İki çocuğu savaşta ölen Çeçen anne, 16 gündür nezarethanede

İSTANBUL (CİHAN)- Beş yıldır Türkiye'de bulunan Rus-Çeçen savaşında 2 oğlunu kaybeden ve tek böbrekle yaşam mücadelesi veren 56 yaşındaki Çeçen Arubika Süleymanova, sınır dışı kararı sebebiyle yetkililerden yardım bekliyor. 16 gündür İstanbul Emniyet Müdürlüğü Yabancılar Şube Müdürlüğü'nün nezarethanesinde bulunan Süleymanova'nın iade edilmesi durumunda Çeçenistan yönetimi tarafından zarar verilebileceği ifade ediliyor.

2006 ve 2012 yıllarında iki oğlunu Rus-Çeçen savaşında kaybeden Arubika Süleymanova, eşi ve çocukları ile birlikte Türkiye'ye sığınmıştı. 2012 yılından beri İstanbul'da oturma izni alarak yaşayan Arubika Süleymanova hakkında sınır dışı kaydı yapılmış. Tek böbreği alınan, şeker ve iç hastalığı bulunan Süleymanova 17 Şubat tarihinden beri Kumkapı'daki Yabancılar Şube Müdürlüğü'nün nezarethanesinde bulunuyor.

Arubika Suleymanova'nın tek böbreğinin bulunmadığını, kadının şeker ve iç hastalıkları hastası olduğunu söyleyen Avukat Musa Baykal, "Kendisi 17 Şubat'tan beri idari gözetim altında. Bizim mevzuatımıza göre, kişiler genel güvenlik ve genel sağlık bakımından yurt dışına gönderilebilir. Fakat bu olayda bir oyun söz konusu. Bu hanımefendi hakkında yeşil bülten çıkarılmış. Kırmızı en yüksek derece, mavi onun altı. Yeşil bülten ise en alt seviyede olan bir düzeydir. Yani bu bir sorgulamadır. Ankara'dan bir tahdit konulmuş. Güvenlik açısından bir tehlike oluşturuyor diye. Bunu yapan Kadirov yönetimi. Neden bunu yapmış. 1999 yılında Çeçenistan'dan ayrılan bu aile önce Azerbaycan'a daha sonra ise Türkiye'ye geliyor. Ve iki tane oğlu Kafkasya'da şehit olmuş. Bundan dolayı da Çeçenistan yönetimi bir kanun çıkarmış. Buna göre ölen kişilerin akrabalarını da suçluyorlar. Fakat bu kadının bir suçu yok. Yeşil bülten göndermişler. Ben zannetmiyorum devletin üst kademelerinin bundan haberi olsun." dedi.

Konuyla ilgili hiçbir araştırma yapılmadığını dile getiren Avukat Baykal, "Tıbbi verilere göre bu hanımefendinin ya hastanede ya da dışarıda olması lazım. Bunların hiçbirisi söz konusu değil. Dün akşama kadar AİDS hastası, fuhuştan kaydı bulunan insanlarla bir arada kalıyordu. Bu hanımefendinin tek böbreği bulunması sebebiyle sigaralı ortamda bulunmaması gerekir. Biz bunu emniyet görevlilerine yazılı sözlü detaylı bir şekilde açıkladık. Nitekim dün akşam acil servise kaldırmışlar." ifadelerini kullandı.

İdare mahkemesine Suleymanova için sınır dışının iptali konusunda dava açtıklarını söyleyen Baykal, "İkincisi davayı da Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi'ndeki Sulh Ceza Sorgu Hakimliği'ne gözetimin kaldırılması için açtık. Bunların sonucunu bekliyoruz. Fakat bunlara gerek yok. Bu işi topu taca atmaktır. Uluslararası yabancıları koruma kanunu der ki, 'Buradaki yabancı, dışarıda hasım sahibi ise, öldürülecekse, v.s ise bunları üçüncü ülkeye göndermeyiz. İnsani olarak oturma izni verebiliriz. Hastaysa, bakacak kimsesi yoksa da devlet olarak yine bu hakkı tanırız.' Niye bu hak tanınmıyor? Alt ve üst düzey bürokratlarımızı göreve davet ediyorum." şeklinde konuştu.

GEREKİRSE İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ'NE GİDERİZ

Konuya çözüm bulunmaması durumunda İnsan Hakları Mahkemesi'ne gideceklerini söyleyen Baykal, bu da olmazsa görevliler hakkında suç duyurusuna bulunacaklarını kaydetti.

'ÖLÜMDEN SONRA ÇARE YOK!'

Yükselen Türkiye Platformu Koordinatörü Durmuş Çelen ise şöyle konuştu: "Bu olay Rusya'da, Türkiye'de ya da Almanya'da da olabilir. Yaşlı bir insanın hastane gözetiminde tutulması gerekiyor. Bu ülkede bu insanlar var. Artı Türk vatandaşı. Yani kendi evladının yapmış olduğu eylemden dolayı annenin sorumlu olmaması lazım. Sonuç olarak bu kadın yaşlı bir insan olduğu için daha hassas davranılmalı ve acele edilmeli. Ölümden sonra çare yok."
CİHAN
04 Mart 2015 14:38
DİĞER HABERLER