''4 Kasım 2019’da yapılacağı defaatle söylendiği halde müteakip seçimin 24 Haziran’a alınmasında yegane faktör doların, faizlerin, enflasyonun son sürat tırmanışa geçmesi, hasılı ekonomide bozulan dengeler belirleyici oldu.''
Semih Ardıç / Tr724
3 Kasım 2002 seçiminde yüzde 34,3 ile 367 milletvekili çıkardığına kendisi de şaşıran Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) o gün ekonomik krizin ekmeğini fazlasıyla yemişti.
2001 krizinde işini kaybeden milyonlar, kepenk indiren esnaflar, traktörüne haciz konan çiftçiler yeni bir umut olarak AKP’ye sandıktan birinci çıkarmıştı. Ekonomi dersinden sınıfta kalan iktidarı cezalandıran halk mührü AKP’ye vermişti.
2007, 2011 ve 2015 (7 Haziran, 1 Kasım) milletvekilliği seçimlerinde de ekonomi yer yer dalgalansa da iktidar partisi AKP’ye Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) ekseriyeti kaybettirecek boyutlarda hiç gerilemedi. Ta ki 24 Haziran 2018 Pazar günü yapılacak seçime kadar…
EKONOMİDE DENGELER ALT ÜST OLDU
4 Kasım 2019’da yapılacağı defaatle söylendiği halde müteakip seçimin 24 Haziran’a alınmasında yegane faktör doların, faizlerin, enflasyonun son sürat tırmanışa geçmesi, hasılı ekonomide bozulan dengeler belirleyici oldu.
AKP lideri Recep Tayyip Erdoğan’ın küçük ortağı Milliyetçi Hareket Partisi’nin Genel Başkanı Devlet Bahçeli 15 Nisan’da, “Bu şartlarda seçimin 2019’da yapılmasına imkân ve tahammül kalmamıştır.” beyanı ile daha ziyade ekonominin perişan halini tarif etti.
Bahçeli bu hamle ile Erdoğan’a mealen şu mesajı verdi:
“İşler iyi gitmiyor.
Hazır tekne kazıntıları ile halka biraz seçim rüşveti dağıtıp çatırdayan köprüden karşıya geçtik geçtik. Öbür ihtimali düşünmek bile istemezsin!”
15 Nisan’dan bu yana dolar 30 kuruş arttı. Faiz artışı yüzde 1 puanı geçti. Borsa yüzde 8’den fazla geriledi. Bu da gösteriyor ki Bahçeli’nin endişe ettiği kadar ‘kusursuz bir fırtına’ geliyor.
ÇİFTÇİYE KREDİ VERMEYEN ZİRAAT BANKASI ELDE KALAN KONUTLARI SATACAK
AKP mesajı aldı ve devlet imkânlarını lehine kullanarak ekonomide bozulan makro göstergeleri örtbas edebilmek ümidi ile her gün ekonomik bir vaat açıklıyor. Piyasanın talimatla düzlüğe çıkarabileceği zannediliyor.
Başbakan Binali Yıldırım 7 Mayıs’ta bankaların elde kalan daireleri eritmek için Ziraat Bankası önderliğinde kampanya başlatacağını söyledi. Çiftçi kredi bulamadığı için sütleri Ziraat şubesinin önüne dökse de iktidar bildiğini okuyor.
Devletin çiftçiyi desteklemesi için kurduğu Ziraat müteahhitin satamadığı dairelerin çığırtkanlığını yapacak.
Faizler artarken bir ya da birden fazla banka ‘hükûmet seçim kaybetmesin’ diye konut kredilerinde indirim yapacak!
Hafta sonu bile mesai yapıyor devlet. Resmî Gazete’de yayımlanan Bakanlar Kurulu kararına göre konut satışında Katma Değer Vergisi (KDV) yüzde 18’den yüzde 8’e, tapu harcı binde 20’den binde 15’e çekildi.
Vergi ve harç indirimi 31 Ekim 2018’e kadar geçerli olacak.
Vatandaşın geçim derdine düştüğü bir iklimde iktidar partisi hâlâ inşaat lobisini kurtarma telaşında. İmar rantı ile aralarındaki bağı varın siz tahmin edin.
MERKEZ BANKASI’NIN 3 KURUŞLUK KIYMETİ YOK
Beyhude hepsi. Bugün hakke’l-yakin görüldü ki piyasa yalanlara, geç alınan kararlara prim vermiyor.
Merkez Bankası 2,2 milyar dolar likidite sağladı bankalara. Dolar birkaç dakika 3 kuruş düşüyor gibi oldu. Akabinde 4.27 TL’ye geri döndü.
Borsa İstanbul (BIST) 7 Mayıs Pazartesi gününü yüzde 1.69 kayıpla kapattı. On günden beri yeşilden kırmızıya dönen tabelada artık 100 bin rakamı yazıyor. Serbest düşüş hareketinin ne vakit duracağını kimse tahmin edemiyor.
Halka arzlar iptal ediliyor. Olağanüstü Hal (OHAL) rejiminde hapse atılma korkusundan insanlar bildiklerini ve gördüklerini ancak telaffuz bile edemiyor.
Herkes ekonominin her çökebileceğini birbirinin kulağına fısıldıyor. Memlekette hakikati olduğu gibi haber yapacak ne gazete kaldı ne de televizyon.
ALİ BABACAN İLE MAHREM TOPLANTI
Bankacılardan ve patronlar kulübü TÜSİAD üyelerinden müteşekkil heyet, yol göstermesi ümidi ile Ali Babacan’ı mahrem toplantıya davet ediyor. TÜSİAD üyelerinde ‘banka hesaplarına el konulabileceği’ endişesi had safhada.
TÜSİAD cenahı, parti müftüsü Hayreddin Karaman’ın ‘zaruret halinde devletin özel mülkiyete el koyabileceğine’ dair fetvası ile daha da tedirgin olmuş.
THE TIMES: NE HÜR NE DE ADİL, ZIRVA BİR SEÇİM OLACAK
Türkiye’nin böyle bir iklimde seçime gidiyor olması İngiliz The Times Gazetesi’nin de dikkatinden kaçmadı. Times da ekonominin her an çökebileceğine dikkat çektiği analize ‘Ne hür ne de adil, zırva bir seçim olacak!’ başlığını atmış.
Erdoğan’ın artan gıda fiyatları ve Türk Lirası’ndaki düşüşle gelen ekonomik çöküş öncesi gücünü sağlamlaştırmak istediğine dikkat çekilen analizde, “Bir zamanlar büyüyen ve ılımlı AK İslamcı hükümetin istikrarının da göstergesi olan ekonomi çökme tehlikesiyle karşı karşıya.” tespitine yer verildi.
‘YABANCI YATIRIMCI TÜRKİYE’DEN UZAK DURUYOR’
The Times yatırımcının Türkiye’den kaçtığını belirterek şu değerlendirmede bulundu: “Hükümetin giderek artan otoriter yapısından kaygı duyan yabancı yatırımcı ya uzak duruyor ya da piyasadan çekiliyor. Türkiye’nin Avrupalı müttefikleri de, gerileyen demokratik sistem yeniden inşa edilene kadar Avrupa Birliği kapılarının da kapalı kalacağını açıkça ifade ediyor.”
TL’nin erimesinin hemen her sahada belirsizliğe yol açtığını vurgulayan gazeteden şu tespitlerin altını çizdim:
*Türk ekonomisi kırılıyor. Türk lirası bu yılbaşından beri dolar karşısında büyük ölçüde düştü.
*Cumhurbaşkanı’nın (Erdoğan), Merkez Bankası’nın tavsiyesinin aksine faiz oranlarını düşük tutma ısrarı gıda fiyatlarında da keskin artışlara sebep oldu.
*Ucuz kredi özel ve devlet sektöründe inşaat patlaması oluşturuyor, bu da gayrimenkul fazlalığının yakında piyasada çöküşe sebep olacağı ikazında bulunan iktisatçıları endişelendiriyor.
*Türk bankaları ayrıca ABD’nin İran müeyyidelerini delmekle suçlanan Halkbank yöneticisinin (Mehmet Hakan Atilla) mahkûmiyeti sonrası ABD’den gelebilecek yaptırımlara karşı hazırlanıyor.
*‘Anadolu kaplanlarından’ olan Kayseride iş dünyası, Erdoğan döneminin ilk yıllarında parladı, Gülencilere yönelik tasfiyelerden sonra ağır darbe aldı.
*Boydak’a el kondu ve savcılar şirketin yaklaşık 1 milyar dolarlık malvarlıklarını Türkiye’nin devlet fonuna yönlendirme arayışında.
*Çok sayıda yerli şirket sahibi de hapiste.
DÜNYANIN EN MUTEBER GAZETELERİ TÜRKİYE’NİN ÇÖKÜŞÜNÜ YAZIYOR
Türkiye’de hukuktan uzaklaştıkça yatırım ikliminin nasıl bozulduğunu gayet berrak bir şekilde ortaya koymuş The Times.
Son bir haftada The Times gibi muteber gazetelerde ‘Erdoğan’ın Türkiye ekonomisini büyük bir felakete sürüklediğine’ dair onlarca haber ve makale çıktı. Almanya’da Die Zeit ve Die Welt, Der Spiegel, İngiltere’de Financial Times, Amerika’da New York Times…
Maalesef Türkiye siyasî ve iktisadî sahada büyük bedeller ödeyerek geldiği seviyeden geriye gidiyor.
Erdoğan’ın kazanması halinde o kayıplar katlanacak. Kendisi 6 Mayıs Pazar günü İstanbul’da bizzat ifade etti bu hakikati: “Yaptıklarımız yaşadıklarınızdır. Yaşadıklarınız yapacaklarımızın teminatıdır.”