İBB Ekrem İmamoğlu, İzmir’de başlattığı seçim çalışmaları kapsamında Antalya'da konuştu. İmamoğlu burada yaptığı konuşmada, çalışma arkadaşlarının Emniyet Müdürlüğü tarafından arandığını ve avukatsız görüşmek istendiğini belirtti. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'a seslenen İmamoğlu, "Hukukçu kimliğinle sor bakalım hangi uygulamaya giriyormuş avukatsız savcı görüşmesi? Bunlar iyice şaşırdılar, bunların yaptıkları inanın şeytanın aklına gelmez şeytanın!" ifadelerini kullandı.
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Cumhurbaşkanı aday adayı olarak çıktığı yolda dördüncü durağı olan Antalya'da konuştu. İktidara yönelik eleştirilerde bulunan İmamoğlu, "'Ekonomi uzmanıyım' diye geçinenler, izledikleri yanlış politikalarda milletin ocağına incir ağacı dikti. Ülkemizin vatandaşlığını ticari bir ürün haline getirdiler. Adalet sistemi çöktü. Meclis artık neredeyse işlevsiz hale getirdiler" dedi.
İmamoğlu, "Aday belirleme kararımızdan telaşlananlar, ön seçim yapacağımızı duyunca daha da paniğe kapıldılar. Çünkü onlar demokrasiyi bilmiyorlar. Ama korksunlar, partimizin önseçim kararı demokrasi devrimidir. Türkiye'ye tek amacı tepeden inme siyaseti dayatmak isteyen zihniyet ön seçimden çok korktu. Zira özgürlük ve demokrasi bulaşıcıdır. Biz milletimize bunu bulaştıracağız" diye konuştu.
İmamoğlu 'Şimdi öğrendim' diyerek çalışma arkadaşlarının Emniyet Müdürlüğü tarafından arandığını ve avukatsız gelmelerinin istendiğini açıkladı. Adalet Bakanı'na seslenen İmamoğlu, "Hukukçu kimliğinle sor bakalım hangi uygulamaya giriyormuş avukatsız savcı görüşmesi? Bunlar iyice şaşırdılar, bunların yaptıkları inanın şeytanın aklına gelmez şeytanın! İmamoğlu kadar başına taş düşsün senin. Akıllarınca beni korkutup yıldıracaklar. Bunlardan var ya şu saçımın kılını yerinden kıpırdatacak kadar korkan onlar gibi olsun" ifadelerini kullandı.
İmamoğlu'nun konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
''EKONOMİ UZMANIYIM' DİYE GEÇİNENLER...'
"Ülkede bütün güzel meziyetleri unutmuş bir iktidar var. Ahlakı, dürüstlüğü, helal lokma yemeyi bir kenara bırakmışlar, 'halka hizmet demek Hakk'a hizmet demektir' düsturunu unutmuşlar, kendileri mevzu bahis oldu mu 'itibardan tasarruf olmaz' diyerek har vurup harman savurmuşlar; vatandaşa gelince 'her şey yasak' diyorlar. Vatandaşın payına onlara göre sadece sabretmek düşüyor. 'Ekonomi uzmanıyım' diye geçinenler, izledikleri yanlış politikalarda milletin ocağına incir ağacı dikti. Tarımı, üretimi, sanayiyi bitme noktasına getirdi. Bu basiretsizlikten Antalya da nasibini aldı. Türkiye'de en fazla gayrimenkul anlamında kira artışının olduğu üç ilden birisi olmuş. Expo alanı gibi bir trajedi yaşamış, her geldiğimde Expo alanının borç yükünü belediye başkanımız paylaşmıştır. İşte bu akıl 'her şeyi ben bilirim' aklıdır. Milletimizin birikimlerini heba eden akıl bu akıl.
'KORKUYORLAR, KORKSUNLAR'
Aday belirleme kararımızdan telaşlananlar, ön seçim yapacağımızı duyunca daha da paniğe kapıldılar. Çünkü onlar demokrasiyi bilmiyorlar. Demokrasiyi bilmiyorlar ve unuttular. Sadece bir kişinin iki dudağı arasından çıkanları demokrasi zannediyorlar. Bu arkadaşlar 'bir kişi ne derse o olur' anlayışındalar. Ama neden korkuyorlar biliyor musunuz? Bizim teşkilatlarımız acaba yarın kalkar da bizim dediğimiz olur' derler mi diye korkuyorlar. Ama korksunlar, partimizin önseçim kararı demokrasi devrimidir. Bu durum bazıları için kabul edilebilir değil, onlar yani Türkiye'ye tek amacı tepeden inme siyaseti dayatmak isteyen zihniyet ön seçimden çok korktu. Zira özgürlük ve demokrasi bulaşıcıdır. Biz bu memlekete özgürlüğü ve demokrasiyi herkese yayılsın, her zihne dağılsın diye bulaşıcı yapmak adına yola çıktık. Milletimize bunu bulaştıracağız. Onlar ülkeyi seçimsiz, sandıksız yönetme hevesleri kursalar da biz onlara bu fırsatı vermeyeceğiz. Gerçek bir demokrasi şöleni yaşayacağız. Halksız siyaset heveslerini kursaklarında bırakacağız. İktidar yoluna çıkıyoruz.
'ŞİMDİ ÖĞRENDİM' DİYEREK AÇIKLADI
Adalet sistemi çöktü. Meclis artık neredeyse işlevsiz hale getirdiler. Bu ülkede herkes adalet istiyor. Onun için işte bütün bu olumsuzluklar ortadan kalksın, bu milletin önü açılsın diye biz yeniden iktidar olmak için kollarımızı sıvadık, yola çıkıyoruz. Biz başarıya yaklaştıkça iktidarın algı operasyonları peş peşe geliyor. Her gün yeni bir şey yaşıyoruz. Büyük bir saldırıyla mücadele ediyoruz. Şimdi de öğrendim ki çalışma arkadaşlarımızı Emniyet Müdürlüğü’nden arayıp 'Savcılık sizi görüşmeye çağırıyor' diyorlarmış. Arkadaşlarımız 'avukatımı arayıp geliyorum' deyince 'avukata gerek yok, görüşecek sadece' diyorlarmış. Ve aranan numara ne yazık ki adliyeye ait bir numara. Bakın arkadaşımız avukatla adliyeye gitmekte ısrar edince daveti yapan polise artık ulaşılmaz oluyor! Allah aşkına bu nedir, çalışma arkadaşlarımı ne için davet ediyorsunuz? Savcının başka işi yok mu? Hani hukuk devletiydik? Buradan Adalet Bakanı'na söylüyorum, hukukçu kimliğinle sor bakalım hangi uygulamaya giriyormuş avukatsız savcı görüşmesi? Bilen var mı ben bilmiyorum, avukatsız savcı görüşmesi diye bir şey duydunuz mu?
'İMAMOĞLU KADAR BAŞINA TAŞ DÜŞSÜN'
Bunlar iyice şaşırdılar, bunların yaptıkları inanın şeytanın aklına gelmez şeytanın! Tek dertleri var, İmamoğlu. İmamoğlu kadar başına taş düşsün senin. Akıllarınca beni korkutup yıldıracaklar. Bu haktan ve hukuktan nasibi almamışlar zannediyorlar ki Ekrem İmamoğlu'nu korkutacaklar... Sesim kısık diye korkacağımızı zannetmiyorsunuz değil mi? Bunlardan var ya şu saçımın kılını yerinden kıpırdatacak kadar korkan onlar gibi olsun. Önce Allah'a sonra milletime güveniyorum. Açıkça diyorum, İmamoğlu olmadan seçime girmek istiyorsun. İmamoğlu olmadan yarış meşru olmaz. Bu yargısal tacizlerle seçim ne özgür ne de adil olur."