''Hafızayı güçlendirmek için maddî ve manevî birçok tedbiri alabilirsiniz. Biz bunlarla birlikte unutulan namazlardan birisini hatırlatmak istiyoruz.''
Cemil Tokpınar / Tr724
İLİM VE DİL ÖĞRENMEK İÇİN MANEVÎ YARDIM: HAFIZA NAMAZI
Hafızanızdan şikâyetçi misiniz?
“Son günlerde çok unutkan oldum” mu diyorsunuz?
Ya da her şeyi daha kolay ezberlemek mi istiyorsunuz?
Yeni bir dil öğrenmeye çalışıyor ve kelimeleri ezberlemekte güçlük mü çekiyorsunuz?
İster öğrenci olup dersleri çok iyi öğrenmeyi, tarihleri, formülleri kolayca ezberlemeyi düşünün…
İster dinlediğiniz sohbetleri, faydalı bilgileri beyninize nakşetmeyi arzu edin…
İster Kur’an’ın tamamını veya bir kısmını ezberlemek için gayret edin…
Hafızanızı güçlendirmek, her şeyi kolayca ezberleyip unutmamak için yapabileceğiniz birçok şey var.
Günümüzde hemen herkes hafızasından şikâyetçidir. İnsanların çoğu, bir konuyu çabuk ezberleyememekten veya öğrendiğini hemen unutmaktan dolayı dert yanmaktadır.
İnsanı ilgilendirmeyen birçok problemi ve haberi merakla izlemek, harama bakmak, ezberleyeceği konuları gereği kadar önemsememek hafızayı zayıflatır.
Hafızayı güçlendirmek için maddî ve manevî birçok tedbiri alabilirsiniz. Biz bunlarla birlikte unutulan namazlardan birisini hatırlatmak istiyoruz.
Bir gün Hazreti Ali (r.a.) Allah Resûlüne gelip Kur’an’ı hafızasında tutamamaktan şikâyet ederek şöyle der:
“Bu Kur’an göğsümden uçup gidiyor. Onu ezberimde tutamıyorum.”
Bunun üzerine Resûl-ü Ekrem Efendimiz (s.a.v.) ona şu tavsiyede bulunur:
“Cuma gecesinin son üçte birinde kalk. O, meleklerin şahit olduğu zamandır. Onda yapılan dualar kabul edilir. Şayet o saatte kalkamazsan, gecenin evvelinde veya ortasında kalk ve dört rekât namaz kıl. Birinci rekâtında Fâtiha ile Yasin Suresini, ikinci rekâtında Fâtiha ile Duhan Suresini, üçüncü rekâtında Fâtiha ile Secde Suresini, dördüncü rekâtında ise Fâtiha ile Mülk Suresini oku. Tahiyyâtı bitirdiğin zaman Cenab-ı Hakk’a güzelce hamd ü senâda bulun. Bana ve diğer peygamberlere de salâvat getir. Erkek-kadın bütün müminler için Allah’tan mağfiret dile. Bu okuduklarının akabinde de şu duayı söyle.”
Efendimizin (s.a.v.) tavsiye ettiği dua, kitaplarda “Hıfz duası” adıyla yer alan duadır.
Hazreti Ali (kerremallahü vechehû) tarif edildiği üzere bunu beş veya yedi gece yapar ve Allah Resûlü’ne gelip şöyle der:
– Ya Resûlallah! Ben daha önceleri dört-beş ayeti bile ezberleyemiyordum. Fakat şimdi kırk ayet kadar ezberleyebiliyorum. Onu okuduğumda da sanki Allah’ın kitabı gözümün önündeymiş gibi oluyor. Yine önceleri bir hadisi duyup tekrar ettiğimde tam ezberleyemezdim. Fakat şimdi hadisleri işitip onları rivayet ettiğimde bir harf bile kaçırmıyorum.” (Tirmizî, Daavât, 114)
Hıfz Duası Şu Şekildedir:
Elhamdülillâhi Rabbi’l-âlemîn. Elhamdülillâhillezî haleka’s-semâvâti ve’l-arda ve ceale’z-zulümâti ve’n-nûr. Elhamdülillâhillezî enzele alâ abdihi’l-kitâb. Sübhânallâhi ve’l-hamdülillâhi velâ ilâhe illâllahü vallahü ekber. Velâ havle velâ kuvvete illâ billâhi’l-Âliyyi’l-Azîm. Sübhânellâhi ve bi-hamdihî sübhânallâhi’l-Azîm. Allahümme salli ve sellim ve bârik alâ Seyyidinâ Muhammedin ve alâ âlihî adede kemâlillâhi ve kemâ yelîku bi-kemâlih.
Allâhümme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ salleyte alâ İbrahîme ve alâ âli İbrahîm. Ve bârik alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ bârekte alâ İbrahîme ve alâ âli İbrahîm. İnneke Hamîdün Mecîd.
Allâhümme salli ve sellim ve bârik alâ Seyyidinâ Muhammedin ve alâ sâiri ihvânihî mine’n-nebiyyîne ve’l-mürselîne adede halkıke ve ridâ nefsike vezinete arşike ve midâde kelimâtike mâ dâme mülküllâhi teâlâ.
Rabbena’ğfirlenâ ve li ihvânine’llezîne sebekûnâ bi’l-îmâni velâ tec’al fî kulûbinâ ğıllen lillezîne âmenû. Rabbenâ inneke Raûfün Rahîm.
Allâhümme’rhamnî bi-terki’l-meâsî ebeden mâ ebkaytenî ve’rhamnî en etekellefe mâ lâ ya’nînî ve’r-zuknî hüsne’n-nazari fîmâ yurdîke annî.
Allâhümme Bedîa’s-semâvâti ve’l-ardı ze’l-celâli ve’l-ikrâmi ve’l-izzetilletî lâ türâm.
Es’elüke Yâ Allâh, Yâ Rahmân, bi-celâlike ve nûri vechike en-tülzime kalbî hıfza kitâbike kemâ allemtenî ve’rzuknî en-etlüvehû ale’n-nahvillezî yurdîke annî.
Allâhümme Bedîa’s-semâvâti ve’l-ardı ze’l-celâli ve’l-ikrâmi ve’l-izzetilletî lâ türâm.
Es’elüke Yâ Allâh, Yâ Rahmân! Bi-celâlike ve nûri vechike en-tünevvira bi-kitâbike besarî ve en-tudlika bihî lisânî ve en-tüferrice bihî an-kalbî ve en-teşraha bihî sadrî ve en-tu’mile bihî bedenî.
Liennehû lâ yüînünî ale’l-hakkı ğayruke ve lâ yü’tîhi illâ ente. Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâhi’l-Aliyyi’l-Azîm.
Bu muhteşem duanın anlamı şu şekildedir:
Hamd Âlemlerin Rabbi Allah’a mahsustur. Hamd olsun O Allah’a ki, gökleri ve yeri yarattı, karanlıkları ve aydınlığı var etti.
O Allah’a hamdolsun ki, kulu Hz. Muhammed’e (s.a.v.) Kitabı indirdi. Allah’ı tesbih ederim, hamd Ona mahsustur. Allah’tan başka ilâh yoktur, Allah en büyüktür. Havl ve kuvvet yüce ve Azîm olan Allah’ındır. Allah, bütün eksik ve kusurlardan münezzehtir. Ona (Kendine mahsus hamdiyle) hamd ederim. Azîm olan Allah, bütün eksik ve kusurlardan münezzehtir.
Allah’ım! Efendimiz Hz. Muhammed’e ve onun âline Allah’ın kemalâtı adedince ve kemaline yaraşır şekilde salât ü selâm et ve bereket ver.
Allah’ım! Hz. Muhammed’e ve Hz. Muhammed’in ailesine, Hz. İbrahim’e ve Hz. İbrahim’in ailesine salât ettiğin gibi salât ve rahmet et.
Hz. Muhammed’e ve Hz. Muhammed’in ailesine, Hz. İbrahim’e ve Hz. İbrahim’in ailesine bereket ihsan ettiğin gibi bereket ihsan et. Şüphesiz ki Sen her bakımdan hamde lâyık ve şanı yüce olansın.
Allah’ım! Hz. Muhammed’e ve onun sair nebi ve mürselîn kardeşleri üzerine Allahü Teâlâ’nın mülkü kaldığı müddetçe, mahlûkatının adedi, Zâtının rızası,arşının ağırlığı ve kelimelerinin mürekkebi adedince salât ü selâm et ve bereket ver.
Rabbimiz! Bizi ve bizden önce iman eden kardeşlerimizi bağışla, kalplerimizde inananlara karşı en küçük bir olumsuz düşünce bırakma. Rabbimiz! Sen çok şefkatli ve çok merhametlisin.
Allah’ım!Beni yaşattığın müddetçe ebedî olarak günahları terk etme hususunda bana merhamet et, beni ilgilendirmeyen şeylerin altına girmekten beni esirge, Seni benden razı edecek şeylere karşı güzel bakmayı bana ihsan et.
Semâvât ve arzı yoktan yaratan, celâl, ikram ve daimî izzet sahibi Allah’ım!
Yâ Allah, yâ Rahman! Senden celâlin ve yüzünün nuru hürmetine, bana öğrettiğin gibi kalbimi kitabının ezberlenmesiyle sürekli irtibatlandırmanı ve benden Seni razı edecek şekilde onu okumakla beni rızıklandırmanı isterim.
Gökleri ve yeri yoktan yaratan, celâl, ikram ve daimî izzet sahibi Allah’ım!
Yâ Allah, yâ Rahman, Senden celâlin ve yüzünün nuru hürmetine, Kitabınla gözümü nurlandırmanı, dilimi çözmeni, kalbimi ferahlandırmanı ve sinemi açmanı ve bedenime amel ettirmeni isterim.
Çünkü hakta bana Senden başka yardım edecek yoktur. Onu da ancak Sen verirsin. Havl ve kuvvet sadece yüce ve azîm Allah’ın elindedir.
(Bu duayı, “Kur’an’ı Hıfz Etme Namazı ve Duası” başlığı altında Fethullah Gülen Hocaefendi’nin Mealli Dua Mecmuası isimli kitabında bulabilirsiniz.)
Uygulamayla İlgili Önemli Hususlar:
Hıfz namazını, perşembeyi cumaya bağlayan gecenin son üçte birinde kılmak en faziletlisidir. Bu vakit imsak vaktinden önceki birkaç saattir. Buna gücü yetmeyen gecenin ilk vaktinde, yani yatsıdan saat 24’e kadar veya gecenin yarısında, yani saat 24 ile 02-03 dolaylarında kılmalıdır. Gecenin bölümleri, yaz ve kışa göre farklılık gösterir. Bunu, kılan kişi belirlemelidir.
Bu namazı üç, beş veya yedi defa Cuma gecesi kılmak gerekir. Namazda okunacak sureler ve yapılacak dua uzun olduğu için elbette çok zaman alacaktır. Fakat bir konuyu ezberlemek ve hafızada tutmak için harcadığımız zamanı düşünürsek bu namaz için harcayacağımız zamanı büyütmemek gerekir.
Arapça okumasını bilenler duayı orijinalinden okurlarsa daha iyi olur. Biz burada bilmeyenleri de düşünerek Türkçe okunuşunu verdik. Ayrıca duadan sonra açıklamasının da okunması ne istediğinin farkında olmak adına önemlidir.
Herkes Yasin, Duhan, Secde ve Mülk surelerini ezberden bilmeyebilir. Bu durumda çözüm olarak ya bilen birisi imam olup cemaatle kılmalı ya da namazda iken Kur’an’ın yüzünden okumalıdır.
Her ne kadar nafile namazları yalnız kılmak faziletli ise de teravih, yağmur, husuf ve küsuf namazları cemaatle kılındığı gibi, müminlere öğretmek ve alıştırmak için tesbih ve teheccüd namazları cemaatle kılınabilmektedir. Hiç kılmamak yerine yukarıdaki dört sureyi bilmeyen kardeşlerimiz cemaatle kılarlarsa inşallah Rabbimiz aynı neticeyi ihsan edecektir.
Namazda Kur’an’ı yüzünden okumak konusunda ise mezheplerin farklı görüşleri vardır. İmam-ı Azam’a göre hafız olmayan bir insanın Kur’an-ı Kerim’i yüzünden okuyarak namaz kılması, namazını iptal eder. Yani namazı böyle bir durumda bozulmuş olur.
İmam- Azam’ın öğrencileri olan İmam Ebu Yusuf ve İmam Muhammed ise mekruh olmakla birlikte yüzüne bakarak okumaya cevaz vermişlerdir (Tahavî, Muhtasar-ı İhtilâfı’l-Ulema, 1/208; Şâşî, Hılyetü’l-Ulema, 2/89). Şafiî, Malikî ve Hanbelî mezheplerine göre ise teravih namazını mushaftan okuyarak kılmak caizdir. Cevaz verenler bunun ancak nafile namazlar için genel bir hüküm olabileceğini ifade etmişlerdir.
Tabii bu şekilde namaz kılarken “amel-i kesir” (namaz içinde namazla ilgisiz çok hareket etmek) sayılabilecek hareketlerden uzak durulması gerektiği şart koşulmuştur. Amel-i kesir de genelde iki şekilde tarif edilmiştir: Dıştan bakan bir insanı namaz kılmadığı kanaatine sevketmek veya namaz içinde mushafı tutup bir yere koyma, sayfalarını açma sonra okuma gibi bu şekilde peşi peşine arada uzun fasıla olmadan yapılan üç harekette bulunmak.
Amel-i kesire düşmeden teravih namazını kılmak isteyen bir kimse önüne rahat görebileceği yüksek bir şeyin üstüne Mushaf-ı şerifi açıp koyarak sayfaları çevirmeye ihtiyaç hissetmeden veya en fazla bir kere çevirerek namaz kılabilir. Nitekim Kur’an’ı bu şekilde okuyabilmek için yapılan Kur’an sehpaları da vardır.
Hıfz namazı da nafile bir namaz olduğu için okunması icap eden sureler Kur’an’ın yüzünden okunabilir.