‘Terör örgütü yöneticisi ve casusluk' suçlamasıyla tutuklanan eski AK Parti İzmir Milletvekili İlhan İşbilen, yaşadığı zulmü bir mektupla anlattı.
İşbilen, tutuklu bulunduğu Sincan Cezaevi'nden yazdığı mektupta, AK Parti'den istifa ettiği için kendisinden intikam alındığını belirtti. Böylece, eski ve yeni milletvekillerine “söz dinlemezseniz sonunuz böyle olur” mesajı verildiğini aktardı. Eski vekil ayrıca soruşturmayı yürüten Savcı'yı da eleştirdi. Geçmişte birilerinin kendisine yapıldığına inandığı haksızlıkların intikamını kendisinden aldığını öne süren İşbilen, “Oysa suçta ve cezada evrensel bir hukuk ilkesi vardır. Birini yaptığı hatadan dolayı aynı gruptan ve milletten insanları sorumlu tutmak ancak ilkel kabilerde görülecek bir ilkelliktir. Zulüm aracına dönüşen hukuktan bir beklentim yoktur.” ifadelerini kullandı.
İşbilen, avukatları aracılığıyla gönderdiği dört sayfalık mektubunda yaşadığı süreci tüm ayrıntılarıyla ortaya koydu. Geçtiğimiz aylarda defalarca yurt dışına çıkış yaptığını hatırlatan İşbilen, yurt dışına kaçabileceği endişesi ile hakkında tutuklama kararı verilmesiin hayatın olağan akışına aykırı olduğunun altını çizdi. "Suç işledim ya da tutuklanacağım endişesi taşımış olsam Türkiye'ye dönmezdim" hatırlatmasında bulundu. Savcının, ülkede kalmasını 'işlerini görmek ve sürdürmek' şeklinde izah etmesinin de akıldışı bir yaklaşım olduğunu dile getirdi. Teknolojinin bu denli geliştiği bir dönemde insanların işlerini sadece fiziken takiben etmesine de gerek olmadığını kaydetti.
“KADERİN MAHKUMUYUM”
Eski AK Partili Milletvekil, bazı dar görüşlü insanların kendisini nefsinin peşinde koşan ve siyasi hesapları olan biri zannettiğinden yakındı. Şöyle devam etti: “Oysa ben de Üstadım gibi milletimin selameti yolunda mücadele etmeyi önemli bir görev bildim. Bu yolda tüm mal varlığımı vakfettim. İnsanlığa adadım. Ömrümde Türk milletinin imanını korumak ve kurtarmaya çalışmakla geçti. Neticede benimle ilgisi olmayan iddialar ve suçlamalardan dolayı mağduren burada tutuluyorum. Bu nedenle ben kaderin mahkumuyum. İnsanlardan ve zulüm aracına dönüşen hukuktan bir beklentim yok. Allahın takdirine razı oldum. O çıkmamı dilerse beni burada kimse tutamaz.”
ARINÇ VE ÇELİK'E MESAJ VERİLİYOR
İşbilen, birilerinin siyasi hesaplaşmaları ve algı çalışmalarına kurban seçildiğini de kaydetti. Tutuklaması ile eski Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, eski Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik ve farklı düşünen isimlere açık bir mesaj gönderildiğini iddia etti. Suçlu olmadığını ve savcılık tarafından kendisine isnat edilen suçlamaları kabul etmediğine değindi. Mektup, “Nitekim ortaya hiçbir somut delil koyamadılar. Oysa müddei iddiasını ispatlamakla mükelleftir. Tamamen soyut iddialara dayalı bir soruşturma ve tutuklama söz konusu. Soruşturmanın gizliliği gerekçe gösterilerek dosya avukatlara gösterilmiyor. Onlar adeta hayaletle savaşıyorlar. Bilmedikleri delilleri çürütmeye çalışıyorlar. Bu esasen imkansız bir şey.”