'İfade ve basın hürriyeti temeldir, hukuk kimsenin sopası olamaz'

CHP Ankara Milletvekili Murat Emir, bugün Türkiye'de özgür basının olduğunu söylemenin veya iddia etmenin mümkün olmadığını söyledi. Her gün basına karşı her türlü haksız müdahalenin yapıldığını üzülerek izlediklerini belirten Emir, "Bizim için hangi gruba, kime, hangi nedenle müdahale edildiği önemli değil. Bizim için ifade ve basın hürriyeti temeldir. Bu nedenle de basına karşı hukuk yoluyla yapılacak müdahalelerin veya hukuk dışı müdahalelerin karşısındayız. Hukuk kimsenin sopası olamaz. Hukuk kendi içerisinde çalışmak yasaları uygulamak yasaları hakkı ile uygulamak zorundadır." diye konuştu.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Ankara Milletvekili Murat Emir, Türkiye Büyük millet Meclisi'nde (TBMM) basın toplantısı düzenledi.

'Emeklilikte yaşa takılanlar' sorununun 5 milyondan fazla vatandaşı yaralayan ve kanamaya devam eden bir yara olduğunu kaydeden Emir, "1999 yılında 8 Eylül gününde yürürlüğe giren bir uygulama ile geriye dönük olarak ve kanunların geriye doğru yürümeyeceği ilkesi ihlal edilerek bir düzenleme yapıldı. Kademeli olarak emeklilik yaşı ötelendi." dedi.

Bunun pratik sonucu kademeli de olsa kadınlar için 2048 yılında, erkek çalışanlar için de 2044 yılında 65 yaşında emekli olma sonucunu doğurduğunu anlatan Emir, "Daha önce emekli olmak için kadınlar için 20 yıl, erkekler için 25 yıl çalışma süresi ve bunun ötesinde de 5 bin gün sigortalı olarak çalışma koşulu vardı. Sonrasında bu uygulamaya bir şart daha eklendi ve kişinin bu kanun yürürlüğünden itibaren ve geriye dönük olarak da işe başladığı yaşta gündeme geldi. Bu aslında bir hak ihlaliydi. Emeklilerimiz büyük oranda hak kaybına uğradılar. İşe başladığı andan itibaren emekli olmayı düşünen emeklilik planları yapan çalışanlarımız, bir sabah kalktıklarında emeklilik planlarının 2 ila 15 yıl arasında ötelendiğini şaşkınlıkla gördüler. Bu bir kazanılmış hakkın kanun yoluyla gaspı anlamına geliyordu. Bu çalışanlarımıza yapılan bir eziyettir. Çalışanlarımızın bu eziyetten bir an evvel kurtarılması gerekmektedir." diye konuştu.

"Çocuklarını daha 30'lu yaşlarda milyarder yapanlar, damatlarını 30'lu yaşlarda bakanlık koltuğuna oturanlar, bırakın torunlarını, torunlarının torunlarına yetecek kadar yüklerini tutanlar bu sorunlara duyarsız kalabilir." diyen Emir, "Ama biz bu sorunun sahibiyiz. Gerek meclis içi ve gerekse dışında bu önemli kanayan yarayı gündeme getireceğiz ve bu sorunların takipçisi olmaya devam edeceğiz. Emeklilere yapılacak iyileştirmelerin bir lütuf değil bir hak olduğunu düşünüyoruz. Erken emeklilikte yaşa takılanlar sorununun da bir an evvel giderilmesi için kanuni işlemlerin yapılmasını bekliyoruz bunun öncüsü olacağız." şeklinde konuştu.

İKTİDARIN VE İKTİDARIN ANLAŞTIĞI KANDİL'İN VE İMRALI'NIN SORUNU ÇÖZMEK NİYETİNDE OLMADIĞI ANLAŞILIYOR

Bir gazetecinin, "Güneydoğu'da sıcak günler yaşanıyor. Öğretmenlere mesaj atıldı, bölgeden ayrılmaları noktasında bu neyin habercisi olabilir?" sorusuna Emir, şu cevabı verdi: "Güneydoğu'da neredeyse savaş haline gidiş söz konusu. Her gün acı haberlerle uyanıyoruz. Olağanüstü hal dönemlerini aratır tarzda sokağa çıkma yasakları yaşanıyor. Bize öteden beri güneydoğu sorununun diyalogla demokrasi içerisinde toplumun bütün kesimlerini bu olayın içine çözümün içine katarak ve şeffaf bir şekilde yürütülmesi gerektiğini söylemiştik. Ancak iktidarın ve iktidarın anlaştığı Kandil'in ve İmralı'nın aslında bu sorunu çözmek niyetinde olmadığı anlaşılıyor. Biz CHP olarak hendek siyasetine hendekler üzerinden yapılacak bir Türkiye cumhuriyetine karşı bir kalkışmaya da karşıyız. Ama devletimizin de orada güvenlik ve asayiş sorunlarını ele alırken demokrasi içerisinde hukuk devleti ilkelerini zedelemeden temel hak ve özgürlükleri aşındırmadan bu işlevini yapmasında büyük yarar var. Burada şiddet arttıkça hak ihlalleri arttıkça aslında bu sorunu daha büyükmüş oluyoruz. Kanayan yarayı daha da kanatmış oluyoruz. Bu anlamda herkesin hukuk ve özgürlükler içerisinde kalmalarında yarar var."

"Gazetecilere yönelik ağır şartlar devam ediyor. Hidayet Karaca 1 yıldır tutuklu. Bir dizi senaryosundan tutuklandı. Hem Karaca, hem de diğer gazetecilerin içinde bulunduğu tablo itibariyle nasıl değerlendirirsiniz?" sorusu üzerine de Emir şöyle konuştu: "Artık Türkiye'de özgür basın olduğunu söylemek iddia etmek mümkün değil. Her gün basına karşı her türlü haksız müdahalenin yapıldığın üzülerek izliyoruz. Bizim için hangi gruba kime hangi nedenle müdahale edildiği önemli değil. Bizim için ifade ve basın hürriyeti temeldir. Bu nedenle de basına karşı hukuk yoluyla yapılacak müdahalelerin veya hukuk dışı müdahalelerin karşısındayız. Hukuk kimsenin sopası olamaz. Hukuk kendi içerisinde çalışmak yasaları uygulamak yasaları hakkı ile uygulamak zorundadır. Can Dündar ve Erdem Gül'ün tutuklanması da aslında son derce hukuk dışı bir uygulamadır. Hukuki açıdan ele alınmaya değmeyecek kadar hukuk yanlışlarıyla dolu bir uygulamadır. Ülkemizin demokrasi ve özgürlük sorununun aslında ayrılmaz bir parçası da basın özgürlüğü sorunudur. Bununda sonuna kadar karşısında durmaya devam edeceğiz."
CİHAN
14 Aralık 2015 13:36
DİĞER HABERLER