İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi, Türkiye’de 1980’den bugüne kadar bin 388 kişinin “zorla kaybedildiği”ni açıkladı.İHD tarafından yapılan açıklamada, “Geçmişle Yüzleşme ve Hakikatleri Araştırma Komisyonu” kurulması çağrısı da yapıldı.
İHD Diyarbakır Şubesi, 17-31 Mayıs Uluslararası Gözaltında Kayıplara Karşı Mücadele Haftası nedeniyle bir basın toplantısı düzenledi.Şube Başkanı Abdullah Zeytun, Türkiye 1990’lı yıllarda faili meçhul cinayet ve kaybedilmeler nedeniyle karanlık bir dönem yaşadığında dikkat çekti.
Zeytun, “O dönem itibarıyla gerçekleşmiş suçların etkin ve etkili bir yargılama konusu edilmeksizin, halen de faillerinin korunduğunu, çok çok nadir açılan davalarda da faillerin, beraat ile mükafatlandırıldığını ifade etmek istiyoruz” dedi.
İHD Kayıp Komisyonu Üyesi Fırat Akdeniz ise Hafıza Merkezi ve İHD’nin verilerine göre, 40 yılda bin 388 kişinin zorla kaybedildiğini belirtti.Gerçek rakamın daha fazla olduğunu ifade eden Akdeniz, “Ülkemizde ağırlıklı olarak 1980-2001 yılları arasında olmak üzere bin 388 kişi devletin kolluk güçleri ve ona bağlı paramiliter unsurlar tarafından zorla kaybedildi. Elbette ki gerçek rakamların bunun çok üzerinde olduğunu biliyoruz. Aynı dönem içerisinde ayrıca binlerce faili meçhul siyasi cinayetler işlendi. Bu dönemin askeri, idari ve siyasi sorumluları hiçbir zaman gerçek anlamda soruşturulmadı, yargılanamadı ve hukuk önünde hesap verilmedi” diye konuştu.
Akdeniz, taleplerini şöyle sıraladı:
“Her şeyden önce zorla kaybettirilenlerin akıbetleri ortaya çıkarılmalı ve zorla kaybedilenlerin bulunması, faili meçhul cinayetler sonucu katledilenlerin faillerinin ortaya çıkarılması için devletin tüm arşivlerini açması gerekmektedir.
Toplu mezarların Minnesota Protokolü çerçevesinde usulüne uygun açılması ve faillerin yargı önünde hesap vermesi sağlanmalıdır.
Hükümeti, "BM Kişilerin Gözaltında Kayıptan Korunmaları ile İlgili Uluslararası Sözleşme"yi imzalamaya ve sözleşme gereklerini yerine getirmeye davet ediyoruz.
Türkiye’nin Uluslararası Ceza Mahkemesi’ni kuran Roma Statüsüne taraf olması gerektiğini hatırlatıyoruz.
İçinde bulunduğunuz zaman diliminde en son Cemil Kırbayır dosyasında olduğu gibi geçmişte yaşanmış birçok katliam ve kayıp davaları maalesef bugün zamanaşımına uğramış durumdadır. Yargı mensuplarını, sistematik cezasızlık politikasından vazgeçmeye ve uluslararası belgelere göre insanlık suçu olan tüm kayıp vakaları konusunda etkin bir yargılama yürütmeye, uluslararası sözleşmeler uyarınca bu suçlar için zamanaşımı hükümlerini dikkate almamaya çağırıyoruz.
Bu topraklarda bir daha benzer acıların yaşanmaması, hakikatlerin ortaya çıkarılması ve toplumsal barışın tesisi için “Geçmişle Yüzleşme ve Hakikatleri Araştırma Komisyonu” kurulmasını talep ediyoruz. “