İMÇ TV Haber Koordinatörü Faruk Eren, TÜRKSAT tarafından 'terör örgütü propagandası yaptıkları' gerekçesiyle ekranlarının karartılmasına tepki gösterdi. Bugüne kadar evrensel gazetecilik ilkeleri çerçevesinde haber yaptıklarını söyleyen Eren, "Anayasa Mahkemesi Can Dündar ve Erdem Gül hakkında bizce ülke demokrasisi açısından da oldukça ileri bir karar vermişken, biz de buna sevinirken ekranımız karartıldı. Trajikomik olan; Can'la Erdem 3 ay sonra ilk defa bizim kanalda canlı yayına çıktıklarında yayınımız durduruldu." dedi.
Cihan Haber Ajansı'na (Cihan) konuşan Faruk Eren, Türkiye'de son zamanlarda hukuksuzluğun, adaletsizliğin, kural tanımamazlığın, medyaya yönelik baskıların iyice arttığını dile getirdi. TÜRKSAT'tan indirilmelerini değerlendiren Eren, "Ülkedeki basın ve ifade özgürlüğü ne kadar sefil durumda olduğunun bir örneğini daha yaşadık dün. Savcının bir mektubuyla bir ticari kuruluş olan TÜRKSAT, bizi yayından çıkardı. Daha önce de 7 kanala yapılmıştı bu. Biz tabi ki tüm hukuki skandallara rağmen yine de hukuki yollara başvurarak tekrar yayına çıkmaya çalışacağız. Şu anda internet üzerinden yayın yapıyoruz ama internette de başımıza aynı şeyin gelebileceğini düşünüyoruz. İnternet siteleri sık sık üstelik televizyonlardan daha kolay kapatılıyor, erişime engelleniyor. Umarım başımıza o da gelmez." diye konuştu.
Can Dündar ve Erdem Gül'ün tahliyesine sevindiklerini dile getiren Eren, "Anayasa Mahkemesi Can Dündar ve Erdem Gül hakkında bizce ülke demokrasisi açısından da oldukça ileri bir karar vermişken, biz de buna sevinirken, hatta iki meslektaşımızı Silivri Cezaevi'ne karşılamaya gitmişken orada aslında öğrendik böyle bir yazının yazıldığını. Hükümete yakın bir takım televizyonların ve gazetelerin internet sitelerinde yer almıştı. İki arkadaşımız içeriden çıktı diye sevinirken başka bir şey yaşadık. Trajikomik olan; Can'la Erdem 3 ay sonra ilk defa bizim kanalda canlı yayına çıktıklarında yayınımız durduruldu. İstiyorlar ki tek ses olsun, sadece iktidarın uygulamaları övülsün, eleştiri olmasın, ülkede ve dünyada neler olduğu kamuoyu tarafından duyulmasın, bunu istiyorlar. Onun için de kendilerince kızdıkları, kendilerini eleştiren, karşı çıkan tüm mecraları yok etmeye çalışıyorlar. İMC'ye yapılan da bunlardan biri." ifadelerini kullandı.
'İKİ AY ÖNCE KAMERAMANIMIZ AĞIR YARALANDI'
Kararın kanal çalışanları tarafından ilk önce şaşkınlıkla karşılandığını ifade eden Eren, "Arkadaşlarımızla konuşarak normal yayınlarımıza devam edeceğimizi söyledik. İMC diğer basın kuruluşlarından daha çok baskı gördü. İki ay önce bir kameraman arkadaşımız ağır yaralandı. Yani yaralıyken bile yerde görüntü almaya devam etti. Biz habercilik için, halka kamuoyuna gerçekleri aktarmak için birçok şeyi göze almış bir kanalız. Onun için arkadaşlarımızın çoğu biraz şaşırdı ama moral bozukluğu ya da motivasyon eksikliği olmadı. Yine aynı disiplinle çalışmaya devam ediyoruz. Normal yayındaymışız gibi internette bütün haber bültenlerimiz, programlarımız aynı saatlerinde yine aynı disiplinle yayına giriyor. Bunu sürdürebildiğimiz kadar sürdüreceğiz." dedi.
'BUNDAN SONRAKİ YAYIN ÇİZGİMİZDE HİÇBİR DEĞİŞİKLİK OLMAYACAK'
Bundan sonraki yayınlarında hiçbir değişiklik olmayacağını söyleyen Eren, sözlerini şöyle sürdürdü: "Habercilik ilkelerine, evrensel gazetecilik ilkelerinin gerektiği şeyleri yapacağız. Dün de yapıyorduk bugün de yapacağız, yarın da yapacağız. Bundan geri adım atmayacağız. Zaten bize geri adım attırmak için yapıyorlar bunu ama atmayacağız. Halka gerçekleri anlatmaya devam edeceğiz. İMC sayesinde hem ülke hem dünya kamuoyu birçok şeyi öğrendi.
Kamuoyu yerde yatan sivil cesetleri gördü, ellerinde beyaz bayraklarla onları almaya giden insanları gördü, yani onlar devletin iddia ettiği gibi terörist veya bir örgüt üyesi filan değillerdi. Sadece yerlerdeki cesetleri toplamaya giden vatandaşlardı. Biz de buna tanıklık ediyorduk ve kamuoyuna aktarıyorduk. Biz canlı yayında IŞİD'in Türkiye sınırından Suriye'ye geçtiğini gösterdik tüm kamuoyuna, yalanlayamadılar bile. Soma'daki katliamdaydık. Artvin'de Cerattepe'deydik. Edirne'de mülteci krizindeydik. Sadece Cizre'de, Sur'da değildik. Elimizden geldiğince evrensel habercilik ilkeleri doğrultusunda kamuoyunu bilgilendirmeye çalıştık. Birileri bundan rahatsız olabilir, olsunlar zaten rahatsız olsunlar diye yapıyoruz, halk gerçeği öğrensin diye yapıyoruz. Buna da devam edeceğiz."
'BİRİLERİ 'SUSALIM BİZE BİR ŞEY OLMASIN' DİYORSA YANILIYOR'
İMÇ'nin başına gelenin yeni bir şey olmadığını söyleyen Eren, "Birçok medya kuruluşuna baskılar oldu. Gazeteciler öldürüldü bu ülkede. İnternet siteleri erişime kapatıldı. Ortalama günde bir gazeteci gözaltına alınıyor bu ülkede. Tutuklanan gazeteciler var. Üstelik gazetecilik faaliyetlerinden ötürü gözaltına alınıyorlar. Van'da başka bir haber ajansının muhabiri tutuklu. Arkadaşımız gözaltına alındı ,Facebook hesabından 1 yıl önce paylaştığı şey nedeniyle tutuklandı. İşte cumhurbaşkanına hakaretten…Bu kadar ağır baskılar varken birileri 'aman biz susalım hani bize bir şey olmasın' diyorlarsa yanılıyorlar. Bir gün onlara da gelir sıra. Gelmezse de gazetecilik yapmıyor olurlar zaten. Hani klasik bir slogan vardır susma sustukça sıra sana gelecek diye. Susarlarsa bir gün sıra onlara da gelir." şeklinde konuştu.
Cihan CİHAN