İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, Saraçhane'de ortak açıklama yaptı.
İmamoğlu'nun burada yaptığı açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:
*Bazen insanların ya 'Bu da mı yapılır?' diyeceği kadar akla hayale gelmeyen tavırlarla ya da uslüplarla uygulanan birtakım süreçler... Ama bir kısmı var ki bam teli gibi... Ben örneğin linç girişimine uğrayan genel başkanımızın, yargılanma sürecindeki yaşatılan ve yaratılan o acı olayı, Türkiye Cumhuriyeti tarihi açısından büyük bir travma, hukuksal hezimet olarak görüyorum.
*Çok acı bir durum Türkiye'nin ana muhalefet liderine yaratılan bu olayda hiçbir yöneticinin, siyasi partinin çıkıp ortaya (iktidar bileşenlerinden bahsediyorum), bu acı olayı kınamak veya ona karşı bir tavır almak şöyle dursun neredeyse hukuku, adalet sistemini kışkırtan birtakım söylemlerde bulundular.
*Hukuktaki tarafının vahameti açısından bu altı çizilmesi gereken bir olay. Bu zaman dilimine dahil olduğunuzda hiçbirimiz herhalde bunun çok kolay, pamuklar içinde, çok renkli, çok romantik bir diyalogla geçeceğini tahmin ediyorum hayal etmemiştir. Bunun yüksek dozda mücadeleci, yüksek dozda kavgalı geçeceğini düşünmüştür.
*Bir anımı paylaşmak isterim. İsim vermeyeceğim. Sonradan bakan olmuş, milletvekili olduğunda, eskiden de tanıştığım birisiyle, hani hatırlarsanız 2015 Haziran-Kasım seçimleri ve arasında yaşananlar... Haziran ayında seçim olmuştu. Yeni milletvekilleri seçilmişti. O sırada tesadüf oldu. Beylikdüzü Belediye Başkanı'ydım. Ankara'dan İstanbul'a dönüyordum. Yanıma o şahıs oturdu. Tebrik ettim kendisini. Allah utandırmasın başarılar dilerim. Ama bak Türkiye'nin önüne fırsat doğdu. Böylesi yüksek oranlı bir koalisyonun muazzam bir restorasyon dönemi, demokrasinin, hukukun iyileştirilmesi dönemini yaşatabilir. Adım gibi söylüyorum bunu siz yapamazsınız dedim.
'Ya ne diyorsun Ekrem Allahını seversen. Biz daha hırslı geliyoruz, kafa göz yaracağız. Daha büyük kavgalar edeceğiz' demişti. Tabii o iki seçim arasında başka acılar yaşandı. Ama o tarihten itibaren nasıl kafa göz yarmaya gayret ettiklerini, Meclis çatısı altında yaptıkları saldırılarla yaşıyoruz.
*Ülkemizin farklı noktalarda da nasıl tutum aldıklarını da görüyoruz. Bu nerede? Burokraside, hukukta, devletin farklı kademelerinde, atanmış bakanlarında. Çünkü süreç en tepeden aşağıya kadar bu şekilde yapılması yönünde talimat aldıklarını, o gün o kişi bana söylemişti. 'Bize talimat verdi' dedi. 'Daha sert olacağız.' Dedim ya ne biçim konuşuyorsun? Burası boks arenası mı? dedim. Meclis'ten bahsediyoruz dedim.
*Bu yargı kararına imza atan hakim-savcıların çocukları için de çalışacağız. Biz onların çocukları hukuksuzluklarla muhatap olmasın diye de kazanmak zorundayız.
*Bu siyasi kararın karşısında sadece bizim ilişkilerimizi konuşmaya, konuşturmaya çalışan akıl, karar hakkında konuşmuyor.