İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarında bugüne kadar 60 binden fazla Filistinli hayatını kaybetti. Ülke bombardımanlar sonucu harabeye döndü. On binlerce insan topraklarını terk etmek zorunda kaldı. Kalanlar ise açlık tehlikesiyle karşı karşıya. Gün geçmiyor ki bir çocuk ya da yetişkin açlıktan öldüğü haberi gelmesin veya dağıtılan yiyecekleri almak isterken İsrail askerlerinin ateşi sonucu yaşamını yitirmesin.

Giderek artan bir şeklide aktivistler, sanatçılar, akademisyenler ve bizzat yakınları Holokost’a uğramış İsrailliler, yapılanları “soykırım” olarak nitelemeye devam ediyor. Dünya kamuoyunda oluşan tepkiler sonrası birçok Avrupa ülkesi de Gazze’ye havadan yardım göndermeye başladı. Türkiye ise Gazze’de ölümler devam ederken İsrail’le ticarete devam ediyor. Muhalefet partileri ve STK’lar sık sık Erdoğan’ın bir taraftan Filistin’e destek gösterileri yaparken diğer yandan İsrail ile ticarete devam etmesini eleştiriyor.

Önceleri İsrail’e destek veren Batı’da durum tersine dönmeye başladı, önemli gelişmeler yaşanıyor; giderek artan sayıda üst düzey hükümet yetkilisi, STK ve akademisyen; İsrail’in Gazze’de devam eden askeri operasyonunun soykırım anlamına geldiğini ilan etmeye hazırlanıyor

Dünya kamuoyunda bu gelişmeler yaşanırken; Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Büyük Daire’de görülen Yalçınkaya ve Yasak davalarında AKP hükümetinin avukatlığını yapan Stefan Talmon, “Gazze’de soykırım yok. Savaş suçu ile soykırım suçu arasında fark vardır.” açıklamasında bulundu.

Euronews’e röportaj veren Avukat Stefan Talmon, İsrail’in suçu işleme niyetine dair yeterli kanıt olmadığını savundu.