'İki fay var, ikisi birden kırılırsa kıyamet benzeri olur'

İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Avrasya Yer Bilimleri Enstitüsü MAREM Jeoloji-Sedimantoloji Bölüm Sorumlusu Prof. Dr. Mehmet Sakınç, Marmara Denizi açıklarında kırılmamış iki büyük fay hattı bulunduğunu belirterek, "Biri Tekirdağ açıklarında diğeri de Kumburgaz açıklarında, ne zaman kırılacağı belli değil. 7.2 ve 7.4 civarında bekleniyor" dedi.
Sevinç-Erdal İnönü Vakfı tarafından yürütülen Marem projesi (Marmara Denizi'nin Değişen Oşinografik Şartlarının İzlenmesi) kapsamındaki 'Her Yönüyle Marmara Denizi' çalışmaları hakkında, Tekirdağ'da toplantı düzenlendi. Yelken Kulüp'te düzenlenen toplantıda konuşan İTÜ Avrasya Yer Bilimleri Fakültesi'nden Prof. Dr. Mehmet Sakınç, Marmara Denizi açıklarında kırılmamış iki büyük fay hattı olduğunu belirtti. Prof. Dr. Mehmet Sakınç, şunları söyledi:

"Marmara'da kırılmamış iki büyük fay var. Biri Tekirdağ açıklarında, diğeri de Kumburgaz açıklarında. Ne zaman kırılacağı belli değil. 7.2 ve 7.4 civarında bekleniyor. Yaptığımız incelemede 250 yıllık bir döngü var. Bu döngü doldu. Büyük depremden 250 yıl geçti. Her an olabilir. Bu iki fay aynı anda yıkılırsa kıyamet kopar. Kıyamet benzeri bir olay olur. Kıyamet-i Suğra diye bir olay var. Yani bu 1800'lü yıllarda tsunami nedeni ile dalgaların surları aştığı, Haliç'te sandalların battığı şeyler söyleniyor. Zaten son yapılan bu 2500 yıllık Yenikapı çalışmalarında tarihlenen deprem buluntuları ki önemli buluntulardır onlar, orada birçok tsunami izine rastlamak mümkündür."

'ERGENE, MARMARA'YA AKACAK'

Marmara Denizi'ndeki kirliğe dikkat çeken Marem Proje Lideri Levent Artüz ise "1054 yılından beri Marmara Denizi'nde araştırmalar devam ediyor. Dünyada en uzun soluklu deniz izleme projesi. Bundan başka uzun soluklu başka bir proje yok. Yaz ve kış dönemlerinde Marmara'yı inceliyoruz. 252 istasyonda 163 parametreyi ölçüyoruz. Sonra ise modelleme yapıyoruz. Marmara'da 1272 metre derinliğe kadar inceliyoruz. Tüm derinliklerde kimyasal inceleme yapıyoruz. Canlı ve jeolojik çalışmalar yapıyoruz. Çalışmalara yerli ve yabancı 18 üniversite katılıyor. Bütün sonuç ve çalışmalar kirlenmede birleşiyor. Bölgenizde yapımı süren Ergene derin deşarjı Aralık'ta hizmete başlayacak. Aralık'ta dünyanın en kirli nehri Marmara'ya akacak. Marmara'nın kurtuluşu kalmayacak. Kirlilik Marmara'yı kilitleyecek" dedi.

'BİRİNCİ SIRADA SİGARA FİLTRESİ ÇIKTI'

Levent Artüz, Marmara kıyısındaki 17 halk plajında kirlilik incelemesi yaptıklarını ve sonuçların gerçekten vahim olduğunu söyledi. Artüz, "Seçtiğimiz 17 plajda 10 metrekarelik replika ile makro plastikleri yani 5 milimetrenin üzerinde olan plastik parçalarını inceledik. Sonuçlar hakikaten korkutucu. Buralarda nelere bakıldı? Yassı plastikler, uzamış ipliksi plastiklere bakıldı. Pet şişe ve kapaklarına bakıldı. Kütlelere bakıldı. Plajlarda yapılan incelemelerde birinci sırada sigara filtresi çıktı. İkinci sırada çok önemli bu, çerez poşetleri bulundu. Üçüncü sırada poşet parçaları, ben bunların birinci sırada olacaklarını düşünüyordum. Dördüncü sırada pet şişe ve kapakları vesaire çıktı. Beşinci sırada ise plastik pipetler çıktı. Çok ciddi miktarda pipetler var. Altıncı olarak balık ağları ve av malzemeleri bulunuyor ve sıralamada tıbbi malzemeden tutun da kömür cürufuna kadar materyaller ile liste uzayıp gidiyor" diye konuştu.

EN KÖTÜ DURUMDAKİ PLAJ MENEKŞE PLAJI

Artüz, yaptıkları geniş kapsamlı çalışmalardan çıkan sonuçlara göre plajların kirlilik durumunu da açıkladı. Artüz, "En kötü durumdaki plaj Menekşe Plajı çıktı. En iyi olan plajı da söyleyeyim. En iyi durumdaki plaj da Hamzaköy Plajı çıktı. Her plajda 10 metrelik alandaki kumsaldan örnekler alınarak incelendi ve bu sonuçlar çıktı. Burada, bulunduğumuz bölgedeki Kumbağ Plajı ise kötü durumda değil, Şarköy Plajı'ndan daha iyi durumda ve sıralamada dördüncü sırada yer alıyor" dedi.

Sputnik
21 Eylül 2018 00:36
DİĞER HABERLER