Türkiye IMF ile borçsuz dönem yaşamaya devam ederken, fonun Ankara’daki son temsilcisi Mark Lewis, ‘kırılgan ekonomiler’ içinde yer almamızın nedenlerini anlattı.
Türkiye ekonomisinin önemli temel güçlere sahip olduğunu belirten Lewis,“Düşük tasarruf nedeniyle büyüme yabancı sermaye akımlarına çok bağımlı” diye konuştu.
Bugün'ün haberine
göre, Uluslararası Para Fonu (IMF) ile yarım asrı çoktan aşan ilişkilerimize genelde “kriz ve borç” damgasını vurdu. Ne zaman dara düşsek, IMF ile stand-by anlaşmalarına yöneldik. Hafızalarımızda “kemer sıkma” programları ve “acı reçeteler” yer etti.
EKONOMİK KIRILGANLIK
"Türkiye ekonomisi önemli temel güçlere sahip. Bunlar; sağlam kamu finansmanı, güçlü bir bankacılık sistemi, dinamik bir özel sektör, iyi bir coğrafik konum ve genç bir nüfus. Tüm bu etkenler büyüme ve dirençlilik için iyi ama vurguladığımı gibi meselelerden biri düşük tasarruf oranları. Büyüme yabancı tasarruflara ve sermaye akımlarına çok bağımlı. Bu da yüksek cari açıklara ve dalgalı sermaye akımlarına bağımlılığa neden oluyor."
CARİ AÇIK ÖNEMLİ
"Şu anda yaklaşık 11 bin dolar olan kişi başına düşen geliri yükseltme konusunda Türkiye hızlı gelişim gösterdi. Bu kısmen, diğer yükselen piyasalarda da gördüğümüz bir eğilim olarak, iyi ekonomik büyümenin yanı sıra enflasyon ve döviz kuru etkilerini yansıtıyor. Geleceğe baktığımızda, söz konusu döviz kuru ve enflasyon etkilerinin Türkiye’nin döviz cinsinden kişi başına düşen gelirini artırmaya muhtemelen daha önceki kadar yardımcı olmayacak. Dolayısıyla temel zorluk daha fazla cari açık üretmeden büyümenin ne şekilde artırılabileceğidir."
KAMU TASARRUFA ÖNCÜLÜK ETMELİ
"IMF, Türkiye’de tasarrufun nasıl artırılacağı konusunda birkaç çalışma yaptı. Bu dokümanları da açıkladık ve tasarruflara yardımcı olacak politika tedbirlerini özetledik. Bunların yanında ayrıca, memnuniyetle karşılanan bireysel emeklilik sistemi reformu ve daha güçlü kamu mali dengeleri yani ‘kamu tasarrufları’ toplam tasarrufların artırılmasına katkı sağlayacağı gibi kayıtdışılığın azaltılmasına ve işgücüne katılımın artırılmasına yönelik çabalar da benzer olumlu etkileri yaratacaktır. Tabii ki uygun faiz oranları da insanları harcamaktan daha çok tasarrufa yöneltmek açısından önemlidir."