Samanyoluhaber.com yazarı Dr. Ali Demirel her yazısında olduğu gibi yine okuyucularından gelen bir soruyı cevapladı...
BİR SORU-BİR CEVAP
“İman hem nurdur, hem kuvvettir” ne demek?
Soru: “Bediüzzaman Hazretleri’ne ait, “İman hem nurdur, hem kuvvettir.” sözünü açıklayabilir misiniz? Bu cümle bize hangi hakikatleri anlatıyor?” Arzu H.
Evet Üstad Hazretleri ne güzel buyurmuş: İman hem nurdur, hem kuvvettir.
İman nurdur; çünkü nasıl ki, sağlam bir yapıya sahip göz, yeteri kadar ışıkla buluştuğunda maddi dünyamızı aydınlatır. Duru bir gönül ile birleşen iman da manevi dünyamızın aydınlatıcısıdır.
Baş gözü dünyayı, kalb gözü hakikati görür. Göze lazım olan kozmik ışık, kalbe gerekli olan imanın nurudur. Nursuz kaldıklarında ikisi de göremiyor. Gözün görme kusurlarından salim olması, kalbin de manevi hastalıklardan beri olması gerekir. Eğer zaten bu hastalıklardan birisi veya bir kaçı mevcutsa, mutlaka tedavi edilmeleri şarttır.
Işığın derecesine göre görme netleşir. İman ve marifetin derecesine göre de basiret netleşir, eşyanın hakikati görülmeye ve anlaşılmaya başlar. Günah ve gafletle perdelenen gözler, hiçbir şeyi olduğu gibi göremezler. Zayıf iman, ateş böcekleri gibi kendini gösterse bile görücü ve gösterici olamaz.
O’na güven, O’na dayan!
İman kuvvettir; çünkü kendi gücüne dayanan kendisi kadar, O’nun gücüne dayanan ise onu hissedebildiği ölçüde kendini güçlü hisseder. Bu durum özgüven tabiriyle ifade edilen halin yokluğu demek değildir. Allah’a güvenmek kesinlikle kendine güvensizlik değil, bilakis Allah’tan dolayı güvensizliğin yok olması halini ifade eder.
Bizim sandığımız güç de aslında O’nundur. Bizim talebimiz bile söz konusu değilken bize bahşedilmiştir. Onu arttırmak elimizde değildir. Bu gerçeğin farkında olan insan artık kendisine değil, her zaman O’na güvenir/güvenmeli:
“Eğer Allah size yardım ederse, size üstün gelecek hiç kimse olamaz. Şayet o sizi yardımsız bırakırsa, artık O’ndan sonra kim size yardım edebilir ki? Öyleyse müminler yalnız Allah’a güvenmelidirler.” (Âl-i İmran, 3/160)
Tıpkı kendisine nemalanma imkânı verilmeyen tohum gibi o da bir süre sonra inanma istidadını tamamen kaybedebilir ve çürüyebilir. İman çekirdek ve tohum, İslam ağaç, ahlak da meyve gibidir. Hep çekirdek halinde kalan iman ağaç olamadığı gibi meyve de veremez.
Rabbimiz cümlemize kamil manada iman nasip eylesin...
TWİTTER : @aliihsandemirel