İlk kez 8. hükümette durum değişti

AKP, 14 yılda, biri seçim hükümeti olmak üzere tam 8 hükümet kurdu. Bunların 7’sinde ekonominin koordinasyonu ve ilgili kurumlar tek bir isme bağlıyken, ilk kez 8. hükümette bu durum değişti.Bankalar Şimşek’te kalırken, ekonomideki denetim kurumları Canikli’ye bağlandı. Bu durum, ‘para Şimşek’te sopa Canikli’de’ yorumlarına yol açtı

Video: Arşiv


Başbakan Ahmet Davutoğlu döneminde, ekonomiyle ilgili bütün kurumlar ve üst kurullardan sorumlu olan Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Binali Yıldırım hükümetinde koltuğunu korudu ancak görev alanı daraltıldı. 

Şimşek, ekonomiden sorumlu olmasına rağmen sadece Hazine Müsteşarlığı, Merkez Bankası, Ziraat Bankası, Halk Bankası, Vakıflar Bankası ve Kalkınma Bankası'ndan sorumlu olacak.

CANİKLİ'YE BAĞLANDI

Daha önce Şimşek'in sorumluluğunda bulunan ve ekonomi yönetiminin en hayati kurumları konumundaki Sermaye Piyasası Kurulu, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu ile Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu, Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli'ye bağlandı. 

Canikli ayrıca eski Başbakan Yardımcısı Elvan'ın sorumluluğundaki yatırım ortamının iyileştirilmesi, yatırımların ve reformların koordinasyonu ile TBMM ile ilişkileri de yürütecek. 

Şimşek'in sorumluluğundaki dış ticareti finanse eden Eximbank da, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi'nin sorumluluğuna bırakıldı. 

TEK ELDEN YÖNETİLİYORDU

AKP hükümetlerinde, Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı, ekonomik konularda genel koordinasyon görevi yürütüyor. 

Hazine Müsteşarlığı, Merkez Bankası,  Kamu Bankaları, Türkiye Kalkınma Bankası, Türkiye İhracat Kredi Bankası, Sermaye Piyasası Kurulu, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu ve  Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu, aynı isme bağlı çalışıyordu. 

SİSTEM DEĞİŞTİ

Bu kurumlar 58 ve 59. Hükümetlerde Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Abdullatif Şener'e; 60, 61 ve 62. Hükümetlerde Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'a, Türkiye'yi 1 Kasım seçimlerine götüren 63. seçim hükümetinde Cevdet Yılmaz'a, 64. Hükümet'te ise Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek'e bağlıydı. 

65. hükümette ilk kez gerçekleştirilen bu uygulamanın, ekonomide çift başlılık anlamına geleceği ve uygulamada sorunlara yol açabileceği vurgulanıyor. 

SERMAYE FARKINDA

Eski SPK Başkanı Prof. Dr. Doğan Cansızlar, Mehmet Şimşek'in kabineye alınarak uluslararası yatırımcı camiasına mesaj verilmek istendiğini ifade etti. 

Başbakan yardımcılarının görev dağılımı yapıldığında Şimşek'ten birçok kurumun sorumluluğunun alındığını belirtti. 

Cansızlar, bankaların Şimşek'te, denetim ve gözetimin de Canikli'de olacağını kaydetti. Cansızlar, ekonomide hiç kimsenin tek yetkili olmadığını ifade etti. 

Yerli ve yabancı sermayenin olayın farkında olduğunu ifade eden Cansızlar, bu yüzden Türkiye'ye gelmediğini, beklemede olduğunu kaydetti.

OPERASYON ALGISI VAR

MHP Samsun Milletvekili Erhan Usta, Şimşek'in atanmasının uluslar arası camiaya selam vermek için yapılmış atama gibi durduğunu belirtti. 

Piyasada, iş dünyasına yönelik hukuksuz operasyonların hızlandırılması için bu bölünmenin yapıldığı algısının bulunduğunu belirten Usta, “SPK, BBDK, TMSF gibi kurumlar fazla operasyona açık kurumlar olmamalı. 

Bu kurumları hükümetin gözü gibi sakınması gerekir. Bunlar üzerinde oynama gibi durumların piyasada konuşulması bile ekonomiye çok zarar verir” dedi.

KOORDİNASYON ÇOK ÖNEMLİ

CHP Tekirdağ Milletvekili ve Eski Hazine Müsteşarı Faik Öztrak, ekonominin koordinesinin çok önemli bir konu olduğunu vurgulayarak, “Ekonominin koordinasyonu tüm dünyada önemsenir. 

Bir başbakan yardımcılığını ekonomideki kurumlar arasında koordinasyonu sağlamak üzere kuruyorsanız, sonra Merkez Bankası ile Hazine'yi bir tarafa, BDDK ile SPK'yı başka bir tarafa alırsanız bu işin cılkı çıkar” dedi.

YATIRIMCININ KAFASI KARIŞIR

Ekonomide tek elden yönetimin uyum için önemli olduğunu dile getiren Öztrak, şöyle devam eti: 

“Düzenleyici denetleyici kurumlar, para otoritesi, borçlanmadan sorumlu otorite bunlar uyum içinde çalışmalı ki finans sektöründe herhangi bir problem ortaya çıkmasın. 

Zaten bugün kamu bankaları üzerinde ciddi bir yüklenme olduğu, kamu bankaları ile ilgili büyük projelerin finansmanında dışarıdan kaynak temin etmek zorlaştıkça kamu bankalarının kaynaklarına el atıldığı yönünde birtakım eleştiriler var. 

Bir de böyle yaptığınız zaman yatırımcılar bu tabloya baktıklarında kafaları karışacaktır.” 

BU YAPILAN BÜYÜK RİSK

Faik Öztrak, piyasaların bir müddet sonra bu değişikliklerle ilgili olarak gerekli tepkiyi vereceğini ifade etti. 

Türkiye'nin ciddi şekilde sermayeye ihtiyacı olduğu bir dönemde bunun yapılmasının riskli olduğunu vurgulayan Öztrak, “Türkiye'nin cari açıkla birlikte yıllık 250 milyar dolar gibi bir paraya ihtiyacı var. 

Gerekli güveni vermezseniz ne yatırım olur ne de yabancı tasarruflar Türkiye'ye gelir. Bu ise büyümenin yavaşlaması ve işsizlik demektir” dedi

27 Mayıs 2016 07:46
DİĞER HABERLER