AKP'nin, seçim mevzuatına ilişkin çalışmalarını büyük ölçüde tamamladığı belirtiliyor.
Seçim Yasası ve Siyasi Partiler Yasası'nda değişiklik içeren düzenlemelerle ilgili pakete, ittifak ortağı MHP ile son biçimi verildikten sonra muhalefet partilerinin görüşüne sunulması planlanıyor.
Bu paket, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın açıkladığı "İnsan Hakları Eylem Planı" içindeki taahhütler arasında da yer alıyordu.
AKP'nin önerisinde seçim barajının yüzde 10'dan yüzde 7'ye düşürülmesi, seçildiği partiden istifa eden milletvekilinin, Meclis komisyonlarında temsilinin engellenmesi, seçim bölgelerinin 7'şer milletvekilinden oluşacak şekilde daraltılması, Hazine yardımı almak için gerekli olan oy oranının ülke barajına eşitlenmesi öngörülüyor.
BBC Türkçe'den Ayşe Sayın'ın haberine göre, AKP Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı'nın başkanlığındaki parti içi komisyonda, Seçim Yasası ve Siyasi Partiler Yasası'nda yapılacak değişikliklerle ilgili ana çerçeve belirlendi. Yapılan çalışmanın çok kapsamlı olmayacağı, 15-20 maddelik bir değişiklik planlandığı belirtiliyor. Ancak MHP'nin önerileri doğrultusunda yapılacak değişikliğin kapsamının genişlemesi de mümkün.
AKP'nin çalışmasında en önemli düzenlemelerden birisini halen seçimlerde yüzde 10 olarak uygulanan ülke barajının aşağı çekilmesi oluşturuyor.
Buna göre, barajın düşürülmesi konusunda görüş birliği oluşurken, çalışmalar sırasında barajın tamamen kaldırılması önerisi dahil, birkaç seçenek tartışıldı. Barajın tamamen kaldırılması halinde, küçük muhalefet partilerinin kendi başlarına seçime girmeye yönelebileceği, böylece millet ittifakının da güç kaybedebileceği hesabı yapılsa da, bu öneri kabul görmedi. Bu nedenle yüzde 5 ya da 7 seçenekleri üzerine simülasyonlar yapıldı ve MHP'nin de itiraz etmemesi halinde barajın yüzde 7 olarak düzenlemeye konulması görüşü benimsendi.
Haberde aktarılana göre, seçim barajına ilişkin oranın belirlenmesinde "tek başına seçime girecek küçük partilerde ümitsizlik yaratmayacak, ama bazı partilerin de potansiyelinin üzerinde oy alma sonucu doğurmayacak" oran arayışı etkili oldu. AKP kulislerinde, "potansiyelinin üzerinde oy alan parti" olarak HDP görülüyor. HDP'nin gerçek oyunun "yüzde 6-7 dolayında olduğu" düşünülüyor ve muhalif seçmenin, barajı geçmesi için kendi partisi yerine HDP'ye oy verme davranışı sergilediği düşünülüyor.
AKP'li üst düzey bir yönetici, seçim barajı oranının belirlenmesindeki kriteri şöyle anlattı:
"Baraj HDP'yi gereksiz büyüttü. Eğer baraj yüzde 7 olsaydı, HDP'nin yüzde 10'un üzerine çıkması mümkün değildi. HDP'nin oyunun artması AK Parti'ye zarar veriyor. Baraj yüzde 7 olduğunda, emanet oylar da esas partisine dönecektir. Barajın yüksek olması küçük partilerin seçmenleri için de ümitsizlik yaratıyor. Onun için kendi partisi yerine parlamentoya girebileceğini düşündüğü başka partiye yöneliyor. Türkiye'nin şartları da dikkate alınarak yüzde 7 olması yönünde bir görüş oluştu."
AKP'nin ilk çalışmasında, küçük muhalefet partilerinin muhalefet bloğuna kaymasını önlemek için "ittifak içi baraj" konulması da tartışılmış. Ancak, böyle bir barajın cumhur ittifakı içinde yer alan partileri de olumsuz etkileyeceği düşünülerek, vazgeçilmiş. Bunun yerine, ittifak oylarının dağılımında değişikliğe gidilmesi düşünüldüğü ifade ediliyor.
Yine bir başka detay olarak, CHP'nin muhalefet ittifakın büyük bileşeni olarak artık oyları alarak geçmişte milletvekili çıkaramadığı İç Anadolu Bölgesi dahil, birçok yerde milletvekilliği kazandığı hesaplanarak, yeni seçim sisteminde, ittifak oylarının önce oy oranlarına göre partilere dağıtılması görüşü ön plana çıktı.
AKP yönetimi, ülkenin, seçilecek milletvekili kadar seçim bölgesine, yani 600 bölgeye ayrılmasını içeren "dar bölge" sisteminden, MHP'nin karşı çıkması nedeniyle vazgeçti. Ancak her seçim bölgesinin 5 milletvekilinden oluşmasını öngören "daraltılmış bölge" sistemi esnetilerek, MHP'nin de benimseyebileceği yeni bir formül üzerinde çalışıldı.
Büyükşehirler hariç, birçok ilin 5 veya 7 milletvekili çıkardığı düşünülerek, her seçim bölgesinin 7 milletvekilinden oluşması öngörüldü. Böyle bir düzenleme yapılması halinde, İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyükşehirlerde, partinin daha fazla milletvekili kazanacağı hesaplandı. AKP'de, MHP'nin bu öneriye de karşı çıkması halinde, mevcut sistemle devam edileceği belirtilirken, "Seçim sisteminin her hali bize zaten yarıyor. Dar ve daraltılmış bölgeden daha karlı çıkıyoruz, ama MHP itiraz ederse mevcut sistemle de devam edilebilir" görüşü dile getiriliyor.
24 Haziran 2018 seçimlerinde İYİ Parti'nin seçime girme koşulunu sağlamak için CHP'nin 15 milletvekilini ödünç vermesi nedeniyle, muhalefetin benzer yöntemi yeniden kullanmasını önlemek için seçime girme yeterliliğinin yeniden düzenlenmesi de gündeme gelmiş, hatta MHP Lideri Devlet Bahçeli, milletvekili transferinin önlenmesi için yasal düzenleme çağrısı yapmıştı.
Bu kapsamda bir siyasi partinin seçime girme yeterliliğini kazanma koşullarından olan "Meclis'te grubu bulunması", yani 20 milletvekiline sahip olmasına ilişkin düzenlemenin değiştirilmesi tartışılmıştı. Bu konuda başka ülkelerin de uygulamaları incelendi. Bazı ülkelerde, istifa eden milletvekilinin belli bir süre başka bir partiye katılamadığı, bazılarında ise ihtisas komisyonlarında temsilinin engellendiği değerlendirildi.
AKP yönetiminin tercihi, ihtisas komisyonlarındaki üye sayısının, seçimden sonra parlamentoya giren siyasi partilerin sandalye sayısına göre dağıtılması, partisinden istifa eden milletvekilinin komisyonlarda temsilinin engellenmesi yönünde oldu.
AKP'nin çalışmasında, Hazine yardımı koşullarının da yeniden düzenlenmesi düşünülüyor. Buna göre halen yüzde 3 oy alan siyasi partilere Hazine yardımı yapılabilirken, AKP bu oranın, seçim barajıyla paralel olmasını istiyor. Böyle bir durumda, seçim barajı yüzde 7 olarak belirlenirse, Hazine yardımı almak için de en az yüzde 7 oy almak gerekecek. Böylece, küçük partilerin Hazine yardımı alması engellenmiş olacak.