İdris Baluken: 7 Haziran seçim sonuçlarının dikkate alınmaması sivil darbedir

HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken, AK Partinin Meclis Genel Kurulu'nda seçim kararı alıp mevcut hükümetle seçime gideceği yönündeki iddialarla ilgili "Eğer böyle bir şey AKP'nin gündeminde varsa bu yeni bir Anayasa hilesiyle karşı karşıya olduğumuzu gösterir. Açık bir Anayasa ihlalinin, bir tek parti iktidarı, hayali uğruna yeniden devreye konduğunu gösterir." dedi. 7 Haziran seçim sonuçlarının hiçbir şekilde dikkate alınmıyor olmasının herkes tarafından açık bir sivil darbe olarak görüleceğini belirten Baluken, HDP olarak böyle bir durumu kabul etmelerinin mümkün olmadığını kaydetti.

Mecliste gazetecilerin sorularını cevaplayan Baluken, erken seçimle ilgili AK Parti'nin Meclis Genel Kurulu'nda karar alınabileceğine ilişkin görüşünün sorulması üzerine bunun açık bir şekilde 7 Haziran seçimini tamamen boşa çıkarma girişimi olduğunu vurguladı.

Eğer böyle bir uygulama AKP tarafından Meclise getirilip hayata geçirilirse sanki 7 Haziran seçimi olmamış gibi bir durumun ortaya çıkacağını dile getiren Baluken, "Yetkisiz bir hükümet, milletvekili bile olmayan bakanlar, meşruiyeti olmayan bir yürütme ile 7 Haziran seçimi hiç olmamış gibi Türkiye yeniden bir seçim takvimini önünde bulmuş olacak. Bunu kabul etmek mümkün değil. Bu açık bir şekilde yasalara ve anayasaya aykırıdır. Anayasanın ilgili maddesi olası koalisyon görüşmelerinden sonuç alınmadığı zaman ne yapılması gerektiğiyle ilgili son derece açıktır. Bir seçim hükümeti kurulması durumunda nasıl bir teamülün işlemesi gerektiği Anayasa'da net olarak ifade edilmiştir. Dolayısıyla eğer böyle bir şey AKP'nin gündeminde varsa bu yeni bir Anayasa hilesiyle karşı karşıya olduğumuzu gösterir. Açık bir Anayasa ihlalinin, bir tek parti iktidarı, hayali uğruna yeniden devreye konduğunu gösterir. Uzun süredir hem Cumhurbaşkanı hem AKP tarafından Anayasa ihlalleri neredeyse rutin haline geldi." diye konuştu.

7 Haziran seçim sonuçlarının hiçbir şekilde dikkate alınmıyor olmasının herkes tarafından açık bir sivil darbe olarak görüleceğini belirten Baluken, HDP olarak böyle bir durumu kabul etmelerinin mümkün olmadığını kaydetti. Baluken, "Hem Meclis'te hem olası böyle bir durum karşısında Anayasa Mahkemesi nezdinde her türlü girişimi ortaya koyarız." değerlendirmesinde bulundu.

'İHTİYACIMIZ OLAN DEMOKRATİK YASAL DÜZENLEMELERDİR'

İç Güvenlik Paketi olarak bilinen 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası'nın uygulama yönetmeliğinde değişiklik yapıldığına yönelik kararın bugün Resmi Gazete'de yayınlanmasıyla ilgili bir soruya da Baluken, "Son derece kaygı verici bir gelişme. İç Güvenlik Yasası'nın Genel Kurul'da görüşülmesi sırasında Türkiye'ye neler getireceğine dair güçlü muhalif durum ortaya koymuştur. Bütün halkımızla birlikte bu güvenlik paketlerinin Türkiye'deki mevcut sorunları daha da derinleştireceğini ifade etmiştik. Şimdi böyle bir savaş ve çatışma ortamında toplumsal gerilimin arttığı bir ortamda güvenlik yasasının etkin bir şekilde sokağa yansıtılmasıyla ilgili bir düzenleme yapılmış durumda. Bu son derece kaygılı bir durum. Tam tersine Türkiye'nin toplumsal gerilimi azaltmaya, biriken grizu alanlarını boşaltmaya ihtiyacı var. İhtiyacımız olan antidemokratik yasalar değil hızlı demokratik yasal düzenlemelerdir. Bu yönüyle bu çatışma ve kaos ortamında İç Güvenlik Yasası'na dayanılarak sokak ortasında, Şırnak, Ağrı ve İstanbul'da pek çok yargısız infaz yapıldı. Bu yargısız infazlar da daha büyük toplumsal infiali meydana getirdi. Eğer böyle düzenlemeyle sokak daha fazla ölümcül müdahalelere açık hale getirilirse daha vahim bir tablonun önümüze geleceğine dair kaygı içerisindeyiz." karşılığını verdi.

DEMİRTAŞ'IN BRÜKSEL ZİYARETİ

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın Brüksel'e gitmesiyle ilgili bir soruya Baluken, "Brüksel'e ziyaret programı çok önceden planlanmış bir program. Burada konunun bu çerçevede herhangi bir konunun amaçlandığını söylememiz mümkün değil. Orada hem bir televizyon programı hem de bazı diplomatik görüşmeler yapılacak. Elbette orada faaliyet yürüten bazı örgütlü yapılarla bir araya gelinecek, süreçle ilgili fikir alışverişleri yapılacak. Ama Brüksel'de farklı bir arayışın ortaya çıkacağını söylemek ya da bu yönlü bir amaçla şu anda Eş Genel Başkanımızın orada olduğunu söylemek doğru olmaz kanaatindeyim." şeklinde konuştu.

'SİLAHLARIN DEVREDEN ÇIKACAĞI BİR TOPLUMSAL ZEMİNE İHTİYACIMIZ VAR'

Sözde KCK'nın Yürütme Konseyi üyesi Zübeyir Aydar'ın "Çözüm süreci bizim için bitmemiştir, 28 Şubat'taki mutabakata bağlıyız" açıklamasının hatırlatılması üzerine Baluken, "Son derece önemli bir açıklama. Yani gerek Remzi Kartal, gerek Zübeyir Aydar'ın HDP'nin yapmış olduğu çağrılardan sonra bu şekilde açıklamalar yapmış olmasını son derece anlamlı buluyoruz. Şu anda hızla çatışmalı ortamı durdurma ve silahların devreden çıkacağı bir toplumsal zemine ihtiyacımız var. Eğer bu yakalanabilirse çözüm süreciyle ilgili de mutlaka gerekli mekanizmaların devreye girmesi, hükümetin savaş konseptinden vazgeçip tekrar müzakereyle ilgili bir irade koyması gerekecektir." dedi.

'KANDİL'LE BİR TEMAS OLANAĞIMIZ YOK'

"Siz uzun süredir Öcalan'la görüşemediniz ancak, seçim öncesi son görüşmede Öcalan'ın böyle bir öngörüsü var mıydı? Biz PKK'dan gelen Zübeyir Aydar ve Remzi Kartal'ın açıklamalarına baktığımızda PKK içinde bir içsel görüş ayrılığı mı anlamalıyız?" şeklindeki soru üzerine ise Baluken, "Hayır, neticede şu anda Kandil'le bir temas olanağımız yok. Kandil'deki yetkililerin bu konuda ne düşündüğünü öğrenip paylaşma olanağına sahip değiliz. Gerek Aydar ve Kartal'ın yapmış olduğu açıklamalar, örgütsel yapıyı bence devreye koyarak, orada belli tartışmaları yürüterek işlettiği karar mekanizmalarından sonra yapmış olduğu açıklamalardır." karşılığını verdi.

Açıklamanın Kandil'den bağımsız yapılan bir açıklama olup olmadığını değerlendiren Baluken, "O konuda genel örgütsel işleyişi bildiğimiz için böyle ayrıksı şeyin olması gibi bir sonucu çıkarmak mümkün değil." ifadelerini kullandı. "Öcalan'ın seçimden önce yaptığı toplantılarda bu yönde uyarıları vardı." diyen Baluken, "Çünkü Dolmabahçe Mutabakatı ve son 19 Mart'ta yaptığımız toplantıdan sonra AKP bir yol ayrımına gelmişti. Ya süreçle ilgili gerekli adımları atacaktı ya da buradan vazgeçmenin yollarına başvuracaktı. Öcalan bu konuda çok ciddi uyarılarda bulundu, AKP hükümetinin süreçten vazgeçmemesi gerektiği, gerekli adımları atmayla ilgili cesur bir tavır takınması gerektiğini ifade etmişti. Farklı yaklaşımların, AKP'nin çözüm sürecinden geri adım atacak olan yaklaşımlarının kaos ve çatışma açısında hangi riskleri getireceğini de ifade etmişti. Dolayısıyla Öcalan'ın öngörülerinin doğrulandığı süreçten geçiyoruz." diye konuştu.

Terör örgütü PKK'nın şuana kadar elini tetiğe götürmediğine ilişkin açıklamalarının sorulması üzerine de Baluken, "Biz silahların tamamen susması gerektiği kanaatindeyiz. Yani hükümetin operasyonlarını durdurması, KCK'nin çatışmasızlık pozisyonuna dönmesi durumunda Erdoğan ve AKP'nin savaş konsepti üzerinden sonuç almaya çalıştıkları bu oyunun boşa düşeceği kanaatindeyiz. O nedenle silahların ne düzeyde konuşup konuşmadığını tartışmak yerine bu silahların bir an önce susması gerektiğini toplumsallaştırmaya çalışıyoruz." şeklinde konuştu. CİHAN
06 Ağustos 2015 17:11
DİĞER HABERLER