük yararları olan sütün hiç zararı yok mu? Emin olun en az yararları kadar çok büyük zararları da var. Ancak zararlarının ortaya çıkması için sütün ülkemizin yüzde 68’inde tüketildiği gibi tüketilmesi gereklidir. Evet doğru okudunuz ülkemizde süt tüketiminin yüzde 68’i son derece sağlıksız koşullar altında yapılıyor. Önce şunu bilmeliyiz: İnekler, koyunlar beslenme alanlarına aynı zamanda dışkılamaktadırlar. Bu nedenle özellikle karaciğer ve dalakta ve sütte yoğun bakteri oluşumuna neden olurlar. Hayvanın bu şekilde enfekte olmasıyla bu organizmalar insana geçer... GiZLi KAN HASTALIĞI YAPIYOR Ve bu mikroplar insanda ciddi ve bazen ölümcül hastalıklara sebep olmaktadırlar. Çünkü ülkemizde süt tüketiminin % 68’ i ineklerin ya da koyunların ya da keçilerin altından sağıldıktan sonra gerek korumasız ortamlarda, gerek kontamine tencerelerde taşınmaktan ve gerekse kontamine ellerle sağılmadan dolayı sütler mikroplanmakta ve insanlar bazen açığa çıkan bazen çıkmadan gizli kalan hastalıklar nedeniyle sağlıklarını kaybetmektedirler. Sütün sağıldıktan sonra hemen pastörize edilmesi gereklidir. TÜKETİMDE EN ÖNEMLİ KONU HİJYEN KOŞULLARI Süt kullanımı ve süt tüketimi en hijyenik koşullarda yapılması gereken hassas bir sağlık konusudur ve halkın ciddi şekilde bu konuda bilinçlendirilmesi gerekmektedir. Şimdi gelelim bu koşullara uyulmadığı takdirde ortaya çıkacak hastalıklara. Bunlardan en önemli iki tanesi brusella ve salmonella bakterilerinin neden olduğu hastalıklardır. Brusella malta humması dediğimiz hastalığı yapar ki, belirtileri yüksek ateş, iştahsızlık, halsizlik ve eklem ağrılarıdır. Bazı türleri menenjite bile götürebilir. Tedavi birkaç farklı antibiyotiğin bir arada verilmesiyle yapılabilmektedir. KAYNATMAK YETMEZ Halkımızda yoğun bir inanç olan kaynatmanın yeteceği bilgisi tamamen yanlış bir bilgidir ve sütte bulunan bakteriler ne yazık ki kaynatmayla ölmemekte sadece spor dediğimiz bir tür kendini koruma durumuna geçmekte ve koşulların uygun hale gelmesiyle yani insan sindirim sisteminde tekrar yaşama dönmekte ve çoğalarak ciddi hastalıklara neden olmaktadır. Süt 100 derecenin altında kaynar ve bu sıcaklıkta havadan kaynaklanan bazı bakteriler ölebilir ancak daha dayanıklı ve hastalık yapıcı olanlar ise olduğu gibi kalırlar. İşte türkiye’ de özellikle zarar verici yöntem budur. Halkımız yoğun bir şekilde yeni sağılmış sütün çok lezzetli ve sağlıklı olduğuna inanmıştır ama bu sadece boş bir inançtan öteye geçmemektedir. İNEKTEN HASTALIK SAĞILIYOR Verem mikrobu süt ürünlerine kolayca geçebilmektedir ve bu da pastörize dışı yöntemlerle imha edilememektedir. Yani inekten sağılan sütün yaptığı hastalıklardan biri de veremdir. Ayrıca şap, şarbon, salmonelloz, toksoplazma, bulaşıcı sarılık, tifo, paratifo, difteri, kolera sayılabilir. Bilindiği gibi bunların tümü son derece tehlikeli ve öldürücü hastalıklardır ve ülkemizde dikkat ederseniz her biri bol miktarda bulunmakta ve bu yüzden çok insanımız kaybedilmektedir. BAĞIRSAK PARAZİTİ Bu ayrı bir yazı konusu olmasına rağmen sığırlar, koyunlar vs. dışkıladıkları alanlarda aynı zamanda beslenmektedirler. Yani dışkılarının bulaştığı otları yiyebilmektedir. Bu sebeple etleri ve sütleri koli basiliyle enfekte olmakta ve bu da insanda kolera hastalığına neden olup ölümlere neden olmaktadır. Ancak bazen kolera ölümleri bağırsak enfeksiyonu olarak halka yansıtılmaktadır. Aynı nedenle ülkemizde halkın yüzde 70’ inde bağırsak parazitleri görülmektedir çünkü hijyen kurallarına uyulmadığı bilinmektedir. HER ŞEYİN BAŞI TEMİZLİK Atalarımız her şeyin başı temizlik demiş. Bu gerçekten son derece doğru bir söz. Ama temizliğin özellikle ellerin sabunla yıkanması, pastörize süt ürünlerinin yenmesi, sütlerin asla sağıldıktan sonra tüketilmemesi ve pastörize edildikten sonra içilmesi (kaynatma pastörizasyon değildir ve bakterilerin ölmesini sağlamaz) gerekir. EN İYİSİ PASTÖRİZE OLAN Sütün sağlıklı bir şekilde içilmesi için pastörize edilmesi gereklidir ve pastörizasyon sütün belirli sıcaklıkta ısıtılıp ani soğutulması ve bu işlemin birkaç kere tekrarlanmasıyla yapılır. Süt ancak bu işlem yapıldıktan sonra ve o da ancak iki gün içinde tüketilmelidir daha çok beklerse pastörizasyon sırasında spor haline geçen bakteriler kendiliklerinden üremeye başlarlar ve süt yeniden hastalık yapıcı özelliğini kazanır. Bir de stelizasyon yöntemi vardır çok yüksek sıcaklıkta sütün ısıtılıp soğutulmasıyla elde edilir ve o zaman süt kapağı açılmadan belirli bir süre buzdolabı sıcaklığında bekleyebilir ancak oda sıcaklığında yeniden içinde bakteri üremesi başlar. VETERİNER KONTROLÜ ŞART Hayvan üreticilerinin hayvanlarını sürekli veteriner kontrolü altında bulundurması ve bulaşma olmuş hayvanların tedavisinin zamanında yapılması, hayvanların bulunduğu mekanla insanlarınkinin kesin bir şekilde ayrılması ve hayvan temaslarından sonra giysilerin ve ellerin temizlenmesi yoluyla sağlanması esastır. Böylece hem çalışma tempomuza hem zekamıza hem toplumsal olarak gelişmişliğimize büyük etkileri olan sağlıklı yaşama koşullarını yaratmak için temizlik koşullarına uymamız zorunludur ama bir yandan da tüm bireylerin hangi yaşta olursa olsunlar süt tüketimini artırması ve pastörize temiz süt tüketimini teşvik etmesi toplumsal sağlığımız için de en önemli şartlardan biridir. BUGÜN
26 Ekim 2008 00:22
DİĞER HABERLER