Gazeteci Hidayet Karaca'nın avukatı Fikret Duran, Karaca'nın tutukluluğu ve süreçte yaşanan hukuksuzluklarla ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu. Duran, Karaca ve merhum Menderes arasındaki benzerliği de değindi.
Silivri Cezaevi’nde tutulan Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca’nın avukatı Fikret Duran, 'silahlı terör örgütü yöneticiliği' suçlaması yöneltilen müvekkiliyle ilgili şiddet unsuru bulunamayınca ‘manevi cebir’ diye uyduruk bir gerekçeye sığınıldığını söyledi. Duran, idam edilen merhum Adnan Menderes’e de aynı suçlamanın yöneltildiğini açıkladı.
Samanyolu Haber’e konuşan Avukat Fikret Duran, Adnan Menderes’in yargılanmasıyla ilgili çarpıcı bir konu gündeme getirdi. Duran, “Hidayet Karaca’ya ‘silahlı terör örgütü yöneticiliği’ itham ediliyor fakat herhangi bir silah yok, şiddet yok, cebir yok. ‘Manevi cebir’ diye yasada olmayan uyduruk bir gerekçeye sığındılar. Yaptığımız araştırmalarda rahmetli Adnan Menderes’in idamının manevi cebir bahanesiyle yapıldığını fark ettik. Adnan Menderes’in yargılandığı ve idam kararı verildiği mahkeme kararında hakimler suç bulamayınca manevi cebire sığınmışlar ve Menderes’i bu şekilde idam etmişler. Tamamen uyduruk, hukukilikten uzak, ön kabule dayalı… Yani ‘sizi buruya gönderen makam böyle istiyor’ şeklinde verilen kararlarla Hidayet Karaca halen tutuklu.” ifadelerini kullandı.
İstanbul Adalet Sarayı’nda 22 Aralık’ta ilk duruşmanın yapılacağını hatırlatan Duran, şöyle konuştu:“Öncelikle Hidayet Karaca hakkında verilen tahliye kararının uygulanması gerekiyor. Çünkü ortada geçerli bir tahliye kararı var. Ondan sonra Hidayet Karaca, tutuksuz ve özgür bir şekilde mahkeme salonuna geldikten sonra bu yargılama yapılabilir. Hukuka aykırı ve esir bir şekilde tutularak bu yargılama yapılamaz. Yargılamayı yapacak olan İstanbul 13 ve 14. Ağır Ceza Mahkemeleri de ‘tabii hakim’ ilkesine aykırı bir şekilde kurulmuş mahkemelerdir. Sulh ceza hakimliklerinden sonra 2015 yılının Şubat ayında HSYK bir karar alarak bu 13 ve 14’ü özel görevli ve yetkili mahkemeleri oluşturuldu. Yine oraya hakimler atandı, belli kişiler atandı. Biz bu kişilerin yapacağı yargılamayı bilmiyoruz. Yargılama başladıktan sonra hakimlerin de taraflı olup olmadığı, bağımsız olup olmadığını gözlemleyeceğiz, ondan sonra tavrımızı belirleyeceğiz.”