CHP’nin İBB Başkanı İmamoğlu’nun tutuklanmasıyla başlattığı ‘Millet İradesine Sahip Çıkıyor’ mitinglerinin bu haftaki adresi Pendik’ti. CHP lideri Özgür Özel, Ekrem İmamoğlu’na yönelik ‘telefon’ iddialarına değindi.
Özel, “Buradan bütün Türkiye’ye söylüyorum. Büyük bir yalanla karşı karşıyayız. Anılan telefon, Ekrem Başkan’ın ilk ifadesinde kayda geçirdiği 532 721 03 25 numaralı telefondur. İlk gün söylemiştir. ‘Telefon buldum’ diye sevinen budalalara söylüyorum; Telefonu bulan Graham Bell bile sizin kadar sevinmedi telefonu icat ettiğine. Yalandan delil icat edemezsiniz. Bütün Türkiye’ye ilan ederiz ki; yeni bulunan telefon dedikleri zaten söylediğimiz telefondur, asla ve asla delil durumunu değiştirecek bir şey yoktur. Ekrem Başkan masumdur, ben de kendisine sonuna kadar kefilim.” ifadelerini kullandı.
CHP lideri Özgür Özel’in konuşmalarından satır başları şu şekilde:
Tam 62 gün oldu. Ekrem Başkan’a darbe yapılalı tam 62 gün oldu. Erdoğan, Ekrem İmamoğlu’yla yarışmaktan korktuğu için, onu yenemeyeceğini anladığı için onu hapse atmıştır. İftiralar attılar, hala atıyorlar. Yalanlar söylediler, hala söylüyorlar.
‘560 milyar yolsuzluk var’ dediler. Oysa altı yıldır İstanbul’u yönetiyoruz, altı yıllık bütçe 490 milyar lira. Bu paranın yüzde 60-70’i personel maaşı. Personele hiç maaş vermesen, hiç asfalt dökmesen, hiç çöp toplamasan, hiç su üretmesen ve dağıtmasan, hiçbir hizmet yapmasan 490 milyarın 350 milyarı personel maaşı… Diyorlar ki ‘560 milyar yolsuzluk var.’ Bir lirasını ispat edemediler.
Ekrem Başkan’ı bugün masaya oturup anlaştıkları terör örgütüne yardım etmekle suçladılar ama ispatlayamadılar. ‘Evde kasalar var. Vinç ile çıkacak’ dediler. Bir kumbaranın içinden 4 bin lira bulabildiler. ‘Kurultayda bin 200 telefon dağıtıldı’ dediler. Söyledikleri marka telefon, kurultaydan bir yıl sonra üretildi de Türkiye’ye geldi. Bütün telefonları gösterdik, söylediklerinden bir tanesini bile bulamadılar.
‘Garajlarda lüks arabaları var Ekrem Bey’in’ diye servis ettiler, üç gün konuştular. Arabaların MHP’li milletvekiline ait olduğunu görünce sustular, oturdular. ‘Valizde para var’ dediler. Dedikleri valizden rahmetli Kadir Topbaş’tan kalmış jammerler çıktılar. Sustular, hiçbir şey söyleyemediler.
‘Ciddi belgeler var’ dediklerinden, ‘İfadeler ortaya çıkacak’ dediklerinden, ‘Öyle duydum, öyle tahmin ediyorum’ diye ifadeler… Dört ay konuşup, son iki günde aldıkları MASAK raporundan adeta bir boş peçete torbası çıktı. Bir tek ispatta bulunamadılar.
Şimdi bunca yalandan sonra… Bakın 560 milyar; yalan. Lüks araba; yalan. Cep telefonu; yalan. Para kasası; yalan. Bavullarda para taşımak, MASAK raporu… Şimdi çıkmış iki gündür, ‘Telefon bulduk’ diyorlar. Hangi telefonu buldun? Diyorlar ki ‘Bir eve gidildi. O evde bir telefon bulundu. Bu Ekrem İmamoğlu’nun gizli telefonuydu.’
Utanmadan, sıkılmadan. İki gündür ‘Telefon bulduk, telefon bulduk.’ Koca koca gazeteciler, köşe yazarları utanmadan yazıyor diyor ki ‘Efendim telefon bulundu, soruşturma sıfırdan başlayacak. Yeni kanıtlar çıkacak.’
‘Telefon bulduk’ diye söyledikleri telefon, Ekrem Başkan’ın Beylikdüzü Belediye Başkanı’yken kullandığı, İstanbul Büyükşehir’e geçince telefonu Özel Kalem’e yönlendirdiği, kapattığı, bir çekmeceye attığı, beş yıldır hiç arama yapmayan, arandığında Özel Kalem’den çıkıp işlerinin görüldüğü, asla ve asla içinde herhangi bir bilgi, belge, sorun olmayan bir telefonu, şimdi üç gündür-iki gündür algı yönetimi için ‘Telefon bulundu’ diyorlar.
Buradan bütün Türkiye’ye söylüyorum. Büyük bir yalanla karşı karşıyayız. Anılan telefon, Ekrem Başkan’ın ilk ifadesinde kayda geçirdiği 532 721 03 25 numaralı telefondur. İlk gün söylemiştir. ‘Telefon buldum’ diye sevinen budalalara söylüyorum; Telefonu bulan Graham Bell bile sizin kadar sevinmedi telefonu icat ettiğine.
Yalandan delil icat edemezsiniz. Bütün Türkiye’ye ilan ederiz ki; yeni bulunan telefon dedikleri zaten söylediğimiz telefondur, asla ve asla delil durumunu değiştirecek bir şey yoktur. Ekrem Başkan masumdur, ben de kendisine sonuna kadar kefilim.
Şimdi buradan, bu coşkulu meydandan Erdoğan’a bir çağrıda bulunuyorum: Yalanlarla kurduğunuz bu kumpas duvara toslamıştır. İddianameye yazılan iftiralar çürümüştür, tükenmiştir. Millet bu kumpasa razı gelmemiştir, ikna olmamıştır. Bir hata yaptınız, yol yakınken dönünüz. Eğer bu yanlıştan dönersen, sadece yanlıştan dönmüş olursun, özür dilersin. Bu yanlıştan dönmezsen, tarihe darbeci olarak geçiyorsun, cunta başı olarak kalacaksın.