İki devlet başkanının tarihi duruşu...

''Saraydaki şahıs Türkiye'deki bu öğretmenlerin binlercesini terörist diye hapislere attırdı. Bu öğretmenlerin 40 binini, terörist diye Milli Eğitim'den attırdı. Bu öğretmenleri mafyatik yöntemlerle Malezya'dan, Myanmar'dan kaçırıp Türkiye'de hapishanelere attırdı. Bir çok ülkedeki kaçırma tezgahları açığa çıkarılıp önlendi. Aynı şeyleri Kazakistan'da, Kırgızistan'da, Afganistan'da, Güney Afrika'da, Bosna'da, kısacası dünyanın 175 ülkesinde yaptırmak istiyor..''

Anadolu'nun diğer ismi Küçük Asya...



Ahmet Yesevi'nin torunları, Anadolu'yu fethetmeye Büyük Asya'dan geldiler.



İslam'ın büyük alimlerini bakın, çoğu Büyük Asya'da yetiştiler.



Derken yıllar sonra Küçük Asya'da Hizmet hareketi zuhur etti.



Bu sefer, onlar Büyük Asya'ya olan borçlarını ödemek için yollara düştüler.



Yıl 1992'ydi... Kazakistan ve Kırgızistan'da okullar böyle açıldı.



Kazakistan'ın önde gelen entellektüellerinden Oljas Hudaybergenov, şimdiye kadar Kazakistan'daki okullardan 35 bin kazak gencinin mezun olduğunu belirtiyor. Bir şey daha var. Kazakistan'a uluslararası olimpiyatlarda madalya getiren öğrencilerin yüzde 90'ı bu okullardan...



Aynı şey Kırgızistan için de geçerli. Kırgızistan'daki okullar şimdiye kadar 15 bin civarında mezun vermiş. Rakamın Kazakistan'dan düşük olması, Kırgızistan'ın nüfusu küçük bir ülke olmasından...



Halen Kazakistan ve Kırgızistan'daki bu okullarda binlerce öğrenci öğrenim görmeye devam ediyor.



1993'te bu okulları ziyaret eden merhum Turgut Özal, “Yıllar önce Ahmet Yesevi'nin erenleri Anadolu'ya geldiler. Şimdi onların torunları geri döndü” diyordu.



Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev, en başından itibaren bu sürece şahitlik yaptı. Turgut Özal'ı karşıladı, yeni açılan okulları beraber ziyaret ettiler. O tarihten beri bu okulları himaye ediyor Nazarbayev...



Turkiye'deki meşum sürecin başlamasından sonra, Saraydaki şahıs zehirini dünyanın her tarafına sıçratırken Kazakistan'a da gitti.



Nursultan Nazarbayev gibi, Sovyet döneminde de rüştünü kanıtlamış tecrübeli bir devlet adamını yalanlarıyla kandırabileceğini hayal etti. Ama 2015'te eli boş döndü Kazakistan'dan...



Kırgızistan Cumhurbaşkanı Almazbek Atambayev de 1990'lı yıllardan beri ülkesi Kırgızistan'daki okulların hikayesini bilen bir devlet adamı... Saraydaki şahıs, 2014'te ve 20015'te Atambayev'e çok baskılar yaptı. Ama gerçek bir Kırgız evladı olanAtambayev, duruşu ve sözleriyle Saraydaki şahsı hüsrana uğrattı. Saraydaki şahsın geçici vaatlerine itibar etmedi. Ülkesindeki okulları korudu.



Bana göre yaşadığımız bu tarihi sürecin, tarihe geçen sözlerinden biri Kırgızistan Cumhurbaşkanı Almazbek Atambayev'e ait şu ifade oldu:


Bu öğretmenlere terörist diyen gidip doktora görünsün...”



Evet, Saraydaki şahıs Türkiye'deki bu öğretmenlerin binlercesini terörist diye hapislere attırdı. Bu öğretmenlerin 40 binini, terörist diye Milli Eğitim'den attırdı. Bu öğretmenleri mafyatik yöntemlerle Malezya'dan, Myanmar'dan kaçırıp Türkiye'de hapishanelere attırdı. Bir çok ülkedeki kaçırma tezgahları açığa çıkarılıp önlendi.



Aynı şeyleri Kazakistan'da, Kırgızistan'da, Afganistan'da, Güney Afrika'da, Bosna'da, kısacası dünyanın 175 ülkesinde yaptırmak istiyor...



Keşke devlet başkanlarıyla bu görüşmeleri yaptığı odaların duvarları dile gelse ve Saraydaki şahsın düştüğü zilleti, işittiği azarları bütün dünya duysa... Yetmiyor, bir daha gidiyor. Aynı zilleti bir daha yaşıyor, aynı azarları bir daha işitiyor.



Bütün bunlar, büyük maddi imkanlar vaad ettiği, ama sonuç alamadığı bir devlet başkanı için “Bu adam satın alınamaz” deyişi, bir gün tarihe mal olacak elbet...



Geçenlerde bir daha Kazakistan'a gitti. ABD Başkanı Barack Obama'ya kurduğu tuzağın aynısını Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev'e kurmaya kalkıştı. Kameralar önünde, “Anlaştık, bunları beraber bitireceğiz” dedi.



Obama'ya da kendince öyle tuzak kurmuştu. Obama'nın “Mesajı aldım” dediğini iddia ediyordu. Ve Beyaz Saray tarihinde yalanlanan ilk Türkiye Başbakanı olarak tarihe geçti.



Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev bir kaç gün önce basın toplantısında dünyaya ilan etti: “Bu öğretmenler suçlu değil, ben onlara hiç bir kötülük yapamam...”



İki yıl önce hayat hikayesini ve anılarını kapsayan bir kitapta okumuştum. Nursultan Nazarbayev'e ismini babaannesi koymuş. Allah'ın 99 ismi arasında yer alan Nur ve Sultan isimlerini birlikte torununa verirken o zaman hocalara danışmış, acaba yanlış mı yapıyorum diye... Çünkü Kur'an-ı Kerim'de bu iki ismin birlikte geçmediğini biliyormuş.



Nursultan Nazarbayev, bu hikayeyi bizzat kendisi anlatıyor. İşte böyle bir devlet adamı Nursultan Nazarbayev... Sıfırdan kurduğu yeni başkent Astana'da Nazarbayev'in oturduğu Beyaz Saray büyüklüğündeki Başkanlık Sarayı'na bakın, bir de Saraydaki şahsın bin 1000 odalı israf sarayına... Aradaki farkı gösteren en güzel manzara budur.



Fethullah Gülen Hocaefendi ve Hizmet hareketinin temsil ettiği İslam'ı da, Saraydaki şahsın radikal gruplara kol kanat geren İslam anlayışını da çok iyi bilen bir devlet başkanı Nazarbayev... Bir tarafta, 25 yıldır ülkesinde bizzat gördüğü Hizmet'e gönül vermiş öğretmenler ve onların yetiştirdiği 35 bin Kazak genci... Diğer tarafta ise, Türkiye'yi IŞİD ve benzeri radikal örgütlerin limanı haline getiren, Orta Asya ülkelerinden IŞİD'e katılan elemanları için bir istasyon görevi yapan, Saraydaki şahsın halifelik düzeni getirmek istediği Türkiye...



Geçenlerde Irak Başbakanı açıkladı. Musul'un düşmesinden sonra esir alınan IŞİD mensuplarının yarısı Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları... Sayıları 500...



Bunlar nasıl IŞİD'e katıldılar? Bütün dünya biliyor. Türkiye'den binlerce genç, bugün Türkiye'yi esir almış zihniyetin zehirlediği bir İslam anlayışı ile bu radikal akımlara kapıldılar.



Evet bir tarafta, bütün dünyada insanlığa eğitimli ve ahlaklı gençler armağan etmek isteyen bir Hizmet, diğer tarafta gençleri radikal akımlara sevk eden, onları terörün kucağına iten Saraydaki şahıs ve ekibi...



Dünya aradaki farkı ayan beyan görüyor. Kim dünyaya terörist ihraç ediyor, kim eğitim ordusuyla terörün panzehiri...



Yalanlarla, dolanlarla hakikatleri 7 milyar dünyalının gözünden kaçırması mümkün değil Saraydaki şahsın...



Elindeki devlet imkanları ve medya gücüyle kurduğu hipnoz mekanizmasını Kazakistan'a, Kırgızistan'a, Afganistan'a, Güney Afrika'ya, Bosna'ya kurma hayelleri beyhude gayretler...



Üstelik, sadece yalanları değil, yolsuzlukları ve kara para ağı da patlıyor. Rıza Sarraf, kabusu haline gelmiş durumda... Oğlu ve damadı her an Rıza davasına eklenebilir. Çünkü Rıza'nın gerçek patronunun o olduğunu artık herkes biliyor. Rıza onun hayırseveri...



Nursultan Nazarbey ve Almazbek Atambayev de görüyorlar herşeyi... Tarihin en büyük kara para şebekelerinden birini yöneten Rıza Sarraf'a hayırsever, dünyanın 175 ülkesinde eğitim kurumlarına ilham kaynağı olan Fethullah Gülen Hocaefendi'ye terörist diyen bir kafa bu...



Evet, Büyük Asya'nın iki devlet başkanı bu duruşlarıyla hem tarihe geçiyorlar, hem de Küçük Asya'ya bir mesaj veriyorlar...



Küçük Asya'nın yörüngesi Büyük Asya'dır ve Selçuklu'dan, Osmanlı'dan beri yüzü her zaman Batıya dönük olmuştur. Sahte bir halifelik iddiasıyla Suriye batağına çekilen ve bugün dünyaya terör ihraç eder hale gelen Küçük Asya'nın bu esareti uzun sürmeyecek...



Küçük Asya'nın tekrar yörüngesine oturacağından en ufak bir şüpheniz olmasın.



Faruk Mercan

19 Eylül 2017 11:39
DİĞER HABERLER